Susturamazsınız!..
Yazar: Alev Göral
Anaların ağıtları duyulmasa da kanayan yüreklerini susturamazsınız...
Medya olayı aktaramasa da çağlayan gözyaşlarını susturamazsınız...
Televizyonlara yasak getirdiniz belki ama, geceden basılan gazeteleri toplatamazsınız...
Kendi kanallarınızda düzlüğe çıkan ekonomi, tecavüzcüyle evliliğin getirisini konuşabilirsiniz ama, biraz mantığı olan insanın ağzından kelimeler dökülmese de gözlerinden fışkıran alevi susturamazsınız.
Deniz Gezmiş'leri, Bahriye Üçok'ları, Uğur Mumcu'ları, Çetin Emeç'leri, Gaffar Okkan'ları, Hrant Dink'leri ve daha nicelerini öldürebilirsiniz belki ama, Gezi Parkı olaylarında yüreğini ortaya koyan gençliğimizin karanlık gördükleri geleceklerine olan isyanını ve sessiz sedasız aydınlanma çabalarını susturamazsınız.
Susturamazsınız!..
Sadece baskılayabilirsiniz...
Bir süre sonra baskılanan bir yayın kontrolsüz fırlayışını da engelleyemezsiniz. İçten içe yanan yürekleri, koru hiç bitmeyen yanlışlara olan isyanın alevlenmesini önleyemezsiniz.
Atatürk çocuklarının çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma çabalarının önünde asla duramazsınız!..
Türkiye'de ihmalden kaynaklanan, yandaşlara zarar gelmesin diye üstü örtülmeye çalışılan tüm olayların medyada konuşulmasını bir süre engelleyebilirsiniz ama, beyinleri kazıyamaz, dağlanan yürekleri onaramazsınız...
Türk Milleti'nin balık hafızalı olduğunu ve hayat mücadelesi içinde karnını doyurmaya, çocuğunu okutmaya çalışırken günceli ötelediğini ve unuttuğunu düşünebilirsiniz ama, bazen en dibe vurmadan çıkış olmadığını bilecek kadar da zeki olmalısınız.
Yandı...
Cayır cayır tam 11 çocuk ve bir eğitmen yandı...
Şansları varsa gazdan boğuldular, boğulmadılar ise etleri alevler içinde kavrula kavrula yandılar. Ya analar, babalar...
Onların ne hissettiğini anlamak için empati yapmaya bile insanın yüreği elvermiyor.
Taşımalı sistemle evlerinden, ailelerinden uzak, ülkeyi aydınlığa taşımak için hasret çekerek okumaya çalışan bu küçücük canların vebalini kim ödeyecek? Nasıl ödeyecek?
"Madımak Oteli, Soma kömür ocakları ve benzerleri gibi bu facianın üstü de kapatılacak mı?" diye düşünmeye bile gerek yok, zaten baştan kapatıldı!
Susturun, kapatın, görmezden gelin, öteleyin...
Elbet her inişin bir çıkışı vardır. Ve elbet Mustafa Kemal'in çocukları bir gün bu ülkeyi çağdaş medeniyetler seviyesine tekrar çıkaracaktır.
Allah'ın adaleti sizi elbet bu dünyada mutlaka yakalayacaktır.
Allah hak edene hak ettiğini bu dünyada da, öbür dünyada da yaşatacaktır.
Akıl sağlığımızı ve çocuklarımızı koruyabilmek umudu ile, hür, özgür, yasaksız, adil ve güçlü kalın...
Bu ülkenin özgürlüğüne sahip çıkan, aydınlık fikirli, konuşmaktan korkmayan insanlara ihtiyacı var...