Dün gece ay ışığında 1 "hiç" olduğumun farkına vardım.
Uyuşturulmuş bir toplumun uyuşmuş 1 vatandaşından herhangi biri olmaktansa... "Hiç"bir beklentiye veya umuda kapılmadan derhal isyan, sürekli isyan...
Çünkü anlamsızlaşan, "hiç"leşen bu hayatı anlamlı kılacak isyandır... Özgürlük ateşiyle yanıp tutuşmaktır.

Saatleri kırmakla işe başladım!
Kalemleri KIRDIM, gemileri YAKTIM, köprüleri YIKTIM...
"Hiç"bir yere gidiş yok, "hiç"bir şeyden kaçış yok, "hiç"bir şeyden dönüş yok!
Zamana meydan okuyorum, herşeyi ile birlikte alayına; uyuşturulmuş topluma, sahteleştirilmiş etik değerlerliyle geleneğine - kültürüne, gerçekleri çarpıtılmış tarihine, içi boşaltılmış yasalarına -hukuğuna- adaletine... "mal"laştırılmış sanatına - edebiyatına, markalaştırılmış şehrine, herşeyi itirazsız kabul eden "hiç"leşmişlere, üstüme giydirilen kimliğe..
Yaratıcı gücümün, özgürlüğümün, hayallerimin önünde engel olan her şeyi "hiç"e sayıp sövüp geçiyorum.
Burada "hiç" olmayan yeni bir hayat istiyorum.
Yaşadığımız "hiç"lik aslında var olması gerken her güzel şeyin yokluğudur.
"Hiç"e sayıldığın halde varmış gibi yapmaya hayır.
Bugün, hemen şimdi, burada var olmak için isyan, isyan, isyan...
(*) Bu bir "Fergo" sanat anlayışı manifestosudur.