Üç göz bir kente baktığında üç farklı şey görmez; otuz üç farklı şey görür. Otuz üç farklı görme hali, çizgisel ve karalanmış olana, dokusal ve renklendirilmiş olana, yüzeysel ve çarpıtılmış olana dönüştüğünde ise ortaya çıkan çerçevelere bakanların da içine katıldığı yeni bir "görmeler dizisi" başlar. Kent/3 ile başlayan Kent/3 ile süremez. Kent/33 ile, Kent/333 ile Kent/3333 ve mimarlık kaygısının çoğalttığı sonsuz bir arayış ile sürer.
Kent/3 /1 / Çizgisel ve Karalanmış
Çizgisel ve karalanmış olan, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/ 333, Kent/3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içine cesaretle atan bir tahayyüldür. Kentin karmaşasının içinden koparılıp beyaz bir boşluğa taşınan ev, ağaç, bahçe duvarı, saçak, çıkma, kule, köprü, kendisini çizgisel ve karalanmış olan aracılığıyla yaratılan siyah bir kaosun orta yerinde bulur. Ev orada artık eski ev, ağaç orada artık eski ağaç, bahçe duvarı orada artık eski bahçe duvarı, saçak orada artık eski saçak, çıkma orada artık eski çıkma, kule orada artık eski kule, köprü orada artık eski köprü olarak kalamayacaktır. Çizgi, görünür kılmaya çalıştığını karalanmış bir mekânın içinde yeniden ve yeniden savurur.
Kent/3/ 2 / Dokusal ve Renklendirilmiş
Dokusal ve renklendirilmiş olan, çizgisel ve karalanmış olanın yarattığı kaostan kaçmak ister. Birbirinin ardına eklenen dokular ve renkler, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/333, Kent/ 3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içinde çoğaltsa da bu dinginlik peşindeki bir çabadır. Görüntüler netleştirilmelidir; ayrıntılar gözden kaçırılmamalıdır; kurumuş dal, kenara bırakılmış bisiklet, yarı kapalı perde, yansıması suya vuran kayık, dokusal ve renklendirilmiş olan aracılığıyla yaratılan dingin dünyanın doğal bir parçası olmalıdır. Beyaz bir boşluğun ortasında, birbirine yaslanan kırmızı çatılı evler, yemyeşil ormanları bekleyen deniz fenerleri, tanıdık taş sokaklar, huzurlu kıyılarla kurgulanan bu ideal, sanki hiç olmamış bir mekânın hiç olmamış hikâyesini anlatır.
Kent/3/3 / Yüzeysel ve Çarpıtılmış
Yüzeysel ve çarpıtılmış olan dokusal ve renklendirilmiş olanın yarattığı dinginliğe izin vermez. Gözün gördüğü doğru değildir ve hiçbir zaman da doğru olmayacaktır. Eğilen, bükülen, yuvarlanan çizgiler, dönüşen renkler, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/333, Kent/3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içinde yoğurur. Sonuç tam bir huzursuzluktur. Yer sanki yarılacaktır. Evler sanki yürüyüp bilinmeyen bir yöne gidecektir. Dağlar sanki kondukları yerlerinden kalkıp bulutların arasına yükselecektir. Ne ki görmeler arttıkça binaların altından kayıp giden zeminler, eğrilen duvarlar, dans eden çatılar, baş aşağı dönen kuleler, yönünü şaşırmış vadiler, tekinsiz sokaklarla anlamını yitirmiş gibi görünen mekân sarsılacak, ama inanılmayacak kadar kısa bir zamanda artık eskisi gibi olamayacak anlamına yeniden kavuşacaktır.
* Bu metin, Rafet Utku, Işın Can ve İrem İnce'nin resimlerinden oluşan Kent/3 sergisi için "sergi metni" olarak yazar tarafından hazırlanmış ve sergide yer almıştır.