Siz de marka olabilirsiniz
Yazar: Konuk Yazar
Erkan Yardımcı
Marka ve iletişim danışmanı
Birey olarak kendinizi marka olgusuna çok mu uzak görüyorsunuz?
Eğer öyleyse yanılıyorsunuz.
Çağımızda marka olgusu o kadar yaygın ve o kadar etkin ki, herhangi bir iş ya da faaliyet bu olguyla olumlu veya olumsuz bir etkileşim içerisine mecburen giriyor. Zira marka olgusu çağımızda toplumsal bir kültür haline gelmiş durumda. Bu kültür hepimizin seçki kalıplarını etkiledi ve "marka konformizminin güvenli sularında olmayı" alışkanlık haline getirdik. Herhangi bir iş, hizmet, ürün, bilgi, fikir, haber, zanaat gibi "aklınıza ne gelirse onu" almak, dinlemek, önemsemek için artık, marka olgusunun bizi alıştırdığı davranış kalıplarına uygun hareket ediyoruz.
Avukat, doktor, mimar, öğretmen, diş hekimi, mühendis, kuaför, dekoratör veya mahallemizin elektirikçisi olsanız da artık verdiğiniz hizmet ile ilgili beklentinin asgari düzeyi marka olgusunun topluma yerleştirdiği bu kültür çerçevesinde şekilleniyor.
Uzmanlık alanınızda ne kadar iyi olsanız da bu artık tek başına yetmiyor. Bir bakıyorsunuz ki günün birinde uzmanlık alanınız konusunda sizden hiç de öyle aman aman üstün olmadığını bildiğiniz meslektaşınız uzmanlığının yanına kişisel imaj ve iletişim yönetimi becerileri ekleyerek zaman içerisinde saygın ve talep gören bir noktaya gelivermiş.
Bu sizin için de mümkün. Üstelik bunun için bir işletme ya da kurumda ücretli çalışıyor olmanız da engel değil. Birçok işletme çalışanlarının marka olmasına destek veriyor ve bu sayede kendi markalarına ilave bir katma değer katıyorlar.
Sabır ve istikrarla sürdüreceğiniz imaj ve iletişim yönetimiyle başarılı olabilirsiniz. Temel birkaç ipucunu ben buradan size yazayım;
1) Üç özelliğinizi keşfedin. Bunlar tabii ki uzmanlığınızla ve hizmet verdiğiniz şey ile ilgili. Bunlardan sizi en özel kılanı ana özellik olarak özgün bir şekilde dile getirin. Diğer iki özelliğiniz ana özelliğinizle yarışmamalı hep biraz geride kalmalı, ana özelliği desteklemelidir.
2) Hizmet verdiğiniz konuda ya da uzmanlık alanınızda sizi özel kılacak bir uygulama metodunuz olsun. Bu size özel de olabilir, kendini kanıtlamış genel bir method da olabilir.
3) Kendinizle ilgili övücü ("Hizmetlerim kalitelidir", "işin uzmanıyım" ve benzeri) propaganda yapmayın. Sizin propogandanızı sizden hizmet alan kişiler yapmalı. Onun yerine konu hakkında kritik bilgiler vererek propaganda yapın. "Bu işin bu noktası çok kritiktir, burası şöyle kritiktir" şeklinde bilgi verilmelidir.
4) Sizden hizmet alan insanların sizin hakkınızda konuşabilmesi için onlara hikayeler verin. Örneğin insanlar isabetli karar verdiklerini, akıllıca iş yaptıklarını başkalarına anlatmak isterler. Bunu da doğrudan yapmazlar işin sonucundaki pozitif yanları anlatarak ne kadar akıllıca bir karar verdiklerini göstermek isterler.
5) Memnun kalan ve kendilerini avantajlı hisseden insanlar bu memnuniyetlerini başkalarıyla paylaşırlar. İnsanları memnun edin.
6) Hiçbir zaman kimseyle polemiğe girmeyin.
7) Hizmetlerinizin ekonomik değerini düşürmeyin (Pahalıya da satmayın). Bir indirim yapıyorsanız bunun makul bir gerekçesi olmalı, bunu hizmeti alan iyi anlamalıdır. İndirim hizmetinizin değerini aşındırmamalıdır.
8) İstikrarlı olun görünümünüzde dahil bir çok konuda radikal değişiklikler yapmayın.
9) Sosyal medya ve internette aktif olun. Çeşitli sosyal faaliyetlere katılın.
10) Sizden hizmet alanların deneyimlerini ve duygularını öğrenmenin yollarını bulun. Onların bu deneyim ve duyguları paylaşmaları için teşvik edici olun. Bir blog sahibi olabilirseniz bu paylaşımlar için güzel olur.
Sevginin sıcaklığı ile kalın...