*Bu yıl Kent Kitaplığından İzmir depremleri ile ilgili iki kitap çıktı. Melih Tınal İzmir Depremlerini, Rauf Beyru 19. Yüzyılda İzmirde doğal afetlerini yazdı. İki kitabı da okudum. Karaburun depreminden sonra tehlikeli kamu yapılarını bir kez daha anımsadık. Aldığımız tedbirler nasihatten öteye gitmedi
178 depremi için Romalılar bakın neler yazmış:
Güzel büyük Agora! Her meydanı bir Agoraya benzeyen altın ve kutsal törenlere ithaf edilmiş sokaklar! Kenti kucaklamak için uzanan limanlar! İnanılmaz güzellikteki gymnasiumlar! Tapınakların ve Temonosların zarafeti! Toprağın altında nereye kayboldunuz! Deniz kenarındaki anıtlar! Hangi gözyaşı kaynağı böyle bir kötülüğe yeter! Batı rüzgârları artık yıkıntıların içersinden esip geçiyor!
*1297 (Tekke) Sokaka Anafartalar Caddesinden ve Oteller Sokağından girilir. Sevdiğim sokaktır, beni eski İzmire götürür. Sokağı girişinde Şeyh Bedrettin Türbesi, sonunda şimdi otopark olarak kullanılan eski hanlardan örnek Kömürcü Hanı bulunur.
Bestekâr Rakım Elkutlunun evinin bulunduğu, 1967-1968 yıllında Altınordu Spor Kulübünü Türkiye basketbol şampiyonu yapan 2.14 metre boyu ile tanınan Hüseyin Alpin, radyo sanatçısı piyanist Mümtaz Uygunun yaşadığı sokaktır.
Mahalle eski adını Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde bahsettiği Fettah Camisinden alır. Geçenlerde tarihi sokakta yıkılıyor gerekçesiyle eski İzmir evinin etrafı çelik zırhla kaplandı. Yapılan masrafın yarısıyla binanın onarımı yapılabilirdi
Fettah Camisine gelince...
Yıllardır yapılan bilinçsiz onarımlarla tarihi yapının başına gelmedik kalmadı
Nihayet onarımı başladı, ikinci ilave minaresi ve lojmanı yıkıldı, eski camiden günümüze sadece güney duvarı kaldı
Mimarlık, restorasyon ve sanat tarihi öğrencilerine Fettah Camisinin tarihi kimliğinden nasıl koparıldığı örnek olarak gösterilebilir
*İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Kadifekalede yürütülen kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan yıkım çalışmalarında Yeşildere'ye bakan heyelan bölgesinde içerisinde kemikler ve kumaş parçaları bulunan, antik lahitle ilgili haberi gazetelerde okumuş olmalısınız. Romalılar buranın heyelan bölgesi olduğunu bildikleri için lahitin kaymaması için etrafına istinat duvarından başka yapı yapmamışlar
1977 yılında Afete Maruz Bölge ilan edilen, Romalıların yapı yapmaya cesaret edemediği alanda gecekondu mantığıyla yapılan yapılar İzmir Büyük Şehir Belediyesi tarafından yıkıldı ve yerine ağaçlandırma yapıldı. Bu örnek çalışmayı herkes gidip görmeli
*İzmirde yatır yerleri çok fazla değil, 956 Sokakta İplikçi Dede Türbesi haziresinde yaklaşık 300 yıl öncesine ait mezarlar var. Mezar taşında kahve içmeyi sevdiği yazılı Müderris Ali Efendi ve kızları yatıyor. İplikçi Dedenin kapalı alanda bulunan türbesi zaman içersin mescit olarak kullanılmış. Sonra birileri gelip sandukasını bir kenara atıp burayı depoya çevirmiş.
Nihayet korkulan oldu, kent belleğinde ismi anılmayan İplikçi Dedenin mezarı birkaç gün önce tarihinde ilk kez saldırıya uğrayıp defineciler tarafından kazıldı
Defineciler, Emir Sultan Haziresi, Kapanizade Evi ve hamam kalıntısından sonra burayı da delik deşik ettiler
İzmirde kültür varlıkları saldırı altında
* Geçen hafta, Bucada arkadaşımın annesi vefat etti, doktorun eve gelip ölüm raporu vermesi gerekiyor. Cumartesi, pazar belediyede görevli doktor yok, dışarıdan bulun demişler. Raporu herhangi bir özel poliklinik veya aile hekimi de verebilirmiş... Sonunda acılı arkadaşım bu yolu deneyip 150 TL karşılığında dışarıdan doktor getirip ölüm raporunu aldı...
25 Ekimde benim başıma benzer bir olay geldi. 86 yaşındaki kayınvalidem doğduğu eski İzmir evinde hayata gözlerini yumdu. İlk işim 188i aramak oldu, Konakta katlı otoparkın altında defin işleri bürosuna gittim. Gözlerden ırak küçük bir ofis. Araba park etmek sorun.
Evrakları hazırlandı, arkasından Basmane meydanındaki belediye binasından doktoru alıp eve götürmemi istediler. Dönüp doktoru almak için tekrar Basmaneye geldim. Belediye binasıyla evimin arası 200 metreyi geçmez.
Ertesi gün usulen belediyeden bir bayan telefonla arayarak başkan adına baş sağlığı diledi. Kendisine teşekkür edip, defin işleri bürosunun otoparkın altından kaldırılıp merkeze taşımalarını, acılı yurttaşları doktor için belediye kapısında bekletmemelerini, belediyenin araçlarıyla cami önlerinde özel cenazelerde çay, pilav dağıtmamaları önerisinde bulundum
*Server Tanilliyi 70li yılların başında tanıdım. Şişli Siyasal Bilgiler Yüksek Okulunda Uygarlık Tarihi dersi veriyordu. Arkadaşımın daveti üzerine gidip dersini dinledim. Gördüğüm en kalabalık sınıftı, benim gibi başka okullardan hocayı dinlemeye gelen öğrenciler vardı. Hoca öğrencilerine pikaptan şimdi ismini anımsayamadığım bir pop şarkıcımızın şarkısını dinletti. Uygarlık tarihi kitabını teksir kâğıtlarından okudum.
Server Tanilliyi vuranlar tabii ki yakalanmadı. Renkli kişiliğiyle tekerlekli sandalyesinin üzerinde ilkelerinden taviz vermeden aydınlatmaya ve üretmeye devam etti. Işıklar içerisinde yatsın