Memur olmayan hamile bayanların anatomisi mi farklı?
Yazar: Ercan Sever
Türkiye çalışanlar için zor bir ülkedir. Memur olmayan çalışanlar için ise daha zordur. Çünkü çalışma yaşamı ile ilgili düzenlemelerde, kazanımlar genelde kamu çalışanları için yapılır. Kamu çalışanlarının devlet teminatı altındaki iş güvencesi, özlük hakları özel sektör çalışanları için hep öykünülecek imtiyazlardır. Çalışma yaşamına yönelik pek nadir görülen iyileşmeler de hep kamu çalışanları içindir.
Devlet kapısı efsanesini doğuran bu ayrımcılık toplum da öyle yer etmiştir ki evlililikten tutun da kredili satışlara her alan da kamu çalışanlarına pozitif ayrımcılık yapılır. Bu kanıksadığımız çelişki normalleşeceği yerde her geçen daha kaotikleşir, temel insan haklarına amansız bir saldırı haline gelir. ‘Ya bu kadarı da olmaz artık’ dedirten ve içinde ‘annelik’ gibi kutsal kavramın da olduğu çarpık uygulamaya ilişkin haberler son dönemde gazetelerde yer buldu.
Anne sütünde memur, özel sektör ayrımı yapan vicdansızlar
25 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren Torba Yasa ile doğum yapan memura yeni haklar getirildi. Doğum yapan kadın memurlar artık gece nöbeti tutmayacağı, doktor raporunda belirtilmesi halinde hamileliğinin 24. haftasından önce ve hamileliğinin 24. haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyeceği yasa ile belirlendi.
Dikkat ederseniz bu temel insani kazanım sadece memur anne adaylarını kapsıyor. Yasada çalışan kesimin büyük bölümünü oluşturan özel sektör çalışanları ile ilgili bir düzenleme yok. Bugüne kadar memur olmayan çalışanlara birçok özlük hakkının verilmemesine alışmıştık da anne - çocuk sağlığının en kritik dönemine yönelik bu düzenlemede özel sektör çalışanlarının dikkate alınmaması en hafif ifade ile vicdansızlıktır, ayıptır.
Bu kazanımdan memur olmayanları yararlandırmayanlar özel sektörde çalışan hamile kadınların farklı bir anatomik yapısı olduğunu mu düşünmektedirler. Memur kadınların bebeklerinin süt ihtiyacı veya anneleri ile birlikte olmak ihtiyacı özel sektör çalışanı annelerinkine göre daha mı fazladır?
Aslında konu insan hakları, ayrımcılık temelinde hukukun konusudur. Hatta iç hukukun tükendiği yerde evrensel hukukun işletilmesi gereken büyüklükte ayıptır. Sabah akşam etnik veya inanç temeli üzerinde hukuk, adalet şekillendirmek isteyen siyasal organizasyonların yıllardır süregelen bu çelişki üzerine tek kelam etmemeleri garabet olarak önümüzdedir.