Kültürparkta "Kadın Dostu Kent İzmir" onuruna İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Kadın Dostu Kent Kadın Festivali"nin etkinliğindeyim. Onlarca kadın sivil toplum kuruluşunun açtığı standların arasından geçerek söyleşinin düzenlendiği salona giriyorum. Konu yerel yönetimlerde, kadınlara yönelik uygulamalar. Konuşmacılar Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer.
İzleyenler en çok kadın. En önde de Aziz Kocaoğlunun eşi Türkegül Kocaoğlu oturuyor. Kadınları herhalde semt merkezlerinden toplayıp getirdiler diyorum. Önüm, arkam, sağım solum kadınlara soruyorum "Nereden geldiniz?" diye. Kimi Karşıyaka, kimi Hatay, kimi Buca, kimisi de Bademler diyor.
Semtevlerindeki kadınlar örgüleniyor
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se01.jpg)
Semtevlerini Balçovadan çıkan bir marka haline getiren Mehmet Ali Çalkayanın konuşması oldukça coşkulu. Kadınlar neredeyse her cümlesinin sonunda alkışlıyorlar. Semtevlerini 650 kadın üyesiyle bir üretim kooperatifine dönüştürdüklerini anlatan Çalkaya, Semtevlerinin şu kriz ortamında bile takı işlerinden 680 milyar liralık bir kazanç elde ettiğini söylüyor yıl içinde. Sonra da yeni projelerini açıklıyor alkışlar arasında coşkuyla:
"Krizden etkilenmeyen sektörlerden birisi gıda. Evinizde oturarak üreteceğiniz bir çok özel ürününüz var. Biz sizin evde yarattığınız ürünleri satmanız için ortamlar oluşturacağız. Bir kafeterya projemiz var. Balçovada açılacak bu kafeteryada kadınlarımız ürettikleri gıda maddelerini satacak, gelir elde edecekler."
Şu an onay aşamasındaki kooperatifin adı S.S. Balçova Kadın, Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi olacak.
Kurulma çalışmaları süren kooperatifin bu projelerle yılda birkaç trilyon ciro yapacağı inancında Çalkaya. İstenirse el ele vererek zorlukların aşılacağını vurguluyor. Kurtuluş Savaşında kadınların çabalarından örnekler veriyor. Mehmet Ali Çalkaya kadınlara, "Bu krizi erkeği ve kadınıyla omuz omuza aşacağız. Yerel yönetimler olarak siz hareketlenene kadar direksiyonu biz tutacağız, hareket başlayınca yönetim sizin elinizde olacak" diyor.
"Sakin Şehir"in kadınları salyangoz üretecek
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se02.jpg)
Çalkayanın coşkulu konuşmasının ardından "Sakin Şehir" Seferihisarın daha sakin görünen başkanı Tunç Soyer sözü alıyor. Semtevleri projesini örnek aldıklarını belirten Soyer, sakin sakin "Emeği savunmak en çok sosyal demokratlara yakışır" deyince salonun nabzını tutuveriyor hemen.
Kadınlar Tunç Soyerin de sözlerini alkışlarla kesiyor. "Televizyondaki kadın programlarından bir alışkanlık oldu galiba kadınlarda, her cümle sonu alkışa komutlanmış gibi hareket ediyorlar" diye düşünmeden edemiyorum.
Soyer, 8 Martın kutlanacak şenlikli bir gün değil, aslında acılarla dolu hikayesi olan bir gün olduğunu anımsatıyor. "Kadınları senede bir gün hatırladığımız bugünü de tüketici toplumun mantığıyla daha çok tüketmek için araç olarak kullanmak isteyenler var" diyor.
Sakin Şehir" tanımlamasıyla Seferihisarı Türkiyenin gündemine oturtan Soyer, örnek aldıkları semtevleri projesini yaşama geçirmiş ilçede. Tunç Soyer gelişmeleri anlatıyor:
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se06.jpg)
"Dün Ulamış köyünde ilk semtevimizi açtık. Kadınlar o evi kendi evleri gibi görüyor. Misafir ağırlayacakları, bir araya gelecekleri kendilerine ait bir ev. Şu an harıl harıl file örüyorlar. Çünkü bizim pazarlarımızda artık naylon poşet kullanılmıyor."
Seferihisarda da bir kadın kooperatifi kurulmuş. "Kadınların yaratıcılığının sonu yok" diyen başkan, ilçede kadınların salyangoz üretmek için yoğun araştırma içinde olduklarını, yurt dışına ihracat yapmayı hedeflediklerini anlatıyor.
İmeceyi yeniden hatırladık
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se05.jpg)
Tunç Soyer, konuşmasında ilkokulda köy konusu işlendiğinde öğrendiğimiz "imece" kavramına getiriyor sözü. Kooperatiflerin bir dayanışma kültürü olduğunun altını çiziyor. Dünyada sadece bizim kültürümüzde olan imecenin, bu sayede yeniden gündeme geldiğini anımsatıyor. "İmece, bizi dünyada diğer uluslardan farklı kılan önemli bir zenginliktir. Emperyalizmin yok ettiği bu olguyu, kendimiz için canlandırmamız gerek" diyor.
Sakin Şehirin küreselleşmenin, emperyalizmin karşısında bir hareket olduğunu da anlatan Tunç Soyer, herkesi pazar günleri Sığacıkta düzenlenen kadın pazarına davet ediyor. Halden mal girişinin yasak olduğu, köylülerin kendi ürettiklerini sattığı pazar, tüm konukların ilgisi çekiyor.
Yakın zamanda kooperatif aracılığıyla Sefertası Lokantalarının açılacağı Seferihisarda unuttuğumuz tatları yeniden anımsayacağımızı anlatıyor keyifle Tunç Soyer.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se04.jpg)
Toplantının ardından hollerdeki sivil toplum kuruluşlarının standlarını dolaşıyorum. Balçovanın ve Seferihisarın standları neredeyse en büyük standlar. Seferihisar standında diğer standlardaki birbirine benzeyen işlerden farlı Reyhan Üzenin el yapımı bebekleri dikkatimi çekiyor. "Çinle rekabet edemeyiz ama benim kendi üretimim" diyor. İlmek ilmek işlediği bebeklerin içinde sevimli zenci bebek hemen fark ediliyor.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11032010se03.jpg)
Kadın festivalinin düzenlendiği alandan ayrılırken diğer iki belediyeninki kadar büyük, Konak Belediyesi semt merkezlerinin standının önünden geçerken, düşünmeden edemiyorum: Kadın dostu kentte, semt merkezlerinin, semt evlerinin doğmasına öncülük eden Konak Belediye Başkanı da bu toplantıda olsaydı...
Belki bir başka kadın festivalinde böyle bir manzarayı görmek kısmet olur.