Çiftçi ile olmuyor
Yazar: Engin Yavuz
Seferihisar’da Doğanbey ile Karakoç Kaplıcaları arasında, büyük bölümü dört yıl önceki yangının ardından ağaçlandırılan saha olmak üzere 1000 hektarlık alan kül oldu önceki gün.
Hava fotoğraflarına bakınca, Seferihisar çıkışından itibaren Karakoç kaplıcalarının karşısındaki birkaç yamacın haricinde yarımada uzantısında neredeyse hiç orman kalmadı..
İzmirli magandalar ve çıkan yangınları söndüremeyen ormancılar bu başarılarıyla ne kadar gurur duysalar azdır.
Hava fotoğraflarında bir şeyi daha fark ettim. Yangın çoğu yerde tatil sitelerinin yanıbaşına kadar gelmiş, siteyi kuşatmış, yeşile dair hiçbir iz bırakmamış, görevini tamamlamış ve sönmüş.
Ama bu fotoğrafları incelerken bir gerçeği daha sorgulamamız gerektiğini fark ettim.
Bu tatil siteleri, bu trilyonluk villalar bu güzel koyların dibinde ne arıyor, buralar nasıl işgal edildi, kumsalın 10 metre dibine tatil sitelerinin kondurulması için kimlerin cebine ne kadar harçlık konuldu? Bu çirkinliğe göz yumanların içi rahat mı?
Umarım, karayolunun deniz tarafında kalan ve bu yangında kül olan son ağaçlık alanlar da yakında tatil sitelerine dönüşmez.
Bol yağışlı bir kış mevsimi geçiren ve bu nedenle otların boyunun zaman zaman 1 metreye yaklaştığı yangına sürekli hassas bir yaz mevsiminin yaşandığı İzmir’de orman yangınlarının en önemli nedeni şüphesiz bu otlar..
Ama yolların, yoğun ağaçlık alanların kenarlarında tehlike yaratan bu otları temizletmekle görevli olan ve maaşlarını vergilerimizle ödediğimiz Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi’nin, Karayolları Bölge Müdürü Erol Altun’un hiç mi sorumluluğu yok?
1 Haziran’dan 12 Ağustos’a kadar Türkiye genelinde 986 orman yangını çıktı ve 2505 hektar orman alanı zarar gördü.
İzmir ve Manisa’yı kapsayan İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi’nin sorumluluk sahasında kaç yangın çıktığını bilen var mı? Ben söyleyeyim.
130 yangın meydana geldi ve kül olan orman alanlarının genişliği 1230 hektarı geçti. Geçen yıl da zarar böylesine büyüktü.
Foça’da 150 hektar, Ödemiş’te 80 hektar, Bornova Çiçekli’de Çiftçi’nin ihbarıyla arazözlerin ihbar noktasına 5 dakikada ulaştığı tatbikattan bir hafta sonra çıkan yangında 150 hektar orman alanı kurtarılamadı. Seferihisar’daki yangının sonucu ise 1000 hektarlık kararmış bir arazi..
Yangına en az İzmir kadar duyarlı Muğla’da 114 yangında 140 hektar, Antalya’da 91 yangında 59 hektar, Mersin’de 25 yangında 47 hektar, İstanbul’da 66 yangında 64 hektar orman alanı tahrip oldu.
Niye İzmir’de bu kadar çok yangın çıkıyor? Neden ormancılar başlangıçta, “Ot yangını” diye önemsemedikleri bu yangınlara, (Bu benim değil yangınlara tanık olan insanların yorumu) müdahalede geç kalıyorlar, neden bu kadar geniş alanlar yanıyor.
İzmir’de bu kadar çok yangın çıkmasının, yangınların bu kadar büyük zarara yol açmasının başka bir nedeni olabilir mi? Herhangi bir yorumum yok ama soruyorum?
Her zaman olduğu gibi bu yıl Eylül ayından itibaren Seferihisar’da yanan orman alanını yeniden ağaçlandıracaklar, bu kez kızılçam yerine geniş yapraklı, yangına dayanıklı türler dikeceklermiş.
Bu ağaçlar aynı bölgede gelecek yıl ya da izleyen yıllarda yeniden bir yangın çıkmazsa büyüyecek, ama niye üzülüyorum biliyor musunuz, ben ve benim yaşıtım birçok kişi o alanın eski haline geldiğini hiç göremeyecek.
Helikopter bol, amfibik uçaklar bile var, 100’e yakın arazöz, köylere 3 tonluk tankerler dağıtıldı, dozerler, greyderler, teknolojinin ve iletişimin bütün olanakları ormancıya sunuldu.
Başarı derseniz… İşte bu yok..
Çiftçi ve ekibi ile de sanırım hiç olmayacak.. Çünkü Fuat Barandır yönetimindeki İzmir İtfaiyesi, ormancıdan daha başarılı..