Kabak’ın işi kolay değil
Yazar: Ümit Yaldız
Başbakan Erdoğan’ın İzmir’in yeni il başkanı olarak Ömür Kabak’ı ilan etmesinin ardından yaşanan sıcak gelişmelerle devam edelim.
Öncelikle her biri başka bir adayın arkasına saklanan ve parçalı bir görüntü sergileyen
İzmir milletvekillerinin Başbakan’ın bu kararıyla şoke olduğunu ve anında tek vücut olduklarını söylemek gerekiyor.
Her biri başka bir adayı destekleyen vekillerden yedisinin birden Başbakan Erdoğan’la görüşerek Ömür Kabak’a karşı defans yaptıklarını öğrendim.
Futbolcu geçmişi olan Başbakan Erdoğan’ın önüne kurulan yedi kişilik vekil barajını, sert bir şekilde yarmasıyla gece yarılarına doğru defans çözüldü.
Başbakan Erdoğan’dan umduğunu bulamayan vekillerden bazıları, o sırada Ankara’ya davet edilen ilçe başkanlarının adayı Aydın Şengül’le diyaloğa geçerek, “Bir şey yapalım. İlçe başkanları seni istiyor. Ömür Kabak’ın karşısına dikil, biz de destekleyelim” gibi sözlerle isyana teşvik ettiler.
Ancak Başbakan’a karşı siyaset üretmenin mümkün olmadığını iyi bilen Şengül, vekillerin gazını yemeyerek, daha önce deklare ettiği, "Partinin kapısında bekçi de olurum" sözünün arkasında durup, genel merkezden gelen "Ömür’ün yönetiminde yer al" davetiyle yetindi.
Peki vekillerin Ömür Kabak’la alıp veremediği neydi? Neden Kabak’a karşı gece yarılarına kadar süren defans yapma gereği duydular?
Öncelikle, vekillerin il başkan adayı çıkarıp, birilerinin adını kulislerde dolaştırarak amaçları neyse oydu. Yani, 2011 genel seçimlerinde kendilerini destekleyecek, koltuklarını koruyacak bir yapıyı tesis etme gayretiydi tabii ki.
Ömür Kabak’a karşı defans yapan vekillerin başını çeken üç isme dikkat çekmek istiyorum. İsmail Katmerci, Mehmet Tekelioğlu, Taha Aksoy...
Yerel seçim sürecindeki ağır malubiyetin müsebbibi üç isim. Kimi aday olup kaybetti, kimi aday çıkarıp kaybetti. Bir nevi kaybedenler kulübü gibiydiler.
Başbakan Erdoğan’ın Aydın Şengül için huzura çıkan ilçe başkanlarına söylediği, “Bu hezimet Osmanlı’da olsaydı, çok kelle alınırdı...” sözünün ne anlama geldiğini iyi bilen vekiller, bir anlamda Nükhet Hotar Göksel tarafından desteklediği düşünülen Ömür Kabak’ın kendilerine karşı cephe alacağı hissine kapılmış olabilirdi.
Yoksa Ömür Kabak’ın sayın vekillerin desteklediği adaylardan hiçbir eksiği yoktu, aksine çok fazla artısının olduğu bile rahatlıkla söylenebilirdi.
***
Başbakan’ın Ömür Kabak’ı neden tercih ettiğine gelince;
İzmir’deki ekipleşmenin, hizipçiliğin, dar bölge anlayışına dayalı yapılanmanın iflası ilk neden bence...
Seçimlerde Büyükşehir adayı Taha Aksoy’dan fazla oy alması, metropolde partisinin mutlak oyunu önceki seçimlere nazaran arttırmayı başaran tek aday olması, göçmen kökenli ve merkez sağ patentli olması gibi etkenler olmakla beraber, en önemli neden kent siyasetinde iflas eden ekip mantığıydı.
Öyle ki, vekillerin bir bölümü işi ticari ortaklıkları döküp, ortaklarını bir noktaya taşımaya, teşkilatın diğer yapılarını görmezden gelip, yok saymaya kadar götürdüler.
Hem 2007’de hem de 2009’da İzmir’i Abdullah Gül’e yakın ekiplere emanet eden buna karşın teşkilat yönetimi Karadenizlilere bırakan Erdoğan, iki yapının çatışmasının kent siyasetine verdiği zararı yaşayarak öğrenmiş görünüyor.
Bu iki modelin iflasıyla İzmir’de kentin dilini konuşan, İzmir’i normalleştirecek bir isimle yola devam etmesi bekleniyordu ve Erdoğan bekleneni yaptı.
***
Neyse, sıcak gelişmelerle devam...
İsyan tekliflerine "hayır, yapamam" şeklinde yanıt veren Aydın Şengül ile Ömür Kabak dün geç saatlerde Başbakan Erdoğan’ın konutunda huzura kabul edildi.
Kulislere yansıyan bilgiye göre Kabak, yönetimini yapma konusunda sınırsız bir yetkiyle donatıldı, ancak uyarıldı da: “Yönetimini yapmakta özgürsün. Ancak, İzmir’deki başarı ve başarısızlıktan da doğrudan sorumlusun”
Başbakan’ın ağzından dökülen bu sözler, İzmir’in bundan sonraki il başkanı Ömür Kabak’ın omuzlarındaki yükü on kat arttırıyordu.
Bu manada Kabak’ın ilk karnesini, 2011 genel seçimlerinde alacağını söyleyebiliriz.
Bu karne Kabak’ı 2014’te Büyükşehir adaylığına taşıyabileceği gibi siyasi hayatının sonu da olabilir. Yani Kabak, ağır bir yükün altında ve sırat köprüsünde yürüyor.
***
Ankara’da Ömür Kabak’a karşı defans yapan vekiller ve kentteki uzantıları ise dün de boş durmadılar. Ulaşabildikleri herkesle temasa geçip Kabak’ın yönetimini protesto etme çağrısında bulundular.
Ancak başarılı olamadılar. Kaldı ki, bu tercih kentte birkaç yapıyı tasfiye ederken, son dönemlerde mağdur olan yapıya da can simidi oldu.
Başbakan’a bayrak açıp, kongre salonuna girecek başka bir aday çıkacağını hiç sanmıyorum. Çünkü böyle bir girişim, girişim sahibi siyaseten ipe götürür. Başbakan’ın çatlak sese hiç tahammülünün olmadığı bir dönemdeyiz. Fay hatlarıyla yeni bir farklı siyasi girişimlere kadro yaratmak istemiyor Erdoğan.
Gelelim yeni yönetime...
Bildiğim kadarıyla Ömür Kabak’a yönetim için yukarıdan rica edilen tek isim mevcut başkan Aydın Şengül. Başbakan Erdoğan’a Ömür Kabak’ı önerenlerden biri olan eski İl Başkanı Ali Aşlık da hakem kurulunda kendisine yer bulabilir.
Başkan adaylarından Bülent Delican, Ömür Kabak yönetiminin önemli yapıtaşlarından biri olabilir. Çünkü Delican-Kabak arasında en başından itibaren ciddi bir uyum söz konusuydu. Eski il yöneticisi Ahmet Hakan Ay ve Çiğli’de meclis üyeliğinden istifa eden, İl Genel Meclisi eski Üyesi Hami Karacan’ın da yeni yönetiminde olması kuvvetle muhtemel.
Yeni yönetimin diğer aktörleri ise sanıyorum ilçe başkanlarının önerileri ve Kabak’ın kendi tercihleriyle şekillenecektir.
Şimdilik bu kadar...