Müze ev...
Yazar: Orhan Beşikçi
İsviçre'de dağ kasabasında eski bir evi müze yapmışlar. İçeriye giriş büyüklere 6 Frank, küçüklere bedava. Evin bir odasında zamanında saat imalatı yapılmış, el aletleri olduğu gibi duruyor. Helâ aramayın, onun yerine paravan arkasında ortasında lazımlık olan koltuğu kullanmışlar. Mutfak, kiler, yatak odası, değirmen, ahır aynen muhafaza edilmiş, evde kullanılan bütün araç gereç ve eşyalar işe yaramaz diye bir kenara atılmayıp saklanmış. Çocuklara müze sevgisini aşılamak için müze evde belli günlerde etkinlikler yapılıyor.
Eski İzmir evlerinin korunması için yıllardır yazıyorum, ancak alınan mesafe belli. Geçen hafta bir semt gezisi yaptık, geziye Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Vali Yardımcısı İsmail Gürsoy ve kentin tarihi dokusunu tanımak isteyen bir grup İzmirli katıldı. Geziye özellikle Turizm ve Kültür Müdürü'nün katılmasını istedim. Kentte hâlihazırda Kültür Müdürü yok, vekil müdür davete nezaketen cevap bile vermedi. Müdür Bey geziye katılsaydı kendisini eski İzmir evlerinin olduğu sokağa götürüp, tavan süslemelerinde ay yıldız kazılı, badem taş döşeli, avlusunda mermer havuzu, helâsı, banyosu, şöminesi olan İzmir evini müze ev yapalım önerisinde bulunacaktım. Kenti tanımayan kültür müdürleri İzmir için şansızlık değil mi?
Yerel seçimler yaklaşıyor, başkan adayları genel merkezden gelecek habere odaklandılar. Tarihi kent lerde belediye başkanlığı yapmak kolay değil. "Konak Meydanı'nı Kızıl Meydan gibi yapıp Saat Kulesi ve Yalı Camisi'nin yerini değiştireceğim, Kemeraltı'na dozer sokacağım" diyen dar görüşlü adaylara 8500 yıllık muhteşem bir tarihe sahip kenti emanet etmek istemem.
İzmir Sanat
İzmir Sanat üzerine yazılar yazdım, bir gün olsun bu camiadan arayıp "sen ne diyorsun?" diyen olmadı. İzmir Sanat'ın ekim programına baktım, Büyük Salon'da 17 gün, oditoryumda 1 gün etkinlik var. Daha çok akşam etkinliği yapılan salonlar gündüz boş. Oysa bu salonlar hemen her gün dolup taşardı.
Ayak alışkanlığım olduğu için 16 Ekim akşamı aylık bülteni almak için İzmir Sanat'a uğradım. Deniz Yüksel fotoğraf sergisinde sanatçının fotoğraflarının sergilendiği salonun boş, kokteyl verilen İzmir Sanat bahçesinin sanatseverlerle dolu olduğunu gördüm. Sergi salonlarında adettendir, eline içkisini alan bir tablonun yanına gidip sanatçıyla konuşur veya kendi aralarında sanat dedikodusu yaparlar. Bu kez sergide sanatseverlerin bahçede masa düzeninde oturarak demlendiğini gördüm ve irkildim. Neredeyse 40 yıldır sergilere giderim böyle masada demlenerek sanatçıya katkı veren sanat izleyicisi görmedim. Sergi salonlarının kafa çekme yeri olmadığını, İzmir Sanatı yönetenler görmüyor mu?