Trafik kazaları ve gerçekler
Yazar: Dr. Ülkümen Rodoplu
1-7 Mayıs tarihleri arasında, Karayolu ve Trafik Güvenliği Haftası kutlandı. Kaçımızın dikkatini çekti? Kaç kişi bu konuda haber okudu veya izledi? Yaşadığımız il ve ilçelerde trafik kurallarına uyma ve dikkatli araç kullanma konusunda bir uyarı ya da duyuru duyanımız var mı? Şehirlerin sadece birkaç meydanında asılan dövizlerle geçiştirilen bu haftanın çok daha verimli değerlendirilmesi gerekmez mi?
Gelin, bu haftanın nasıl doğduğuna bakalım:
Trafik sorunlarına cozum getirmek amaciyla bir cok Avrupa ulkesi aralarinda anlasarak bir konsey kurdu. Bu konseye Turkiye de uyedir. Merkezi Fransa'nin baskenti Paris'te olan bu konseyin uyeleri, zaman zaman toplanarak trafik sorunlarini gorusurler. Bu konsey, Mayis ayinin ilk cumartesi gunu ile baslayan haftayi "Uluslararasi Karayolu Güvenligi Haftasi" olarak kabul etmistir. Ulkemizde de trafik kazalarinin onlenmesi yolunda caba gosteren kuruluslarca, ayni hafta "Trafik Güvenligi ve Eğitim Haftasi" olarak kabul edilmistir. Bu hafta boyunca; yayin organlari, radyo, televizyon araciligi ile trafik kazalarinin onlenmesi icin halka trafik kurallari anlatilir. Trafik kurallarina uyulmasi gerektigi belirtilir. Okullarda ogrencilere trafik bilgileri ogretilir. Toplum Sagligi Arastirma ve Gelistirme Merkezi tarafindan hazirlanan bildiriye gore trafik kazalarinin nedenleri arasinda asiri hiz ve alkol tuketimi olumle sonuclanan kazalarin nedenleri arasinda en basta geliyor.
Trafik kazalari
- Dunya’da karayollarinda olusan trafik kazalarinda her yil yaklasik olarak 1.2 milyon kisi olmektedir. 20–50 milyon civarinda insan da yaralanmaktadir.
- Daha etkili onlemler alinmazsa trafik kazalarina bagli olum ve sakatliklar gelecek on yil icinde de artacak ve 2020 yilinda 8. onemli olum nedeni haline gelecektir.
- Kuresel olcekte, trafik kazalarina bagli olumlerin yüzde 40'indan fazlasi 0–25 yas grubunda olmaktadir.
- Trafik kazalari 5–25 yas grubundaki olum nedenleri arasinda ikinci sirayi almaktadir. Genc yas icin son derece onemli bir orandir. 0–25 yas grubunda trafik kazalarina bagli olumlerin en yuksek oranda oldugu ulkeler ozellikle Afrika ve Dogu Akdeniz bolgesindeki az ve orta duzeyde gelire sahip ulkelerdir. 0–25 yas grubunda trafik kazalarindan olenlerin yüzde 75'i erkektir. Az ve orta duzeyde gelire sahip ulkelerde, kazaya karisan genclerin cogu bolgeden bolgeye degismek uzere yaya, bisIkletli, motosIkletli ya da ozel ya da kamu ulasim araclarinin yolcularidir.
- Az ve orta duzeyde gelire sahip ulkelerde, trafik kazlarinin 100 milyar dolardan fazla maddi kayba yol actigi sanilmaktadir. Bu miktar bu ulkelerin aldiklari denizasiri kalkinma yardimlarin toplamindan daha fazladir.
Kaza nedenleri
Asiri hiz
- Aralarinda Turkiye’nin de bulundugu bircok ulkede trafik kazalarinin birinci nedeni asiri hizdir. Ortalama hizi 1 km/saat azaltmak, trafik kazalarinda yüzde 4–5 azalmaya yol acmaktadir. Trafik akis hizinin azaltilmasi yayalari da korumaktadir. Uygun hiz sinirlari belirlenmeli ve gerek kurallarla ve gerekse egitimle bu, zorlanmalidir.
Alkollu arac kullanma
- Alkol kullanma hem kaza olasiligini hem de kazanin agirligini arttirmaktadir. Sifirin ustundeki tum alkol degerlerinde, 20 yas altindaki genc erkeklerin trafik kazasina karisma orani 30 yas ve ustundeki suruculerden 5 kat daha fazladir. Bazi ulkelerde genc ya da deneyimsiz suruculer icin izin verilen kan alkol duzeyleri daha dusuktur. Bu yaklasim trafik kazalarini yüzde 4-24 oraninda azaltabilir. Tum suruculer icin kan alkol duzeyi sinirlari konulmali ve bunlarin asilmamasi ciddi cezai uygulamalar ve kontrollerle saglanmalidir.
Emniyet kemerleri
- Herhangi bir trafik kazasi meydana geldiginde emniyet kemeri takmanin hayat kurtarici degeri diger butun onlemlerden daha fazladir. Genc erkek suruculerin diger gruplara oranla daha az emniyet kemeri taktiklari belirlenmistir. Emniyet kemerleri tum yaralanmalari yüzde 40–50, olumcul yaralanmalari yüzde 40 – 60 oraninda azaltmaktadir. Emniyet kemeri takilmasinin zorunlu olmasiyla ilgili yasal duzenlemeler yapilmali ve tum suruculerde uygulanmasi saglanmalidir. Gostermelik kontroller ile sorun cozulemez.
Cocuk koltuklari
- Cocuk koltuklarinin trafik kazasi yapan araclardaki bebek ve cocuklarin olum oranlarini azaltmada oldukca etkili oldugu gosterilmistir. Cocuk koltuklarinin trafik kazasi yapan araclardaki bebeklerde olum oranini yüzde 71, ufak cocuklarda yüzde 54 azalttigi bulunmustur.
Kasklar
- Motorsiklet, moped ve bisiklet kazalarinda kafa travmasini ve olumleri azaltmanin en etkili yolu kask kullanmaktir. Motorsiklet ya da moped kullanirlarken genclerin kask kullanmama olasiligi daha yuksektir. Motorsikletlilerin kask kullanmasinin kafa travmasi riskini ve siddetini yüzde 70 dolayinda azalttigi gosterilmistir.
Karayolu ve altyapi
- Karayolu tasarimi ve altyapisini iyilestirmek icin alinabilecek onlemler sunlardir: Farkli trafik turlerini birbirinden ayirmak; yayalar ve bisikletliler icin guvenli yollar yapmak; yayalar icin kaldirimlar ve fark edilebilir karsidan karsiya gecis yapilari olusturmak; kasis vb. engeller koyarak trafik hizini azaltmak.
Ambulans ve acil servisler
- Hastane oncesi acil saglik hizmetleri, yangin sondurme ve polis hizmetleri alanindaki acil servislerin yetersizligi nedeniyle cok sayida trafik kazasi kurbani hastaneye ulasmadan olmektedir. Kaza yerinden hastaneye ve daha ileriye yonelik acil hizmetlerin iyilestirilmesi trafik kazasi kurbanlarinin yasama sansini arttiracak ve tedavisi uzun surecek yaralanma ve sakatliklardan kacinilmasini saglayacaktir.
Trafik kazaları ve ilkyardım
Kazalardan sonra bilinçli ilkyardım ve doğru organize edilmiş Acil Tıp Sistemi sayesinde ölüm ve yaralanmalar yarı yarıya azaltılabilir. Trafik kazasından sonra, eğer olay yerinin yakınındaysanız ya da bizzat kazanın içindeyseniz bazı noktalara dikkat etmeniz gerekir:
1) İlkyardım konusunda eğitiminiz yoksa yaralıya dokunmayın. Trafik kazasını öncelikle 112'ye haber verin.
2) Yardım gelene kadar çevre ile ilgili tedbirler alın: Çalışmakta olan aracın kontağını kapatın ve anahtarını korumaya alın. Araçtan sızan benzin ve benzeri yanıcı-patlayıcı maddelere karşı uyanık olun. Çevrede toplanan kişilerin sigara içmesine engel olun. Aracın önüne ve arkasına uyarı işaretleri koyarak diğer araçların kazaya uğramasına engel olun.
3) Araç içinde sıkışıp kalan yaralı varsa yardım gelmeden çıkarmaya çalışmayın. Yardım gelene kadar yaralıyı güven verici sözlerle sakinleştirmeye çalışın.
4) Yaralı bilinci kapalıysa "Temel Yaşam Desteği" uygulaması ile havayolunu açın; nefesini kontrol edin-nefes alıp vermiyorsa 2 tam kurtarıcı nefes verin ve nabzını kontrol ederek nabız alamadıysanız göğüs masajına başlayın. Unutmayın! İlkyardım ve temel yaşam desteği konusunda eğitiminiz yoksa yaralıya dokunmayın.
5) Yaralının boynunun korunması çok önemlidir. Boyunda bulunan omur kemiklerinin arasından sinir ve dalları geçer. Yaralı bir kişide eğer boyun kemiklerinde kırık ya da çatlak varsa, taşınma sırasında boyun korunmaz ve kontrolsüz hareketlerle sarsılırsa bu kırık ya da çatlak daha büyük bir kırık haline gelir. Böylece bu kırık, keskin bir bıçak halini alıp sinir dalını tamamen veya kısmen keser. Bu da yaralının çok basit bir kazadan sonra bile yanlış taşınma nedeniyle sakat kalmasına yol açabilir. Türkiye Acil Tıp Derneği, araçlarda boyunluk bulundurulmasını ve bunun zorunlu hale gelmesini önermektedir. Bir kazadan sonra boyunda kırık olabileceği düşünüldüğünde ya da şüphelenildiğinde yaralının hastaneye taşınması sırasında boyunluk takılması ve böylece Acil Servise taşınması gerekmektedir. Elinizin altında boyunluk yoksa, boynun korunmasını bir havlu, ceket, battaniye, kazak ile de yapabilirsiniz. Yaralının boynunun etrafına bu saydıklarımdan birini dolayarak boynu koruma altına alabilirsiniz.
Yaralının hoyratca hareket ettirilmemesine özen gösterin ve aracın içinden çıkarırken bacaklarında, kolunda, sırtında ya da boyun kemiklerinde kırık olabileceğini düşünün.
Herhangi bir kanama varsa yapılacak ilkyardım, bu kanamayı durdurmak için üzerine temiz bir bez yardımıyla bastırmaktır.
Kaynak: First United Nations Global Road Safety Week: A toolkit for organizers of events. World Health Organization, 2006: 6-8