Hoyratça su kullanımına son
Yazar: Kamil Okyay Sındır
İster içme, ister kullanma isterse tarımsal sulama amaçlı olsun hoyratça su kullanım devri sona erdi. Son iki yıldır su fakiri ve sürekli kuraklık tehdidi altında bir ülkede yaşadığımızı artık herkesin biliyor olması gerekir. Son iki yılda sahip olduğumuz yer altı ve yerüstü rezerv su kaynaklarımızın tamamını tüketmek üzereyiz. Peki ya gelecek yıllar ?
Toplam su tüketimimizin dörtte üçünü tarımsal sulama oluşturuyor ve tarımda yapabileceğimiz yüzde 30 düzeyinde bir tasarruf, tarım dışı içme ve kullanma suyu gereksinimimizin tamamını karşılayabilecek düzeyde... Peki o zaman neler yapabiliriz ya da yapmalıyız?
Öncelikle şunu bilmeliyiz; ülkemiz her yıl, ortalama 501 milyar metreküp yağış almakta ancak bunun 274 milyar metreküplük kısmı buharlaşma ile kaybedilmektedir. Öyleyse, alınacak önlemlerin en başında özellikle açık su yüzeylerinden; göllerden, nehirlerden, sulama amaçlı iletim kanalları ve salma sulama yüzeylerinden buharlaşmayı en aza indirmek geliyor. Tarımsal üretimde kullanılan suyun bu kapsamda özellikle kapalı veya basınçlı sulama sistemleri ile iletimi ve kullanımı büyük önem kazanmaktadır.
Yağmurlama ve yüzey sulamaya göre yaklaşık yüzde 30 ile yüzde 50 arasında su tasarrufu sağlayan ve birim alana enerji girdisini ve maliyetlerini de en aza indirebilen bir yöntem olan damla sulama sistemlerinin bu kapsamda seçimi ve kullanımının teşviki büyük önem taşımaktadır. Damla sulama sayesinde, bitki su gereksiniminin karşılanmasında süreklilik sağlanabilmekte ve toprak nemi sürekli tarla kapasitesinde tutularak bitkiyi az ve fazla su streslerine sokabilecek periyotlar ortadan kaldırılabilmektedir. Ayrıca, sulama, karık açma ve çapalama işçiliği de en aza indirilmekte ve bu sayede işçilik giderlerinde de önemli bir tasarruf sağlanabilmektedir. Diğer yöntemlerde, kullanılan fazla su nedeniyle, topraktaki özellikle azot ve diğer bazı bitki besin elementlerinin yeraltına yıkanması sorunu damla sulama sayesinde ortadan kaldırılarak bir yandan azotlu gübre kullanımında tasarruf sağlanırken diğer yandan topraklarımızın ve sularımızın kirletilmesine, toprak tuzlarının yer altı sularına ulaşmasına ve bu sayede tuzluluk sorununa büyük oranda engel olunabilmektedir. Gübrelemedeki söz konusu tasarruf aynı zamanda verim ve kalite artışı ile üretim maliyetlerinde önemli bir düşüşe neden olmaktadır. Damla sulamada kullanılan su, çok düşük debide ve büyük oranda kültür bitkisinin gereksinimine yönelik uygulandığı için arazide yabancı ot yayılımı ve gelişimi de azalmakta ve buna bağlı olarak pestisit kullanımı da en aza indirilebilmektedir.
Damla sulama teknolojisinin tüm bu faydalarının yanında, yatırım maliyetlerinin nispeten yüksek olması nedeniyle sistemin konunun uzmanı ziraat mühendislerince bilimsel ve teknik esaslara dayalı olarak projelendirilmesi ve tesis edilmesi yaşamsal önemde bulunmaktadır. Bu kapsamda, toprağın hidrolik geçirgenlik özelliklerine ve kullanılan suyun fiziksel ve kimyasal özelliklerine ve kültürü yapılan bitkinin kanopisi ve su gereksinimine bağlı olarak uygun boru, debi, basınç ve filtrasyon sisteminin kullanılması önem kazanmaktadır. Ayrıca, özellikle kemirgenler tarafından olası tahribatlara ve diğer bazı dış etkenlere bağlı olarak sistemin düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerekmektedir.
2003 yılında ülkemizde toplam 40.1 milyar metreküplük su tüketiminin yüzde 74'ü (29.6 milyar metreküp) tarımsal sulama amacıyla kullanılmıştır. Geriye kalan yüzde 26'lık (10.5 milyar metreküp) tüketimin ise yüzde 15'i (6.2 milyar metreküp) içme ve yüzde 11'i (4.3 milyar metreküp) sanayi amaçlı kullanılmıştır. 8.5 milyon hektar sulanabilir nitelikteki tarım arazimizin bugün sadece yüzde 58'i (yaklaşık 4.9 milyon hektar) sulanabilmektedir. Diğer bir deyişle, ülkemizde toplam tarım alanlarımızın sadece yüzde 17'lik kısmı sulanabilmekte ve sadece bu kadar sınırlı bir tarım alanımızda kullandığımız su ise toplam tüketimimizin yüzde 74'ünü oluşturmaktadır. Kısaca, konu sadece tasarruf açısından ele alındığında, damla sulama teknolojisinin tarım sektöründe yaygınlaştırılması ile sağlanacak en az yüzde 30'luk bir tasarrufun ülkemizin diğer tüm gereksinimlerini karşılayabilecek düzeyde olduğunu söyleyebiliriz.
Unutmayalım, hoyratça su kullanımı devri sona erdi !...