Geleneksel fuarımız sona erdi. Benim çocukluğum da o çok keyifli İzmir Fuarı dönemlerine rastlar. O dönemlerde herkesi mutlu ederdi fuar. Yeni ufuklar sunan ülke stantları, gazinolar, çay bahçeleri, çarşı, lunapark, rengarenk uçan balonlar…
Çocukluğumdan bu yana her yıl mutlaka giderim fuara. Önceden merak ve eğlenceden, sonraları mesleki zorunluluk, ardından yine merak… Ama artık çocukluğumdakinden farklı bir merak yaşıyorum: Çocukken yeni ne öğreneceğim merakıyla giderken, artık “Bakalım bu yıl nasıl, panayır mı fuar mı?” düşüncesiyle gidiyorum.
Aslında bu yıl umutluydum: “Sağlık” temasına vurgu yapılan fuarda EXPO 2015 adayı olarak bir prova yapılabileceğini hayal ediyordum. Çok şaşırmadım ama hayal kırıklığına uğradım desem yeridir.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/100907smb01.jpg)
Aslında en büyük hayal kırıklığım bu konuda oldu. Sağlıkla ilgili bir kongre, bir sempozyum ve çok sayıda hastanenin basit ama önemli kontroller yaptığı fuarın genel görüntüsü eski Tepecik Hastanesi’nden farklı değildi. Yoğun hasta sayısıyla bilinen Tepecik Hastanesi gibi tıklım tıklımdı fuar. 1 milyon 435 bin 874 kişi gezmiş. Ama Nostalji Gazinaso’nun bu yıl da açıldığı Göl Gazinosu’nun önündeki durum sağlık açısından bakıldığından içler acısıydı. Açıkta yiyecek satan çok sayıda stantta -zaten sağlığa zararlı olan yiyecekler- hiç de hijyenik olmayan koşullarda satılıyordu. Herhalde Nostalji Gazinosu’ndaki eğlenceye gelen yöneticilerin bu durumdan haberi olmaması olanaksızdır!
İçime sinmeyen bir başka görüntü ise atlı polislerdi. O güzel atların üzerindeki polisler fuara yakışmış aslında. Ama güzel de olsa hayvan işte! Dışkılarını nereye yapacaklarını bilmiyorlar. Tam kapalı fuar alanının yanında iki polisi atlarının üzerinde dışkıların başını beklerken görmek normal koşullarda eğlenceli olabilirdi belki ama… Yine de komik gelmedi bana!
Son yıllardaki ülke katılımları konusundaki sıkıntı da sürüyor. 59 ülke katılmış ama Balçova Uluslararası Halk Festivali’nde bile daha ciddi ülkeler yer aldı. Afrika ülkelerinin hediyelik eşyalarıyla sanayi ve ticaret alanında nasıl bir gelişme gösterir bu kent, anlamış değilim. Yerel katılımcılar da işi fazla ciddiye almamış. İçime sinen bir sunumun yapıldığı tek bir stant göremedim desem yeridir. Hele İzmir’in lokomotifi olması gereken markalara bu durumu hiç yakıştıramadım. Çok istekli görünen konuk il Çorum bile iyi hazırlanmamış. Geçtiğimiz yıllarda daha iyi sunumlar izlemiştik.
En çok ilgi çeken stantların arasında silah firmalarınkinin gelmesini de üzüntüyle izledim. Namluları ziyaretçilere dönük sergilenen silahlar ve merakla izleyenler endişemi biraz daha artırdı.
Bitmiş fuarın ardından konuşmak anlamsız gelebilir ama gelecek yıllarda kalitesi daha yüksek bir fuar beklentisi insanın suskunluğunu bozuyor. Bir İzmirli olarak 76 yılı geride bırakan fuara sahip çıkmak görevimiz, daha iyisini istemek, beklemek de hakkımız… Dilerim, İEF de, eski haline benzettiğim Tepecik Hastanesi gibi toparlanmaya çalışır, zihniyetini değiştirir, asıl hedefe doğru yola koyulur. Tepecik Hastanesi’nde olduğu gibi, birilerinin “Bu fuar adam olur mu?” diye sorma zamanı çoktan geldi de geçiyor bile!