Mirasçıları tarihi İzmir evini eşyalarıyla birlikte satmaya karar verdiler. Taş aynalı ceviz konsol, opalin lokumluk, cam fanus içinde yaldızlı porselen vazo, halen üstünde dantelli örtüsü duran gümüş kahve tepsisi, fincanlar, değirmeni ve ispirto ocağıyla birlikte kahve takımı, kollu dikiş makinesi, beybabanın akşamdan akşama kullandığı yudumluk Osmanlı rakı kadehleri, evden ilk çıkarılan eşyalardı.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/060307ob01.jpg)
Daha sonra, bahçe kapısından içeriye süzülen ışıkla renkten renge giren kristal salon avizesi, eskidikçe güzelleşen Uşak halısı, ağlayan çocuk başlı havuz fıskiyesi, gaz lambası ışığı altında işlenmiş çiçek motifli duvar levhaları ve diğerleri antikacı vitrininde görücüye çıktılar.
Pirinç ayva rendesi, karanfil işlemeli bohçalarda saklanan babaanneye ait çözgüleri atlas, atkıları altın simli yeşil jakart gelinlik, tül üzerine gümüş tel ile işlenmiş şal, kenarları fistolu keten yatak örtüsü son anda satılmaktan kıymet bilen bir torun tarafından kurtarıldı, satılmayan tek şey evin her köşesine sinmiş hatıralardı...
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/060307ob02.jpg)
Tarihi İzmir evi çok kısa bir sürede satıldı. Yeni sahipleri iki katlı cumbalı evi atölye ve depo olarak kullanmaya başladılar. Ruhsat almaya gerek yoktu çünkü çevrede bu şekilde kullanılan yüzlerce ev vardı. Belediyeciler seyyar satıcı kovalamaktan zaman bulup bu zarif mimariyi amaç dışı kullananlara "Ne yapıyorsunuz? Yaptığınız yanlış" diyemediler...
Bir zamanlar gramofon sesi duyulan evden bu kez kulakları tırmalayan arabesk sesler gelmeye başladı, mermer havuzun çevresine çuvallar istif edildi, ahşap merdivenin küpeşteleri mal indirip çıkarmaya engel olduğu için sökülüp bir kenara atıldı, siyah beyaz mermer döşeli giriş mermeri üzerinde odun kırıldı. Zaman içersinde kapısı, penceresi, cumbası, şöminesi, iç ve dış süslemeleri yok olup gitti.
Akşam haberlerinde eski bir İzmir evinin daha yanıp kül olduğu duyuruldu. Haber doğru ama eksikti. Yanan eski evle birlikte İzmir tarihiydi.
Önemli not : Son bir yıl içersinde Basmane, Namazgâh, Tilkilik, Agora ve diğer semtlerde durup dururken emlak piyasası birden hareketlendi. İzmirli olmayan bir takım insanlar kapıları çalıp "Eski evinizi bize satar mısınız?" diyorlar, bu şekilde yüzlerce İzmir evi el değiştirdi.
Bu alımların tarih sevgisinden kaynaklanmadığını biliyorum. Son yıllarda ülkemizde yabancıların toprak ve bina satın almaları bir hayli arttı. Acaba bu alımlarda yabancı parmağı olabilir mi? Bu bölgede oturan yurttaşları birilerinin aydınlatması gerekiyor.