Tek çatı altında... 2006-07-11 00:00:00
Tek çatı altında...
Yazar: Işık Teoman
Ben hep önerdim; önermeye de devem edeceğim. Etkinlikler artık birbirine karışıyor. Mayıs ayında başlayan ve Ağustos ayına kadar süren onlarca festival, şenlik, söyleşi, imza ve anma günleri.
Kirazından, çiçeğine, müziğinden, tiyatrosuna ve sinemasından kültür sanat etkinliklerine kadar her biri üst üste biniyor. Hatta tarihleri çakışıyor. Tabii ki çakışacak. Uluslararası şiir buluşmaları, yani Dünya Şiir Günü, üç-dört belediye tarafından aynı anda, aynı tarihler arasında gerçekleştiriliyor.
Sanatseverler iki arada bir derede kalıyor. Birinde çok sevdiği ve tanışmayı çok arzu ettiği bir şair, bir sanatçı, diğer etkinlikte de kitabını imzalatmayı planladığı bir yazar. Birine gitse, diğeri kaçacak. Diğerini tercih etse imza günü güme gidecek.
Aynı çatı altında yapılsa sanatsever kardeşimiz kitabını da imzalatacak, çok sevdiği şair ile de tanışacak. Her iki mutluluğu bir arada yaşayacak. Belediyelerin salonları arasında mekik dokumak zorunda kalmayacak. Bu örneklerden bir tanesi.
O kadar çok örnek verilebilir ki. Nazım Hikmet her yıl doğumunda ve ölümünde anılıyor. Çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Aynı gün, aynı saat, belediyeler, sivil toplum örgütleri ,”Nazım Geceleri” hazırladığını duyuruyor.
Nazım Hikmet’i o kadar çok seven var ki, kimse bu etkinlikleri kaçırmak istemiyor. Bir uçta, çok sevdiği tiyatro topluluğu Nazım’ın bir oyununu sergiliyor. Başka bir uçta ise, çok sevdiği şair, yazar ve edebiyatçılar Nazım’ı anmak için bir arayı gelmişler.
Aynı çatı altında görkemli bir etkinlik düzenlense, hemen hemen belediyeler aynı siyasi görüşü paylaşıyor. Büyük organizasyon ve Nazım Hikmet bu dev etkinlik ile anılsa, severleri de aynı geceye katılsa, bir arada görmek istediklerini görse fena mı olur?
Diğer yandan halk oyunları gösterileri yapılıyor. Her ilçe kendi Milli Eğitim Müdürlüğü ile etkinlik düzenliyor. Metropol ilçelerindeki müdürlükler anlaşsa tek çatı altında bir halk oyunları yarışması düzenlense, düşünebiliyor musunuz? Rengarenk giysiler içerisinde yüzlerce genç, folklorik giysiler, müzik eşliğinde görkemi göz önüne getirebiliyor musunuz?
Bunlara, şenlikleri, festivalleri de ekleyebiliriz. Hem dar bir çevrede gerçekleştirilen etkinlikler ile sınırlı kalmaz, hem de bu etkinlikler daha büyük boyutlarda yapılır. Güçler birleştirilir. Hayal gibi öneriler olarak değerlendirilebilinir. Ama öyle değil.
Bugüne kadar düzenlenen festival, şenlik gibi etkinliklere bir bakın! Bakalım hangi etkinlik ne kadar ses getirmiş, hangi etkinliğe ne kadar katılım sağlanmış. Hangi etkinliğin duyurusu sağlıklı yapılmış, bunları zincir gibi sıralayabilirim.
İzmir metropolünde düzenlenen tüm etkinlikler birleştirilmeli. Tek çatı altında yapılmalı. Ancak, bölgeye özgü etkinlikler dar çerçevede kalabilir. Kendi bölgesinde yaşayan insanlara hitap edebilir.
Diğer tüm etkinlikler büyük bir organizasyon ile düzenlenebilir. Hem ekonomik olur, hem güçlü olur, hem katılım büyük olur hem de iki arada bir derede kalan sanatseverler bu etkinliklerin tümünden yararlanabilir ve yer alabilir.
Yöneticilere bir öneri, bir duyuru olarak sunuyorum. Ama bir gün mutlaka bunları yapmak zorunda kalacaklar. Çünkü, sanatseverler böyle istiyor. Gerçekleştirilen özel günlerin tümünü izlemek istiyor. Bunun için de tek çatı altına....
Kirazından, çiçeğine, müziğinden, tiyatrosuna ve sinemasından kültür sanat etkinliklerine kadar her biri üst üste biniyor. Hatta tarihleri çakışıyor. Tabii ki çakışacak. Uluslararası şiir buluşmaları, yani Dünya Şiir Günü, üç-dört belediye tarafından aynı anda, aynı tarihler arasında gerçekleştiriliyor.
Sanatseverler iki arada bir derede kalıyor. Birinde çok sevdiği ve tanışmayı çok arzu ettiği bir şair, bir sanatçı, diğer etkinlikte de kitabını imzalatmayı planladığı bir yazar. Birine gitse, diğeri kaçacak. Diğerini tercih etse imza günü güme gidecek.
Aynı çatı altında yapılsa sanatsever kardeşimiz kitabını da imzalatacak, çok sevdiği şair ile de tanışacak. Her iki mutluluğu bir arada yaşayacak. Belediyelerin salonları arasında mekik dokumak zorunda kalmayacak. Bu örneklerden bir tanesi.
O kadar çok örnek verilebilir ki. Nazım Hikmet her yıl doğumunda ve ölümünde anılıyor. Çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Aynı gün, aynı saat, belediyeler, sivil toplum örgütleri ,”Nazım Geceleri” hazırladığını duyuruyor.
Nazım Hikmet’i o kadar çok seven var ki, kimse bu etkinlikleri kaçırmak istemiyor. Bir uçta, çok sevdiği tiyatro topluluğu Nazım’ın bir oyununu sergiliyor. Başka bir uçta ise, çok sevdiği şair, yazar ve edebiyatçılar Nazım’ı anmak için bir arayı gelmişler.
Aynı çatı altında görkemli bir etkinlik düzenlense, hemen hemen belediyeler aynı siyasi görüşü paylaşıyor. Büyük organizasyon ve Nazım Hikmet bu dev etkinlik ile anılsa, severleri de aynı geceye katılsa, bir arada görmek istediklerini görse fena mı olur?
Diğer yandan halk oyunları gösterileri yapılıyor. Her ilçe kendi Milli Eğitim Müdürlüğü ile etkinlik düzenliyor. Metropol ilçelerindeki müdürlükler anlaşsa tek çatı altında bir halk oyunları yarışması düzenlense, düşünebiliyor musunuz? Rengarenk giysiler içerisinde yüzlerce genç, folklorik giysiler, müzik eşliğinde görkemi göz önüne getirebiliyor musunuz?
Bunlara, şenlikleri, festivalleri de ekleyebiliriz. Hem dar bir çevrede gerçekleştirilen etkinlikler ile sınırlı kalmaz, hem de bu etkinlikler daha büyük boyutlarda yapılır. Güçler birleştirilir. Hayal gibi öneriler olarak değerlendirilebilinir. Ama öyle değil.
Bugüne kadar düzenlenen festival, şenlik gibi etkinliklere bir bakın! Bakalım hangi etkinlik ne kadar ses getirmiş, hangi etkinliğe ne kadar katılım sağlanmış. Hangi etkinliğin duyurusu sağlıklı yapılmış, bunları zincir gibi sıralayabilirim.
İzmir metropolünde düzenlenen tüm etkinlikler birleştirilmeli. Tek çatı altında yapılmalı. Ancak, bölgeye özgü etkinlikler dar çerçevede kalabilir. Kendi bölgesinde yaşayan insanlara hitap edebilir.
Diğer tüm etkinlikler büyük bir organizasyon ile düzenlenebilir. Hem ekonomik olur, hem güçlü olur, hem katılım büyük olur hem de iki arada bir derede kalan sanatseverler bu etkinliklerin tümünden yararlanabilir ve yer alabilir.
Yöneticilere bir öneri, bir duyuru olarak sunuyorum. Ama bir gün mutlaka bunları yapmak zorunda kalacaklar. Çünkü, sanatseverler böyle istiyor. Gerçekleştirilen özel günlerin tümünü izlemek istiyor. Bunun için de tek çatı altına....
2023-11-08 11:26:27
Ne oldu bize, ne oldu böyle!
Yıllardır Kuzey Ege gezilerimizdeki güzergahta yol üzerine kalan Çaltılıdere köyü, mutlaka durup mola verdiğimiz, sulak alanda fotoğraf çektiğimiz ender bölgelerden biriydi, üç yıl ... Devamı
2023-05-10 13:00:34
Ayvalık Lor Tatlısı artık coğrafi işaretli
Vikipedi’ye şöyle bir göz attığınızda “Ayvalık Lor Tatlısı” ile ilgili şunları yazar:
Lor tatlısı, şerbetli bir tatlıdır. Ege Bölgesi’nde yapılır. Kullanılan lor ... Devamı
2023-01-04 14:07:48
Ayvalık Anadolu Uygarlıkları Sergisi geniş kapsamlı müzeye dönüşüyor
Antik Çağ’dan bu yana tarih boyunca çok kültürlü bir yapıya sahip olan Ayvalık, Küratör Necdet Bezmen ile Ayvalık Ayazması Derneği iş birliğinde açılan ve Ayvalık Belediye Başkan... Devamı
2022-08-02 19:11:33
Bodrum’un mavisinden Cunda’nın turkuazına
Geçtiğimiz yıl muhteşem resim paylaşımlarıyla karşılaştığım Tayfun Önel ile sosyal medyada arkadaş olduk. İlerleyen sohbetlerimizden sonra telefonunu istedim. Ayvalık’ta yaşadığ... Devamı
2022-04-01 23:30:00
Sedefli battaniye (Girit battaniyesi) üretimde
36 yıllık düştü gerçek oldu, tezgahlar kuruldu ilk battaniyenin üretimi alkışlarla tamamlandı
Galatasaray Rotary Kulübü’nün her yıl verdiği Rotary Meslek Ödülü’nün sahibi, A... Devamı
2022-01-13 18:24:07
Kültürel miras adası: Cunda
Cunda (Alibey) Adası’nda Rahmi Koç Müzesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı geçtiğimiz Ekim ayında açılan Bekir Coşkun Kütüphanesi, kente kültür anlamında renk katmasının yanı sı... Devamı
2021-11-25 13:00:00
Yeniden başlamak
"Emekli olup, bir kıyı kasabasına yerleşeceğim. Bu kadar yıl hizmetten sonra ‘Bir sen eksiktin' diyen olmaz sanıyorum." Bedri Karayağmurlar
Ayvalık'ta yaşamaya başlayalı neredeyse ik... Devamı
2021-09-30 21:50:00
1873'te Taksiyarhis Kilisesi, günümüzde Rahmi M. Koç Müzesi
Çam ağaçlarının boyunlarını denize uzattığı, yeşil ile mavinin kucaklaştığı, Kuzey Ege’nin incisi ve gülen yüzü diye bilinir Ayvalık. 22 adası, tabiat parkı, uzun kumsalları, ... Devamı
2021-07-28 13:36:12
Küçükköylü Arelos
Ayvalık'ta Küçükköy tam bir sanatçı fabrikası, çok sayıda sanatçı köyü mesken tutmuş. Yazar, heykeltıraş, ressam, koleksiyoner ve akla gelebilecek tüm sanat dallarıyla ilgili bir s... Devamı
2021-07-04 20:00:00
Piri Reis’in “Yunt Adaları” dediği, günümüzün Cunda ya da Alibey Adası
*Cunda Adası’nın tepelerine mutlaka çıkın, doğayı oradan izleyin, göreceksiniz; boğazlar, adalar iç içe girmiş muhteşem koylar, öyle ki güzelliklerin tadına doyamayacaksınız.
A... Devamı
