Anket mi, tepkiler mi rezillik?
Yazar: Sabriye Mercan Bolulu
Cinsel Yolla BulaÅŸan Hastalıklarla Savaşım DerneÄŸi’yle ilk kez iki yıl önce Ä°zmir’de Yedigün Gazetesi’nin haber koordinatörlüğünü yaparken tanıştım. 1999’dan beri faaliyet gösteren derneÄŸi, muhabir arkadaşımız Emine Kantarcı’nın yaptığı haberle öğrendim. Bu beÅŸ yıllık gecikme elbette benim ayıbımdı.
Belki bu utancın etkisiyle, birkaç gündür derneğin yaptığı ankete yönelik eleştiriler daha çok canımı sıktı. Bir grup bilim insanı toplanmış, gençleri cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumak ve doğru kanaldan cinsel eğitim vermek için tamamen gönüllü bir çalışma başlatmış. Kimler var bu derneğin yönetiminde:
“Prof. Dr. Demir Serter (BaÅŸkan) / Ege Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Deniz Gökengin (Genel Sekreter) / Ege Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Ekin Ertem (Sayman) / Ege Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Emel Bozkaya (Ãœye) / Ä°stanbul Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Ali AÄŸaçfidan (Ãœye) / Ä°stanbul Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Ä°dil Ãœnal (Ãœye) / Ege Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı, Doç. Dr. Banu Çetin (Ãœye) / Celal Bayar Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı)
Gördüğünüz gibi hepsi bilim insanı, hemen hepsi profesör… Dirsek çürütmüşler yani! Ancak ne yapsalar yaranamıyorlar bazılarına. Önce Ä°zmir’e nice deÄŸerler yetiÅŸtirmiÅŸ, mezunlarının da Ä°zmirlilerin de gurur kaynağı Namık Kemal Lisesi’nin mevcut müdürü, SaÄŸlık Bakanlığı ve AB destekli, cinsel yolla bulaÅŸan hastalıklarla korunma yollarının anlatıldığı "Sakıncalı Haller" oyununa öğrencilerini göndermedi. Müdür Osman Kendir, yaklaşık 10 bin öğrenciye ulaşılmasının hedeflendiÄŸi bu oyundan öğrencilerini bile isteye mahrum etti.
Åžimdi de bir anket tepkisi çıktı ortaya! Bir grup çevre -malum çevre!-, derneÄŸin lise ikinci sınıflarda gerçekleÅŸtirdiÄŸi ankette yer alan sorulara tepki gösteriyor. “Anket deÄŸil, düpedüz rezillik! Tıbbi bilinç oluÅŸturmak adı altında yapılan bu ahlaksızlığın hoÅŸ görülmesi düşünülemez” diyerek, anket eleÅŸtiriliyor. “Soruları okumaya terbiyemiz el vermiyor” diyenlerin tepki gösterdikleri anketin sorularında neler mi var? Birkaç örnek:
· İlk tam cinsel birleşme sırasında kaç yaşında olduğunuzu yandaki kutuya yazınız.
· İlk cinsel deneyiminizden bu yana kaç kişiyle cinsel ilişkiye girdiniz?
· Sınıfta çok hoşunuza giden bir arkadaşınız size cinsel bir yaklaşımda bulundu. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi sizin için en uygun seçim olurdu? (Tepki gösterilen yanıt şıklarından birisi şöyle: Cinsel ilişkiye girmek okuldaki prestijimi artıracağından hemen kabul ederdim.)
“CYBH'den korunmanın en kesin yolu cinsel iliÅŸkiye girmemektir. Ancak bu, pratikte uygulanması güç bir önlemdir. Bu durumda gençlere önerilebilecek en güvenilir korunma yolu, cinsel etkinliÄŸin baÅŸlama yaşını olabildiÄŸince ertelemeleridir. Hormonların aktif olarak çalıştığı bir dönemde cinsel yakınlaÅŸmayı ertelemek elbette ki güçtür. Ancak gençler, sevgiyi göstermenin tek yolunun cinsel iliÅŸki olmadığını ve cinsel iliÅŸkiye ‘Hayır’ demenin eÅŸlerini sevmedikleri anlamına gelmediÄŸini öğrenmeleri gerekir. Cinsel iliÅŸkinin yerini alabilecek pek çok yakınlaÅŸma yolu vardır. Gençlerin, cinsel iliÅŸkiye hazır oluncaya dek bu yollarla yakınlaÅŸmayı denemeleri önerilir. Genç yaÅŸta cinsel iliÅŸkiye ‘Hayır’ demek, saÄŸlıklı bir geleceÄŸin baÅŸta gelen koÅŸullarından biridir” diyen bir derneÄŸin, yukarıdaki soruları nasıl ahlaksızlık olarak tanımlanabilir ki?
***
Bazıları sorumlu araya dursun, sorunların ancak maneviyata daha fazla bağlanarak çözüleceğini dile getirsin, biz özellikle gençler için bu oluşumun neden büyük önem taşıdığını yine bilimsel verilerin eşliğinde anlatmaya çalışalım:
- Dünyada her yıl her dört gençten biri, bu hastalıklara yakalanmaktadır.
- Dünyadaki olguların 2/3'ü 25 yaşın altındaki gençlerdir.
- Gençler, yapısal olarak, bu hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
- Erken yaşta edinilen hastalıkların, istenmeyen şekillerde sonuçlanma olasılığı yüksektir. Bunlardan birinin de ölüm olduğu unutulmamalıdır.
- CYBH riski, yaşam boyu edinilen eş sayısı ile doğru orantılıdır. Bu nedenle, cinsel etkinlik ne kadar erken başlarsa edinilecek eş sayısının, dolayısıyla da CYBH riskinin artma olasılığı bulunmaktadır.
Hal böyleyken, sevgili çocuklarımız için, tutucu bir grubun, tamamen politik olduğuna inandığım görüşlerine kulak vermek yerine, bu değerli bilim adamlarına sahip çıkmak daha doğru değil midir? Anne-babaların yapmadığını bilimin ışığında, hem de gençlerin bu yaşlarda hiç de toparlayamadıkları dikkatlerini çekecek bir biçimde çalışmalar yapanları infaz etmek sizce de hakkaniyetli midir? Bilime inanmış bu insanlara her fırsatta çelme takıp usandırmaya çalışanlara karşı durmak zamanı gelmedi mi sizce de?