Yoksul cennet Tanzanya’dan geliyorum [1]
Yazar: Münir Koçarslan
Afrika’da bir Manisa Tarzanı Hasan Çalımcı... Ä°deali uÄŸruna eÄŸitim misyonerleÄŸine soyunmuÅŸ... Açlıkla, cehaletle boÄŸuÅŸan topraklarda, Müslüman, Hundi ve Hıristiyan çocukları geleceÄŸin dünyasına hazırlıyor
Milliyet Ege Bölge Temsilcimiz Bülent Zarif, "Tanzanya’ya gider misin?" diye sorunca ilk iÅŸim bir dünya atlası bulmak oldu. Åžu Tanzanya Afrika’nın neresindeydi? Orta doÄŸu Afrida’nın Hint Okyanusu kıyısında, Kenya, Ruanda, Uganda, Burindi, Zaire, Zambiya, Malavi ve Mozambik’e komÅŸu bir ülkeydi... Ä°nternet sitelerinde Tanzanya’nın balayı adası Zanzibar’dan söz ediliyordu...
O sıralar Ä°zmir, çok da sık rastlanmayan dondurucu soÄŸukları yaşıyordu. Ä°stanbul buz kesmiÅŸti. Bir grup iÅŸadamıyla yola çıktık. Ä°zmir-Ä°stanbul-Dubai-Kenya güzergahından yaklaşık 12 saatlik uçuÅŸla Tanzanya’nın baÅŸkenti Dar Es Selam’a ulaÅŸtık. Daha uçaktan iner inmez, bu sıcak ülkeye hemen ısındık! Çünkü hava, neredeyse 40 dereceyi buluyordu.
Ertesi gün 15 dakikalık bir uçak yolculuÄŸundan sonra Zanzibar Adası’yla tanıştık. Masmavi deniz, bembeyaz kumsal, rengarenk kuÅŸlarla dolu tropikal ormanlar, rüya gibi manzara hayran bırakıyordu. Bunca güzelliÄŸin yanı sıra sefalet ve yoksulluÄŸun da böylesini ilk kez görüyordum: Ayakları çıplak üzerlerinde doÄŸru dürüst giysi olmayan siyah insanlar...
Hayat yüzlerce yıl öncesinde kalmış. Sanki zaman tünelindeydik.. Evler topraktan, çatıları kurutulmuÅŸ palmiye dallarından... Kamyonetler "halk otobüsü" olmuÅŸ. İçi salkım saçak yolcu dolu... Heyetin amacı, ilkel Afrika’yı görmek ya da turistik gezi deÄŸildi. Ä°zmirlilerin üç yıl önce fikir babalığını yaptığı Türk okulunu ziyaret, inÅŸa ettirdikleri yeni bir okulun da açılış törenine katılmaktı.
Bizi karşılayanlar arasında, heyecanla bölgeyi anlatan bir Türk görevli dikkatimi çekti. "Nerelisin?" diye sorunca "Manisa’dan" yanıtını aldım, öğretmendi. Åžaşırdım, hem de çok... Çünkü Türkiye’de Milli EÄŸitim Bakanlığı DoÄŸu’ya, GüneydoÄŸu’ya öğretmen göndermekte sıkıntılar yaşıyordu. Hatta Ä°zmir’de Kiraz’a Kınık’a bile gitmek istemeyenler, "hatırlı isimleri" devreye sokup torpil arıyordu.
Tanzanya gibi bir çok kiÅŸinin yerini bile bilmediÄŸi bir ülkeye koÅŸa koÅŸa gelen idealist gencin öyküsünü dinlemek istedim. Afrika’daki bu "Manisa Tarzanı"nın, eÄŸitim misyonerinin adı Hasan Çalımcı... Aslında inÅŸaat müdendisiydi. Daha önce Kenya’da ve BaÅŸkürdistan’da çalışmış. Sonra rüzgar buraya sürüklemiÅŸ.
Ahmet Çalımçı diyor ki; "Evli ve iki çocuk babasıyım. BaÅŸtan çok yadırgadım. Uyum çekmekte zorlandım. ÇocuÄŸum malerya (öldürücü sıtmaya) yakalandı. Ama hayata döndürmeyi baÅŸardık. Türkiye’ye baÄŸlantımı Milliyet’in internet sayfasından saÄŸlıyorum. Ne olup bittiÄŸini takip ediyorum. Yılda bir kez memleketim Manisa’ya gidiyorum. Yaptım iÅŸten büyük manevi tatmin duyuyorum."
Ä°zmirlilerin yaptırdığı okullarda, yıllık ücret, biraz komik gelecek ama topu topu 700 dolar. Varlıklı aileler ve üst düzey yöneticilerin çocukları gönderiyor... Kontenjanın yüzde 30’u sınavla alınan yoksul öğrencilere ayrılıyormuÅŸ. Bilgisayar laboratuvarı, kıskandıracak güzellikte ana sınıfları var... Türkçe, Ä°ngilizce ve yerli Swahili dilinde eÄŸitim veriliyor. En ilgi çekeni köşelerdeki Atatürk’ün resimleri ve vecizeleri...
Öğrenciler, Türk Halk müziÄŸi oynuyor, Ä°stiklal Marşı söylüyor. Oysa Tanzanya’daki devlet okulları tam tersi, içine girilebilecek gibi deÄŸil... Bir duvar siyaha boyanıp tahta gibi kullanılıyor. Öğrenciler yerlerde oturuyor. Sıra masa, cam çerçeve yok. Her ÅŸey açıkta. Tam anlamıyla açık öğretim!