Sınıfta mümessil, takımda kaptan, iş dünyasında başkan...
Yazar: Reşat Yörük
"Ä°zmir iÅŸ dünyasının son 15 yılına damgasını vuran en önemli ÅŸahsiyet kimdir?" sorusuna "Åžinasi Ertan" yanıtını verenlerin sayısı, sanırız çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturacaktır. 1970’lerde kent ekonomisinin önemli mevkilerinde görev yapmaya baÅŸlayan Ertan, özellikle 1990’lı yıllardan itibaren pek çok yeni oluÅŸumun mimarı olarak göze battı. Öyle ki, bu dönemde Ä°zmir’de kurulan tüm çok ortaklı ÅŸirketlerde hep onun imzası vardı. 13 yılda tam 13 çok ortaklı ÅŸirketin kuruluÅŸunda bizzat bulundu. Söz konusu ÅŸirketlerin yatırım alanını ve sermaye hareketlerinin yönünü belirleyen, ortakları seçip ikna eden hep Åžinasi Ertan oldu. Ancak Ertan’ın bizce daha önemli bir özelliÄŸi vardı: SporculuÄŸu...
Şinasi Bey gençliğinde atletizmin hemen her dalında yarıştı. Sırık, 110 engelli, cirit, gülle, çekiç ve disk atma.. Öyle ki, bir günde 5 dalda birden madalya kazandığını bile hatırlıyor. "Çılgınca koşardım. Bugün düşünüyorum da, hiç doğru yapmamışım.. Tek dalda yoğunlaşsam daha başarılı olabilirdim" diyor.
Sonra hentbol ve voleybolda Ä°zmir karmasına seçilmiÅŸ. Henüz 21 yaşındalken gülle atma dalında Atletizm Milli Takımı’na girmiÅŸ. Hatta 1947 yılında Atina’da yapılan Akdeniz Olimpiyatları kadrosuna bile dahil edilmiÅŸ. Ancak üniversitede ikmale kaldığım için Ticaret Hukuku dersinin sınavı nedeniyle yarışmalara katılamamış.
79 yaşında olmasına rağmen dinamizmi, yaratıcılığı ve projeleriyle değme gençlere taş çıkartan, "üç çeyrek asırı" devirmiş bedenini hala gülle ve çekiç atma gibi atletizmin en ağır sporlarıyla dinlendirip huzur bulan Şinasi Ertan, iş dünyasındaki başarılarda sporun önemli faktör olduğunu ispatlayan çok canlı bir örnek.
Peki bu enerjinin kaynağı neydi?
Şinasi Ertan, bu tempoda ve başarılarındaki temel felsefeyi şöyle açıklıyor:
"Yarışma olmadıktan sonra benim için hayatın tadı yoktur. Heyecan, yarışma, hırs ve kazanmanın getirdiği duygular, insanı her şeyde başarılı kılıyor."
Oysa hırslı olmanın çok da iyi bir şey olmadığı söylenir hep..
Ertan’ın buna da söyleyecekleri var:
"Dozunu iyi ayarladığınız müddetçe, insan yaşamında hırs mutlaka olmalı. Ben hayatta hiç bir zaman varlığımı daha çok artırayım demedim. Benim için yetecek kadar kazanmak önemli. Ama başarıya doyamadığımı söylemek isterim. Hiç bir zaman mağlup olmak istemedim. Her defasında şampiyon olacak değilsiniz ama hep yarışıyorsunuz."
Basketbolda da, tıpkı bugün iÅŸdünyasında yaptığı gibi "oyun kurucu" olarak görev yapan Åžinasi Ertan’a "Gülle ya da basket atmakla temel atmak arasında ne gibi farklar var?" diye sonuyoruz.
Cevabı çok anlamlı oluyor:
"Önce sadece gülle atmadığımı hatırlatayım. Çekiç dalında da yarışıyorum. Elbette hepsinin farklı keyifleri, farklı hazları var. BirleÅŸtikleri nokta ise baÅŸarı. Ben bu yaşımdaki heyecanımı ve yarışma arzumu spora baÄŸlıyorum. Kamuoyunda baÅŸarılı olduÄŸuna inandığım bir imajım var. Ama bu yaşıma raÄŸmen çalışmaya ve baÅŸarıya doyamadım. Yaşımız ilerledi diye köşemize çekilmek bana ters geliyor. Hep ne yapabilirim diye düşünüyorum. Sonra da çekingen kalıyorum. Yanlış anlaşıldığımı, bazılarının ‘Daha bıkmadılar mı?’ diye düşündüğünü sanıyorum. Ama ne yapayım, benim mizacım bu! Bir ÅŸeyler üretmeyi çok seviyorum."
Gelelim "Şinasi Ertan bunca koşuşturma içinde spora ne kadar vakit ayırabiliyor?" sorusuna..
"Evimin bodrumunu spor salonu haline getirdim. Yürümeye bandı ve halte çalışıyorum. Günde 20 dakika.. Bahçemin bir bölümünü de gülle pistine dönüştürdüm. 20 dakika da orada çalışıyorum. Ancak tendonumdaki hafif bir sakatlık nedeniyle son dönemde dışarıdaki idmanlarımı aksattım. Sadece yürüme bandında çalışabiliyorum. Genç yaşta spora başlamanın çok yararını gördüm. Doktorların söylediği bir şey var, benim gerçek yaşımla fizyolojik yaşım çok farklıymış. İşte bunu spora borçluyum. Bugüne kadar hastalandığımı hatırlamıyorum. Spor sayesinde hep sağlıklı yaşadım. Tabii bir de sigara içmedim. 79 yaşındayım ve hala merdivenleri tırmanarak çıkıyorum.
Åžinasi Bey’e "Yaptığınız sporların iÅŸ hayatında ne gibi katkıları oluyor? Sporcu, iÅŸadamı ve yönetici olarak size ne kazandırıyor?" diye soruyoruz.
"Önce şu gerçeğin bilinmesi lazım" diye başlıyor söze.. "Başarılı olmak demek, çok para kazanmak değildir. Hatta çok kazanmak, bazen insanları yanlışlara sevkedebilir. Bugün iş dünyasında başarılı bir isimsem, kesinlikle bunu spora borçluyum. Spordaki mücadele azmimi iş yaşamıma taşıdım ve çok da yararını gördüm. İlkokulda itibaren okulda hep mümessil oldum. Sporda kaptan, iş yaşamında başkan...
Åžinasi Ertan kimdir?
1926 yılında Ä°zmir'de doÄŸdu. Ä°zmir'de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu'ndan mezun oldu. 1947 yılında 21 yaşındayken gülle atmada milli takıma seçildi ve Akdeniz Olimpiyatları'na davet edildi. 1950'de kurulan aile ÅŸirketinde görev aldı. Bu arada Atletizm Milli Takım’nda uzun yıllar görev yapan ve basketbolda da ay-yıldızlı formayı giymeyi baÅŸarmış ender sporculardan biri oldu. 1955 yılında seçildiÄŸi A Milli Basketbol Takımı ile BudapeÅŸte’teki Avrupa Åžampiyonası’nda oynadı. 1960 yılında Ä°zmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ä°zmir Ticaret Borsası'nın meclislerine girdi. 1963 yılında formasını giydiÄŸi Altınordu takımının ÅŸampiyonluÄŸundan sonra aktif spor yaÅŸamına noktayı koydu. 1967 senesinde EBSO’nun yönetim kuruluna girdi. 1968-1995 yılına kadar yönetim kurulu ve meclis baÅŸkanlığı yaptı, 8 yıl süre ile Odalar BirliÄŸi'nde Genel Kurul BaÅŸkanlığı yaptı. TÃœSÄ°AD'ın kurulduÄŸu günden beri üyesi olan Åžinasi Ertan yönetim kurulu ve yüksek istiÅŸari kurulu baÅŸkan vekilliÄŸi de yaptı. Aile SaÄŸlığı ve Planlaması Vakfı kurulduÄŸunda ilk yönetim kurulu üyesiydi. Halen de Türk EÄŸitim Vakfı mütevelli üyesi olarak görevini yürütmektedir. Ege Ãœniversitesi ve Dokuz Eylül Ãœniversitesi Vakfı'nın yönetim kurulu üyesi olan Ertan'a Batı Çim Batı Anadolu Çimento Sanayi A.Åž. 'de murahhas üye olarak çalıştığı yıllardaki baÅŸarılarından dolayı Dokuz Eylül Ãœniversitesi Ä°ÅŸletme Yönetimi dalında fahri doktora ünvanı verdi. Halen gülle atma sporunu sürdürüyor. Kendi yaÅŸ grubunda Türkiye ve Balkan rekortmenliÄŸine sahip.