Tanıtım, halkla ilişkiler ve reklam sektöründe olanların dile getirdiği sıkıntılardan biri, kentimizdeki büyük firmaların uğraşı alanları içindeki işlerini İzmir?dekiler yerine genellikle İstanbul?daki ajanslara, kurumlara yaptırmalarıdır.

23. Üniversite Yaz Oyunları Universiade için reklam filmleri gösterilmeye başlandığı şu günlerde yalnız ajanslar arasında değil pek çok sektörde yakınmalar duyuluyor. ?Neden işler İzmir dışındaki firmalara veriliyor? İzmir?de böyle bir organizasyonun işlerini kotaracak yeterli olanaklara sahip firma yok mu? Yine paralar dışarı gitti? diye...

Oysa sanıyorum bu işte gözen kaçan çok önemli bir nokta var: Universiade?in yüzlerce hatta belki de binlerce kalem işine, firma bazında değil de daha geniş bir perspektiften baktığımızda görüyoruz ki, en büyük kazanç İzmir?in.

Ulusal kanallarda gösterilen reklam filmlerine bakın. Çalışmayı hangi kentte ya da ülkede görevli kişiler yapmış olursa olsun, konu İzmir. Yaşadığımız kentin birbirinden güzel mekanları.

Mustafa Kemal Sahil Bulvarı?ndaki akşam yürüyüşü sırasında deniz kıyısına ulaşmak için kat ettiğimiz Güzelyalı?daki yaya köprüsü, sahilinde çay içtiğimiz Kordon, önündeki güvercinlere yem attığımız Saat Kulesi... Konuklarımıza enfes Körfez manzarasını seyrettirdiğimiz teleferik, Atatürk Anıtı?yla Cumhuriyet Meydanı...

Türkiye?nin İstanbul?dan ibaret olmadığını, ?taşra? diye nitelendirilemeyecek kadar gelişmiş ve önemli bir kentte olduğumuzu göstermek için bundan güzel bir fırsat olabilir mi?

Size Universiade?ın en önemli tanıtım organlarından birisi olan web sitesini mutlaka incelemenizi öneriyorum. www.universiadeizmir.org adresli web sitesine girdiğinizde eminim siz de benim gibi, organizasyonun kapsamı, büyüklüğü karşısında şaşıracaksınız.

Açıkça belirtmeliyim ki; organizasyonun boyutunu siteyi gezdiğimde fark ettim ben. Özellikle gönüllülere ilişkin bölüm, programlardaki detay insana inanılmaz bir heyecan veriyor. Siteyi gezerken sayılarının 9 bin 500 olduğu belirtilen gönüllülerin, dinamizmini hissediyorsunuz.

Büyük etkinliğin tarihi yaklaştıkça, hazırlıkların üzerindeki örtüler yavaş yavaş çekildikçe işin büyüklüğü kadar kentimize ve hatta bölgemize kazandıracakları da yavaş yavaş çıkıyor ortaya.

Organizasyonun Genel Koordinatörü Sayın Taha Aksoy?un da belirttiği gibi yalnız İzmirli gençler değil, İzmir dışında genç yakınları olanlar da arkadaşlarını akrabalarını mutlaka bu 10 günlük süreçte misafir etmeliler. Gençler böylesi bir spor organizasyonunun deneyimini kaçırmamalılar. Ve olabildiğince genç, böylesine bir organizasyonun içinde gönüllü olarak yer almalı. Sitede, hala ihtiyaç duyulan personele ilişkin ilgili günlük duyurular yapılıyor.

Eğer bu büyük etkinliği alnımızın akıyla atlatabilirsek, ki; bir İzmirli olarak öyle olmasını yürekten diliyorum, özellikle kazanan gençlerimiz olacak.

Belki yemek firmaları, belki reklam ajansları, mobilyacılar yeterince para kazanamayacaklar bu işten. Ama gençlerimiz uluslararası bir organizasyonda, yabancı dil pratiklerini geliştirecekler. Taksi şoförlerimiz, yeterince yabancı dil bilmedikleri için sıkılacaklar ve belki bir adım atacaklar.

Spor muhabiri arkadaşlarımız hayatın sadece futbol olmadığını fark edecekler. Olimpiyat Evleri manzaralı evlerinde yaşayan anne babalar, bir gün çocuklarının da böylesi bir organizasyonda yer alabileceğini hayal edecekler. Otellerimiz standartlarını biraz daha yükseltme ihtiyacı duyacaklar. Esnaf lokantalarımızın ufku genişleyecek.

Yöneticiler ise artık, ?para yok, tesis yok, hizmet yok? mazeretine sığınamayacaklar. Kazandığımız tesisler başka organizasyonlara aday olmamız için bize cesaret verecek..?

Sonuçta kazanan İzmirliler, özellikle de gençler, yani geleceğimiz olacak...

Hiç bir şey yapamıyorsak bile, pozitif düşünüp, yapılanlara sözle bile olsa destek olmaya çalışalım, inanın o da yeter...