Teyzeler Anne Yarısı Değil mi?
Yazar: Saadet Erciyas
TRT1 radyosunda her sabah ?Aynı Çatı Altında? isimli, canlı bir program yayınlanıyor. Geçtiğimiz günlerde programda Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilisi bir bayan konuşuyordu. ?Sevgi Evleri ? diye kurumun yeni bir projesini anlatıyordu yetkili bayan. Sosyal Hizmetler?in çocuk yuvalarında kalan çocuk ve gençlerin bugüne kadar ?koğuş sistemi?nde yaşadıklarını, yaşamlarının büyük binalarda, büyük yatakhanelerde geçtiğini, bunun sevgi eksikliğine ve ev özlemine yol açtığını anlatıyordu.
Bir süredir taciz konusuyla kentimiz gündeminde olan Urla?daki Barbaros Çocuk Köyü ile ilgili yaşananlar bu güzel çabayı anımsattı. Projeye göre Sevgi Evleri?nde çocukların kendilerine ait mutfakları, yatak odaları olacak. Çocuklar 4 ile 8 kişilik gruplar halinde ev ortamlarında yaşayacaklar. Bu proje Tekirdağ, Yalova, Kocaeli, Ankara Sincan?la birlikte çok yakında Manisa?da da yaşama geçecek.
Yetkililerin belirttiğine göre, İzmirli yardımseverlerin katkılarıyla Manisa?da kent merkezinde süren inşaatın, yaz aylarında bitirilerek hizmete açılması ve 0-12 yaş arası ortalama 56 çocuğa ?yuva? olması planlanıyor.
İzmir?de Sevgi Evi Projesi?nin işlevini, teorik olarak Barbaros Çocuk Köyü üstlenmiş durumda. Kimsesiz ve bakıma muhtaç çocuklar için, istismarın olmadığı, gerçek sevgilerin paylaşıldığı, huzurla yatılan bir yuvada olmak kimbilir ne büyük bir mutluluk.
Kentimizde Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü?ne bağlı hizmet veren Karşıyaka Çocuk ve Gençlik Merkezi, Buca Kız Yetiştirme Yurdu, Bornova Erkek Yetiştirme Yurdu, Karşıyaka Çocuk Yuvası ve son günlerde adını çok sık duyduğumuz Barbaros Çocuk Köyü gibi pek çok ?yuva?lar bulunuyor. Bu yuvalar, normal ailelerin bile zorlandığı bir konuda, ?sağlıklı çocuklar yetiştirme, çocukları yaşama hazırlamak? gibi çok önemli işlevleri yükleniyorlar. Yuvalarda görevli, çoğu özveriyle çalışan, sahipsiz çocuklara gönülden bağlı birçok personel, abla, anne, teyze bulunuyor.
Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü?nün internetteki sitesinde Devlet Bakanı Sayın Güldal Akşit, kurumun 2005 Yılı Mali Bütçe Kanun Tasarısı için TBMM?de yaptığı konuşmasında şu bilgileri vermiş: Kurumun 92 çocuk yuvasında 0-12 yaş gurubunda toplam 9 bin 542 çocuğa , 109 yetiştirme yurdunda ise 13-18 yaş arası toplam 10 bin 510 çocuğa yatılı kurum bakımı sunuluyormuş. Akşit bunca çocuğun 24 saat bakımını üstlenen personelin durumuna da dikkat çekmiş: ?Bakanlığımıza bağlı kurumun personel ücretlerinin düşüklüğü nedeniyle bakıcı anne ve yardımcı hizmetler sınıfı personelinin sayısında düşüşler yaşanmıştır.?
Benim örnek proje olarak tanımlanan ve üzerine titrendiği söylenen Barbaros Çocuk Köyü?yle ilgili bunca olumsuz ve yaralayıcı haber içinde, ?ücret düşüklüğü nedeniyle sayılarında düşüşler yaşanan ?personelle ilgili bir soru takıldı aklıma.
Olaylarda adı geçen personeller içinde ses veren bir ?anne ya da teyze? ismi anılmıyor. Oysa bizim toplumumuzda ?Teyze, anne yarısıdır? diye bir söz vardır. Tamam hiçbiri gerçek bir anne, teyze gibi olamaz belki ama; iş için bile olsa, böyle bir görevi yüreklilikle kabul etmiş teyzeler, anneler istismara konu olan ?normal personel? gibi duyarsız davranabilir mi?
Herçocuk için en sağlıklı büyüme ortamı anne babasının yanı elbette. Ama madem her çocuk bu şansa sahip değil, o zaman İzmir 3. Cocuk Mahkemesi Başkanı Hakim İbrahim Altıntaş?ın söylediği gibi ?bir mum yakıp, çocukların etrafını aydınlatmak? hepimizin görevi.