Karşıyaka Belediyesi'nden Öğretmenler Günü söyleşisi 2022-11-23 21:13:44
Yazar: Güncel Haberler
Karşıyaka Belediyesi "Öğretmenler Günü" kapsamında Çatı Bostanlı etkinlik merkezinde "Nitelikli, Üretken Öğretmen Yetiştirme ve Eğitim" başlıklı bir söyleşi düzenledi. Eğitimci yazar Hidayet Karakuş'un yönettiği söyleşinin konukları Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci ve eğitimci Mustafa Özdemir oldu. Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın da katıldığı söyleşide eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin yetiştirilmesi ve sunulan gelişim olanakları sunuldu, ülkemizde yürütülen eğitim politikaları değerlendirildi.
Eğitimin önemine ilişkin konuşan Hidayet Karakuş öğretmenlik mesleğinin dünü ve bugününe, eğitim sistemi ve öğrenim koşullarına dair bir değerlendirme yaptı.
Prof. Dr. Değirmenci: Türkiye eğitim konusunda geri kaldı
Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci konuşmasında eğitim sistemini, Milli Eğitim Bakanlığı’nın proje ve çalışmalarını irdeledi. Başöğretmenlik ve uzmanlık sınavına ilişkin bir değerlendirme yapan Değirmenci şu görüşleri paylaştı: “Öğretmenlik hem sanat hem bir ülkü işi, aynı zamanda da önemli bir meslek dalıdır. Bu da mesleki sorunları beraberinde getirmesine sebep oluyor. Bu sorunlar da yönetimlerin, iktidarın bakış açısıyla yakından ilişkilidir. Ben öğretmenlik mesleğindeki yozlaşmayı uygulanan politikaların bir sonucu olarak değerlendiriyorum. Şu an öğretmenler bir şekilde sınavlara tabi tutuluyor, son yapılan sınavda sorular da düzeyi itibariyle öğretmenlerle alay edercesine hazırlanmış; çok basit tutulmuş. Başöğretmenlik ve uzmanlık sınavı adı altında yapılan bir sınav neticede.”
Türkiye’nin eğitim konusunda geri kaldığını vurgulayan Değirmenci, “Öğrenci, aile, öğretmen, okul ve müfredat olmak üzere eğitimin beş unsuru vardır; bunlardan birinde oluşan eksiklik eğitimin başarısını olumsuz etkiler. Eğitimin ayrıca akademik eğitim, kişilik eğitimi, beden eğitimi ve sanat eğitimi olmak üzere 4 önemli sacayağı vardır; bunların biri diğerinden daha üstün değildir. Eğer bir eğitim verilecekse bu dördünün tam olması gerekir. Okullarımızın durumlarına bakıldığında maalesef bunların eksik kaldığına tanıklık etmekteyiz" diye konuştu.
Özdemir: Eğitim reformu gerek
Eğitim alanında etkin çalışmalar yürüten, öğretmenlik sonrasında da bu çalışmalara devam eden Mustafa Özdemir ise hazırladığı ‘Nitelikli, Üretken Öğretmen Yetiştirme’ projesi hakkında bilgi verdi. Özdemir, “Bizim projemizin adı Eğitim Üretim Öğretmen Üniversitesi. Neden nitelikli öğretmen yetiştirmeyi düşünür olduk? Böyle bir dijital çağda dünün yöntemleriyle bugün öğretmenlik yapılamaz. Mevcut sistem adaleti sağlayamadı, yoksulluğu önleyemedi. Bundan dolayı da Türkiye’de bir an önce kapsamlı, bilimsel, Türkiye şartlarına uygun, uygulanabilir bir eğitim reformu yapılması zorunludur" dedi.
Bu eğitim reformunun çok önemli bir bölümünün öğretmen yetiştirmek olduğunu söyleyen Özdemir projesini şu sözlerle anlattı: "Eğitimin dibe vurduğu, ekonominin bu kadar bozulduğu bir dönemde bu proje uygulandığında bunalımlara çare olacaktır. Bu üniversiteler büyükşehirlerin kenar semtlerine yakın alanlarda kurulacak. Bu üniversiteler köylerin, kasabaların oralara da kurulacak. Nüfus oranına göre sayısı 30 ile 50 arasında olacak. Bu kampüslerin içerisinde her türlü branşın uygulama okulu olacak. Bu üniversitelerin içerisinde öğretmen hazırlık lisesi olacak, bu üniversite öğrencilerini bu liselerden alacak. Bu liselere kız ve erkek öğrenci eşit alınacak. Bu liselerde laboratuvarlar olacak; her yer eğitim alanı, her an eğitim zamanı olacak. Bu liseden mezun olan öğrenciler eğitim üniversitelerine sınavsız girecekler. Sadece ilk sene mesleki eğitim alacaklar ardından branşlara ayrılacaklar. Bu üniversitelerde üretici dil eğitimi yapılacak. Yabancı dillerde beceri kazanmış olarak mezun olacaklar. Bu üniversiteler asla tartışmadan öğretmeye çalışmayacak, öğrenciler de soru soracak. Bu öğretmenler ebeveyn eğitimi de verecekler. Bu üniversite kendi kendini finanse eden bir üniversite olacak. Mezun olan öğretmenler; yerel yöneticiler ve yereldeki bütün kademelerle iletişim halinde olacak. Mezun olur olmaz göreve başlayacaklar.”
Tugay: Öğretmenlerime kendimi borçlu hissediyorum
Söyleşide konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay da öğretmenlere kendisini borçlu hissettiğini belirterek duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Babam öğretmen olduğu ve beni yetiştiren öğretmenlerime kendimi borçlu hissettiğim için şunu söylemek istiyorum: Her şeyden önce iyi yöneticiler, iyi devlet adamları yine öğretmenler tarafından yetiştiriliyor. Ailelerin de büyük etkileri, katkısı var ama yetişme dönemimizin önemli bir kısmını okullarda öğretmenlerle geçiriyoruz. Öğretmenlerin, sistemin getirdiği zorluklarla mücadele etmekten belki de bir şeyleri daha iyi hale getirmeye enerjileri kalmıyor. Bu ülke yeniden üretmek zorunda. İnsana insan olarak, canlıya canlı olarak değer veren; adaleti gözeten, eğitimi önemseyen, çağın gereklerini yerine getiren insanlara ihtiyacımız var. Öğretmenliğin bence asıl değerli tarafı o asaleti. Şu an gördüğümde sarılıp elini öpeceğim öğretmenlerim var. Babamın bir öğretmen olarak ne kadar fedakarca çalıştığını biliyorum. Öğretmenlik nedir deseniz öğrencisine sahip çıkmak; ona iyiliği, insanlığı öğretmektir derim. O öğretmenlerimizin hepsinin tek tek ellerinden öpüyorum. Öğretmenler gününü yürekten kutluyorum."