A'dan Z'ye Mısır ve Nil gezisinden notlarımı paylaşmayı sürdürüyorum...
Kufu Piramidi (Keops Piramidi): Antik dünyanın yedi harikasından günümüze ulaşan tek eserle karşılaşmak benim için oldukça etkileyiciydi. Yapı karşısında küçüldüğüm, bunu yapan insanlara karşı saygı ve sorularla dolu olduğum karmaşık duygular yaşadım. İnsan; sen ne ilginç bir varlıksın. Bütün bunlar ölüme meydan okumanın mimari karşı çıkışları mı?
İnsan beyni ölümü ret ediyor ve tekrar dünyaya gelmek için, yaşamı uzatmak için yeni yollar arıyor sanırım. Ayrıca Firavunlar erklerini böyle devasa yapılar yaptırarak kanıtlamayı amaçlamış olmalılar.
Eski Mısır denilince ilk akla gelen piramit şeklindeki dev mezarlar aklımıza gelir. Eski başkent Memfis'te toplam 62 adet piramit bulunuyor. Ancak en büyükleri Firavun Kufu'ya ait olan piramittir. Kufu veya Hufu firavunun Eski Mısır dilindeki adıdır. Dünyada bilinen Yunanca adı Keops'tur. Ben yerel adını kullanmayı tercih ediyorum.
Yaşı, yapılış nedeni ve mimari boyutları insanı büyülüyor. Niçin Firavunlar böyle anıt mezar yaptırdılar? Eski Mısır dini inancında ölümden sonraki yaşam daha önemliydi ve sonsuzdu. Firavunlar için ikinci yaşamda rahat bir yaşam sürmek ve egemenliğinin gücünü göstermek için devasa boyutlarda mezarlar yaptırmak normaldi. Ne kadar büyükse o kadar güçlüydüler.
Firavun Kufu tahta geçtikten sonra hemen yapımına başlanmış; toplam 20 yılda her gün 12 saat çalışılarak tamamlanmıştır. Piramidin yüksekliği 138 metredir. Tepeden 10 metre kadar aşınmıştır. Bazıları 10-15 ton ağırlığında olan 2 milyon 300 bin adet blok taşın üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50 bin 524 metrekarelik bir alanı kaplar.
Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır.
Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür. Bu muazzam mezar, üç ayda bir toplanan 100 bin angarya işçisi ve ücretli ustaların çalışmasıyla tamamlanmıştır. Daha sonra da Kufu'nun ve eşinin mumyalanmış cesetleri bu mezara yerleştirilmiş.
Piramit, M.S.1889 yılında Eiffel Kulesi tamamlanana kadar yaklaşık 4400 yıl boyunca dünyanın en yüksek yapısı olarak anıldı. Görünüm olarak hiçbir estetik güzelliği yok. Daha doğrusu kalmamış diyebilirim. Orijinalinde dış yüzeyi kaygan kaymak taşı tabakası ile kaplıymış. Ayrıca sivri ucu elektronla kaplıymış. Bu görünüm daha ışıltılı ve gösterişliymiş. 4400 yıl doğal ve insani yıpranmalar sonucu bu hale gelmiş.
Firavunlar koca bir yalana kendilerini inandırmışlar ama yoksul halk buna inanmamış görünüyor. Zamanla Mısır'da açlık ve yoksulluk firavunlara saygıdan üstün gelmiş. Mezar soygunculuğu mesleği doğmuş ve burası da kısa süre sonra soyulmuş. Yapılış teknikleri kadar soyuluş teknikleri de bilim insanlarının araştırma konuları içerisinde yer alıyor.
Mısır'a gitmeden önce başka bir yazı için kaynak araştırmak üzere kütüphaneye gitmiştim. Rastlantı sonucu İsmail Kadare'ye ait Piramit (*) adlı bir romanı gördüm. Ödünç alıp okudum.
Kitabın arkasındaki tanıtım yazısında şöyle yazıyor:
"Genç firavun Keops yanındakilere kendi adına piramit yaptırmayacağını açıklar. Geleneğin bozulmasından dehşete düşen başrahip ile saray görevlileri eski papirüslere başvurup daha önceki piramitlerin yapılma nedenini genç firavuna açıklarlar. İlk piramitlerin yapılış nedeni ölümle ilgili inançlar ve hükümdara mezar yapma düşüncesi değil, devletin karşılaştığı bir krizdir. Söz konusu olan özgürlüğün ve eleştirel düşüncenin kaynağı olan huzurun ve bolluğun yol açtığı dolayısıyla da devlet totalitarizmi için tehlike oluşturan bir krizdir. Önbilicinin bu krizi aşmak için önerisi şu olmuştur. Halkın huzurunu kaçırmak, insanların üç kuruşa muhtaç duruma düşürmek, bunu sağlamak için de ülkenin enerjisini ve zenginliğini emip tüketecek görkemli fakat yararsız bir eser ortaya çıkacak piramit, piramitlerin en görkemlisi olacağı gibi yapılması için gerekecek malzeme ve insan gücü bakımından da diğerlerini kat kat aşacaktır."
Kadere dünyanın en büyük piramidinin yapılışını farklı bir bakış açısıyla yeniden yorumlamış. İnce bir gülmece ve yergi romana öyle güzel giydirilmiş ki "ağlasam mı gülsem mi bilemiyorum" duygusu sizi sarmalıyor.
(*) Piramit-İsmail Kadare/ Çeviri: Aykut Derman / Doğan Kitap, 1999