A'dan Z'ye Mısır ve Nil gezisinden notlarımı paylaşmayı sürdürüyorum...
Deve: Deve, Mısır'a Pers Kralı 1.Darius zamanında (M.Ö.522-486) getirildi. Persler, Mısır'ı satraplık haline getirdikten sonra sorunlara yaratıcı çözümler bulmaktaki ustalıklarını burada da kullandılar.
![](http://kentyasam.com.tr/images/2019/201905152220254269.jpg)
Develer, Baktiria ve Arabistan eyaletlerinden getirildi. Kervanların su bulmaya gereksinim duymadan daha uzun mesafelerde seyahat edebilmelerine olanak sağlandı. Mısırlılar deveye "Çöl Taksisi" diyorlar. Motorlu taşıtların ülkede yaygınlaşmasına kadar develer ticari yük ve insan taşımacılığında önemli rol oynadılar. Develer günümüzde turist gezdirme ve fotoğraf çekimi yoluyla Mısırlılara para kazandırmaya devam ediyor.
Dikilitaş (Obelisk): Dikilitaşlar, dört taraflı konik yapılardır. Bu yapılara Eski Mısırlılar tekhenu derlerdi. Ancak biz dikilitaşları Yunanlar'ın "obeliskos" (iğne) sözcüğünden türetilmiş İngilizce "obelisk" adlandırması ile biliyoruz. Dikilitaşlar antik Mısır mimarisinin önemli bir bölümünü oluştururlar. Dikilitaşlar genelde çift halinde tapınakların girişine dikilirdi. Genellikle yükseklikleri 15?30 metre arasında olur.
Dikilitaş güneş tanrısı Ra'yı sembolize ederdi. Akenaton'un dini reformunun ardından kısa bir süre için Atonun ışınının taşlaşmış hali olduğuna inanılmıştır. Aynı zamanda tanrının dikilitaşın içinde var olduğuna inanılırdı.
M.Ö. 2600 dolaylarında ilk kaydedilmiş dikilitaş örnekleri ortaya çıkar fakat bu dönemden hiçbir dikilitaş bugüne ulaşamamıştır. MÖ 2400 dolaylarında ise küçük dikilitaşlara rastlanır. Daha sonraları yükseklikleri 20 metreyi aşacak olan Mısır dikilitaşlarının yükseklikleri bu dönemde nadiren 3,5 metreyi aşardı. Bugüne ulaşabilmiş bilinen 27 antik Mısır dikilitaşı vardır, ayrıca bir tane de Aswan'da taşocağında kısmen yontulmuş tamamlanmamış bir dikilitaş bulunmuştur. Bugüne ulaşabilmiş en eski dikilitaş Heliopolis'e dikilmiş olan I. Sesotris dikilitaşıdır.
![](http://kentyasam.com.tr/images/2019/201905152220324269.jpg)
Mısır'da dikilitaş yapmak için kullanılan madde genelde Asvan'dan gelen kırmızı granittir. Dikilitaşın tepesi genelde altın veya gümüşle kaplanırdı. Romalılar dikilitaşlara büyük bir ilgi duymuşlardır. Öyle ki bugün Roma'da, Mısır'da kalanlardan daha çok dikilitaş dikilidir. Aslında bunların çoğu Roma döneminin bitişiyle devrilmiş daha sonra farklı yerlerde tekrar dikilmişlerdir.
Konstantinopolis'te de Doğu İmparatoru Theodosius 390 yılında bir dikilitaş getirtmiş ve özel bir temel üzerine hipodroma diktirmiştir. Her ne kadar Haçlı Seferleri sırasında yıpratılmış olsa da bu dikilitaş, Osmanlı Devleti döneminde de korunmuştur. Bugün İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda (hipodrom) halen ziyaret edilmektedir. Benim de gördüğüm ilk dikilitaş budur.
"Roma, dünyanın dikilitaş başkentidir" denilebilir. Birçok dikilitaş barındıran kentte, en ünlü dikilitaş Saint Peter Meydanı'nda bulunan 25,5 metrelik dikilitaştır. Bu dikilitaş M.S. 37 Yılı'ndan beri aynı yerde bulunmaktadır.
Orijinal Mısır dikilitaşlarının birçoğu dünyanın farklı yerlerine gönderilmiş ve yeniden dikilmiştir. Roma dışındaki en ünlü dikilitaşlar, Londra ve New York'ta bulunan ve Kleopatra'nın İğneleri olarak anılan bir çift dikilitaştır. Ayrıca Paris'te, Place de la Concorde'de bulunan 23 metrelik dikilitaş da oldukça ünlüdür.
Bilinen 26 antik Mısır dikilitaşı bugün aşağıda belirtilen yerlerde bulunmaktadır:
* Mısır - 8
- Firavun I. Tutmosis, Karnak Tapınağı, Luksor
- Firavun II. Ramses, Luksor Tapınağı
- Firavun Hatşepsut, Karnak Tapınağı, Luksor
- Firavun I. Sesostris, Heliopolis, Kahire
- 4 tane daha çeşitli tapınaklarda bulunuyor.
* Fransa - 1
- Firavun II. Ramses, Concorde Meydanı, Paris
* Ä°srail - 1
- Caesarea dikilitaşı
* Ä°talya - 11
- 8 tane Roma'da
- Piazza del Duomo, Katanya (Sicilya)
- Boboli Bahçeleri (Floransa)
- Urbino
* Türkiye - 1
- III. Thutmose, Hipodrom, İstanbul
* Ä°ngiltere - 3
- Firavun III. Thutmose, Kleopatra'nın İğnesi, Londra
- Firavun II. Amenhotep, University of Durham
- Firavun IX Ptolemy, Philae Dikilitaşı, Wimborne, Dorset
* ABD
- Firavun III. Tutmosis, Kleopatra'nın İğnesi, Central Park, New York
DiÅŸ Fırçası ve Macunu: Mısır'da,  MÖ.3500-3000 yılına ait çiÄŸneme çubuklarının kalıntılarına rastlandı. Bu çubuklar bu günkü diÅŸ fırçalarının ilkel formlarıydı. ??DiÅŸ macunu tarihte ilk kez M.Ö. 2000'li yıllarda Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. İlk diÅŸ macununun içeriÄŸinde sadece sünger taşı ve sirke bulunmuyordu; öngörebileceÄŸiniz gibi ilk diÅŸ macunlarının diÅŸi temizleme mekanizması, günümüzden farklı olarak diÅŸ üzerindeki kirleri aşındırma yöntemine dayanıyordu. Bu yüzden içerisinde sünger taşının yanı sıra; öküz toynağı, reçine ve yumurta kabuÄŸu parçaları ya da tozu bulunuyordu. Ä°lk baÅŸlarda toz halinde olan bu karışıma daha sonra su eklenerek macun haline getirildi.Â
Din: Eski Mısırlılar kendi gündelik yaşamlarına uygun, hayvanlarını ve tarımsal faaliyetlerini koruyacak bir din ortaya çıkarmıştır. Mısırlılar güneşin doğuşuna baktıklarında, gökyüzünün yıldızlarla kaplı olmasında, yıl boyunca her gün ayın aynı şekilde büyümesinden, şimşek çakmasından, bulutların gidip gelmesinden, yeryüzünde birçok tanrı olduğunu ve bunların sürekli birbirleriyle mücadele ettiklerini düşünmüşlerdir. Mısırlıların inançlarına göre bu doğa olaylarından her biri bir tanrıya işaret etmekteydi.
Mısır toplumunda dağ, nehir, rüzgâr gibi doğa olaylarının kendilerine yakın gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızların ise kendilerine uzak olan kutsal varlıklar olduklarına inanmışlardır. Güneş, ay ve yıldızlar gibi uzaktaki varlıkları kendilerine yaklaştırmak için onları bir totem inancı haline dönüştürmüşlerdir. Bunların her birine bir isim verdiler. Nil Nehri'nin tanrısına "Habi", güneş tanrısına "Ra", gökyüzü tanrısına "Nut" ve yer tanrısına "Cıb" adını verdiler. Mısırlılar timsah, yılan gibi bazı ölümcül hayvanlar ile boğa ve inek gibi kendilerine yararlı hayvanları da tanrı olarak kabul etmişlerdir. Bunların yanında tilki gibi hareketli ve sinsi hayvanları da tanrılaştırmışlardır. Mısırlıların inançlarına göre bu hayvanların içinde ilahi bir güç bulunmaktaydı. Mısır uygarlığının yapısının şekillenmesinde en büyük rolü, başından itibaren din ve özellikle de Firavunun Tanrısallığı Dogması oynamıştır.
Mısır tarihi boyunca, iki binden fazla tanrı veya tanrıçaya inanılmıştır. Bu tanrılar veya tanrıçalar sadece bir kasabaya ait oldukları gibi bir bölgeye de ait olabilmişlerdir.
![](http://kentyasam.com.tr/images/2019/201905152220524269.jpg)
Tek tanrılı dinlere ait kült ve inançların en ilkel izleri Eski Mısır'da izlenebilir.
Günümüzde Mısır'da yüzde 90 Sünni Müslüman, yüzde 9 Kıpti Hristiyan ve yüzde 1 oranında diğer dinlerden insanlar yaşamaktadır.
Doğum günü partisi: Eski Mısır'da Firavunların doğum günleri kutlanırdı. Çünkü Firavun sadece ülkenin hükümdarı değil aynı zamanda tanrıydı. Kutlamalar daha çok dini törenler ve resmigeçitler şeklinde uygulandı. Doğum gününü daha eğlenceli bir şölene dönüştüren Kleopata oldu. Kleopatra'nın doğum günü şöleninde saraylı ve soylu çağrılıların katılımıyla yenilir, içilir ve davetlilere pahalı hediyeler dağıtılırdı. Kutlamalara hizmetçiler ve köleler de katılırdı. Doğum günü anısına af çıkarılır; mahkûmlar, köleler serbest bırakılırdı.
Duvar: Dünya üstündeki en eski anıtsal duvar yapısı Sakkara piramidi ve tapınaklar yerleşkesinin çevresine yapılmıştır. Anıtsal duvar yaklaşık M.Ö. 2650-2620 yılları arasına tarihlendirilmektedir. Mimarı İmhotep'dir. Kesme granit taşından yapılmıştır. İmhotep, yerleşkenin çevresini duvarla çevirip, saldırı ve hırsızlıktan korumayı düşünmüş. Ancak pek işe yaramamış. Bu duvarlar da aşılmış ve yerleşke soyulmuş. Duvarlardan bu güne çok az bir bölümü gelebilmiş. Granit taş parçalar başka yapılarda kullanılmak üzere yerlerinden sökülmüş.