ReÅŸat Kutucular
Finansal Danışman
Bu yaz Alaçatı yine gündemdeydi. Hakkında pek çok şey yazıldı çizildi. Güzellemeler eskisine göre daha azdı. Bazı eleştiriler ise abartılıydı.
Alaçatı aslında bir sembol.
Bir köyün on beş yirmi yıl içinde önce soylulaşması, sonra popülerleşmesi, şimdilerde de artan olumsuzluklarla birlikte "değersizleşme riskiyle" karşı karşıya kalması süreci...
Alaçatı her açıdan diğer beldeler için de ders niteliğinde incelenmeye değer bir örnek. Artıları ve eksileriyle...
Alaçatı'yı yere göğe koyamayanlar olduğu gibi ülkedeki çirkinlikleri ayna gibi yansıtan bir nefret nesnesi olarak görenler de var.
Tabii ki Alaçatı'nın içinde olumsuzluklarla mücadele etmeye çalışan insanlar var. Herkes "işine bakıyor" değil.
Alaçatı Turizm Derneği, Çeşme Gürültüyle Mücadele Derneği gibi sivil kuruluşların yanında pek çok yaşayanı bu gidişe bireysel olarak karşı çıkıyor.
Medyada Alaçatı tartışmasının alevlendiği günlerde Salim Kadıbeşegil'in, Nedim Bubik'in Hürriyet Ege'deki köşesinde yazdıkları, bir de sevgili Bahar Akıncı'nın Kelebek'teki yazısı dikkat çekiciydi.
Sevgili Salim'in yazısının girişi şöyleydi:
"Gürültü kirliliği, yüksek fiyatlar, kalitesiz işletmeler, kıyı işgalleri, uyuşturucu vb sorunlarla özellikle yaz aylarında gündeme gelen Alaçatı'nın gündemi aslında bu sayılanlardan ibaret değil. Alaçatı'nın kendi kimliği ve marka değerini kurguladığı özelliklerini yıpratan bu gündem yüzünden diğer tarafını göremez olduk!"
Sevgili Bahar da şöyle bir başlık atmıştı:
"Alaçatı kötü değil, siz çirkinsiniz"
Anılarındaki Alaçatı'yı hasretle anarken bugünkü Alaçatı'nın çirkinlikleri açıkça yazmıştı.
Bu durumda en iyisi Alaçatı'daki dostları arayıp bir de onların görüşlerini almaktı. Onlar bu gidişe ne diyorlardı? Sorunlar neydi, çözüm nasıl gelecekti?
Otel sahibi, restoran işletmecisi, Alaçatı'nın yerlisi, köye ilk gelmişlerden yeni gelmişlere kadar on beşe yakın tanıdığımı aradım, konuştum.
İşte o konuşmalardan çıkardıklarım:
Gürültü kirliliği
Evet, gürültü kirliliğinden yakınmayan yok? Hem de ne yakınmak!
Özellikle yaz mevsiminde sanırım sadece Alaçatı'yı değil tüm Ege kıyılarını tehdit eden bir kirlilik bu. Yıllardır dillendiriliyor. Ancak durum iyiye değil kötüye gidiyor.
Halli kolaymış görünen bir sorun gibi görünse de kanser gibi her yana yayıldı? Kimine göre sebep denetim eksikliği, kimine göre görgüsüzlük, terbiyesizlik!
Alaçatı'da barlarla oteller arasındaki klasik çıkar çatışması var. Barlar geç saate kadar bangır bangır müzik çalıyor. Oteller ve ev sahipleri ise sessizlik peşinde?
Bir başka sorun da yan yana mekanlarda farklı müzikler çalınması. Bir kakafoni hali yani...
Altyapı yetersizliği
Alaçatı'daki altyapı eksiklikleri artık kanıksanmış.
Elektrik kesintileri olaÄŸan hale gelmiÅŸ.
Yer yer açıkta rastlanan çöp tepeleri "gülün dikeni" sayılır olmuş
Su zaten biliyorsunuz Çeşme'nin genel problemi.
Bir de otopark konusu var tabii. Kalabalık arttıkça mesele çirkinleşiyor!
Belediye başkanı
Konuştuğum insanlar bir noktada daha mutabık: Yerel idare ve Başkan bu gidişten hiç rahatsızlık duymuyor, hatta bu gidişatı destekliyor.
Haklılar. Ben bunu ta 2005 yılında yaptığımız toplantılardan biliyorum. Beldenin kalabalıklaşması, köyün kentleşmesi, kiraların ve taşınmazların değerinin yükselmesi o günlerde Sayın Dalgıç'ın hedefinde olan şeylerdi.
Şahsen bugünkü Alaçatı'yı Başkan'ın hayalindeki Alaçatı olarak görüyorum.
Yangın ve hijyen
Otel sahibi bir arkadaşım, sokağa masa atan restoranların artık işi iyice abarttığını belirterek "Allah korusun bir yangın çıksa ne olacak, hesabını kim verecek?" diye sordu. "Nasıl ruhsat alabiliyorlar ki?" diye de ekledi.
Gıda mühendisi bir arkadaşıma hijyenik şartları, restoranların nasıl denetlendiklerini sordum. "Hangi hijyen?" diye cevap verdi.
Sık sık kesilen elektrikleri düşünürseniz konu daha riskli hale geliyor.
Tabii "müşteri cesareti" diye de bir şey olduğunu kabul etmek lazım.
Yarın da "Alaçatı'da ne yapılsa daha iyi olur?" sorusuna cevap arayacağız.
***
Yazara ileti gönderin:
resatkutucular@gmail.com