Medyada Türkçe'ye dikkat!
Yazar: Şirin Yörük
Sözüm ulusal basına değil. Büyük gazetelerde Türkçe'ye ve imla kurallarına son derece dikkat eden yazarlar ve muhabirler var. Arada mutlaka onlarda da hatalar olabiliyor ama, "gözden kaçmıştır" diye geçiştirebiliyoruz.
Benim sözüm özellikle İzmir merkezli, düşük tirajlı gazetelerdeki dil bilgisi yanlışlarına. Yol gösterici, doğruyu öğretici olması gereken gazetelerde yanlış yazımlar okuyucuyu gazeteden soğutuyor. En azından bende durum böyle. Bir yanlışı ısrarla devam ettiren, ayrı yazılması gereken "de"leri, "da"ları yerinde kullanamayan, yanlış yerine "yalnış", yalnız yerine "yanlız" yazan, haberin içindeki ismi spotta başka, resim altında bambaşka yazan gazetenin ciddiyetinden kuşku duyarım. Ne kadar ciddi olursa olsun, ağzıyla kuş tutsa bana yaranamaz.
O yüzden gazetelerde sayfaları kontrol eden kişilerin, yazı işleri müdürlerinin, genel yayın yönetmenlerinin dile çok hakim olması kaçınılmazdır. Hatta imkan olsa da İletişim Fakültesi'nden mezun olmak yetmese, bir gazeteye muhabir alırken yetkili kişiler öncelikle dil bilgisi yönünden adayı sınava tabi tutsa! Mesela 1990'ların başında çalıştığım İzmir'in en köklü ekonomi gazetesinde iki müsahhih (tashihçi, düzeltmen) istihdam ediliyordu. Şimdi kaç gazetede müsahhih çalıştırılıyor?
Benimki biraz hayalden ibaret. Sanki gazetelerin çalışma koşullarını bilmiyormuş gibi söz ediyorum, değil mi? Verilen ücret, çalışma koşulları, sosyal güvenlik, mesai saatlerine kaç kişi dayanabiliyor ki, bir de bunlar arasından seçme yapsınlar! İzmir'in önde gelen bölge gazetesine bakınca, durumun ne kadar içler acısı olduğu ortaya çıkıyor. Muhabirlerin önemli bir kısmı sosyal güvenceden yoksun, asgari ücrete talim ediyor. Ağır çalışma koşullarına dayanabilen kalıyor.
İzmir Medyası nereye gidiyor?
İzmir Life dergisinin bu ayki sayısında çok güzel bir araştırma dikkatimi çekti. Detaylı ve ilginç araştırmalar yapan meslekdaşımız Duygu Özsüphandağ Yayman "İzmir medyası nereye gidiyor?" diye sormuş ve çok doyurucu bir araştırma yapmış. İzmir basınından hemen hemen her kesimden yetkili kişilerin görüşlerine başvurmuş. Üst düzey gazete yöneticilerinin görüşleri, meslek içi eğitimin gerekliği konusunda birleşiyor. Yeni Asır'ın Haber Müdürü arkadaşımız Meltem Seyis de muhabirler tarafından olaya bakarak, "Gazetecilerin çalışma koşulları kötüleştikçe, bu mesleği yapmak isteyen okulluların sayısında ciddi bir düşüş yaşanıyor" diyor. Seyis, rekabet ortamı olmadığından muhabirlerin kendilerini yetiştirmeye gerek duymadığını söylüyor.
Medyanın durumu pek iç açıcı değil malumumuz olduğu üzere. Herkes kendi tarafından bakıyor ve karşıdakinde kusur arıyor.
Yazımı, Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda (BYYO) okurken kuruluşuna tanıklık ettiğimiz ve ilk haber yazma tecrübelerimizi yaşadığımız Ege Ajans'ın 20. yılını kutlayarak ve hocamız Oğuzhan Kavaklı'ya verdiği emekler için teşekkür ederek noktalamak istiyorum. İyi ki varsın Oğuzhan Kavaklı, iyi ki varsın EÜ - BYYO (İletişim Fakültesi).