Elikbank: Yazarlık ilham değil matematik işi 2025-01-27 00:42:38
Yazar: Saadet Erciyas
Fantastik edebiyat alanında verdiği eserlerle dikkat çeken Gülşah Elikbank, yazarlığın ilhamla değil çalışmayla ilgili bir süreç olduğunu söylüyor.
Edebiyat dünyasına 2009 yılında yayımlanan fantastik ilk gençlik romanı Günebakan Üçlemesi'yle hızlı bir giriş yapan, son kitabı "Medusa'nın Pusulası ve Zehirli Hayal" ile çocukları da okurları arasında ekleyen Elikbank ile Ahmet Priştina Kent Arşivi Müzesi Kent Kitaplığı'nda (APİKAM) bir araya geldik. Kitapların huzurlu sessizliğinde eserlerinden, bu yıl gerçekleştirmeyi hedeflediği 3. Mitoloji Film Festivali'nden, İstanbul ve Karaburun'da sürdürdüğü yazarlık atölyelerinden konuştuk.
Kont Drakula'nın izinde
Yazar Gülşah Elikbank İstanbul'da doğup büyümüş, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun olmuş bir gazeteci aynı zamanda. 2009 yılında kaleme aldığı ilk kitabının ardından 11 eser veren Elikbank'ın adını ilk kez Alsancak'ta açtıkları edebiyat konseptli oteli sayesinde, Kültür Turizm Bakanlığı'ndan "Yılın Turizm İşletmecisi" ödülünü aldığında duymuştum. 2013 yılında girişimci bir iş kadını olarak tanıdığımız Gülşah Elikbank'ın okuduğum ilk romanı "Yalancılar ve Sevgililer" olmuştu.
Bu romanı için vampir efsaneleri ve Kont Drakula'sıyla ünlü Romanya'nın Transilvanya bölgesine beş kez seyahat eden Elikbank, gazetecilik deneyiminin kendisine verdiği araştırma, merak edip sorgulama özelliklerini de bolca kullanmış. Osmanlı'da "Kazıklı Voyvoda" diye anlatılan, "100 bin kişiyi kazığa geçirmiş bir deli adam" diye sözü edilen Drakula'yı araştırmış. "Bu adam bütün bunları neden yapmış, onu buna iten neydi? Çocukluğunda ne yaşadı da bunları yaptı?" diye sorup araştırırken Drakula'nın farklı bir yüzünü fark etmiş. Yazar, "Biraz araştırdığınızda dünyada bizi mutsuz eden zalimlerin hepsinin çocukluklarında kendilerinin de bir zalimliğe maruz bırakıldıklarını ve bozulmanın başladığını görüyorsunuz" sonucunu çıkarmış.
Drakula'yı araştırırken onunla kan kardeşliği ilişkisi bulunan, o dönemin çok güçlü bir kişiliği olan "Hayran olunacak bir karakter" diye tanımladığı Fatih Sultan Mehmed'i de araştırmış. Gülşah Elikbank, Drakula'yı zamanımızda geçen bir öykünün kahramanı yaptığı romanını kaleme alırken tarafsız üslubu Romen Yayıncılar Birliği'nin ilgisini çekmiş. Romanya'daki Kitap Fuarı'nda, sadece yazarların davetli olduğu bir etkinlikle "Ekselans Diploması" vermişler. Elikbank'ın "Yalancılar ve Sevgililer" romanı Romence'ye çevrilmiş.
Yazarlık ilham işi değil
Üniversite eğitiminin ardından yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Bölümü'nde yapan Gülşah Elikbank, "yazarlığın ilham değil, bir çalışma disiplini ve matematik işi" olduğuna dikkat çekiyor. "Belki aldığım eğitimin de bunda katkısı var" diyen Elikbank bu konuyu yazarlık dersleri sırasında danışanlarıyla da paylaştığını belirtiyor. "Aslında yaptığımız kurgu bir matematik. Eğer yazar olarak masaya oturduğunda ne anlatacağını, derdinin ne olduğunu bilmiyorsan yolda kaybolursun" diyen Yazar şöyle sürdürüyor sözlerini:
"O yüzden önce bir haritayla masaya oturulması gerektiğini söylüyorum. Bu haritada karar verilmesi gereken noktalar var. Olay örgüsü, kahramanlar, zaman, mekan bunların hepsine karar verilmediği zaman hep 'başladım ama yarım kaldı' cümlesini duyuyorum. Bunun nedeni plansız oturduğun bir masada nereye gideceğini bilememek. Bir mühendislik gibi yani, çizim planın olmadan bir binayı nasıl inşa edemezsen aynı durum roman ya da öykü için de geçerli. Bu nedenle ben yazarlığın ilhamla ilgili olmadığını düşünüyorum, daha çok çalışmayla, disiplinli çalışmayla ilgili bir konu bu."
Yazmak istemek ama okumamak
Yaz aylarında yazar adayları için İstanbul ve Karaburun'da atölyeler düzenleyen, gençlerle yazma kamplarında bir araya gelen Elikbank, "Yazmaya çok meraklı bir kuşak var. Tek sorun okumaya çok meraklı olunmaması" görüşünü dile getiriyor. "Okumayan bir yazar adayı kendini, kelimelerini nasıl geliştirecek?" diye soran yazar, "Okumak, bilgilenmek şart. Bir yazarın entellektüel olması şart" diye ekliyor. Kendisinin düzenli olarak hem psikoloji, hem mitoloji hem sosyoloji çalıştığını, dünya edebiyatında eser vermiş, yeni yazarları keşfettiğini anlatıyor. "Bu okumalar, çalışmalar benim yaşam biçimim. Örneğin mitoloji bilmeden nasıl fantastik eser verebilirsiniz?" diye soruyor.
Mitoloji Film Festivali
Geçen yıl festival programında İzmir'in yanı sıra İstanbul ve Manisa'nın da yer aldığını anlatan Gülşah Elikbank, Eylül ayında gerçekleştirmeyi planladığı festivali Çanakkale ve Aydın'ın da eklenmesiyle beş kente yayacaklarını, kapanışı da Troya'da yapacaklarını söylüyor. "Festivalimiz özellikle gençler tarafından büyük ilgi gördü, oldukça eğitimli bir kitle kucakladı etkinlikleri. İstanbul'da da Beyoğlu Sineması'nda yapacağız festivali bu yıl, çalışmalarımız sürüyor" diyen Elikbank, Mitoloji Festivali'ni Türkiye'nin her kentini dolaşan, geçmiş zamanlardaki gibi konukların felsefe konuştuğu bir gezici festivale dönüştürmeyi hayal ettiğini dile getiriyor.
Fantastik eserler
İlk kitapları "Siyah Nefes - Mavi Dağ ve Kızıl Ölüm" üçlemesinin çok ilgi gören fantastik eserler olduğunu söyleyen Elikbank, bu alanda yazmayı çok sevdiğini belirtiyor. Fantastik romanlarının konularını Anadolu efsanelerinden ve Türk mitolojisinden aldığını anlatan yazar, "Bilirsiniz, bizim efsanelerimiz kadın odaklıdır. Yine şamanizmde kadına verilen değer farklıdır. Bu konular yeni kuşak okurların da çok ilgisini çekiyor. Batı bize vampirlerle gelirken biz de onlara kendi mitolojik öykülerimizle sesleniyoruz" diyor.
"Yazarak şifalanıyorum"
Ülkemizde kadın ve çocukların derin yaraları olduğuna dikkat çeken Gülşah Elikbank, "Benim de çocukluğumdan gelen yaralarım, uzun yıllardır çözmeye çalıştığım hassasiyetlerim var. Ben de yazarak şifalanıyorum" diye konuşuyor. Elikbank, "Her romanımda bunu daha çok hissediyorum. Hani yılan nasıl kabuk değiştirir, ben de geride bıraktığım her romanımda daha da şifalanıyorum. Kendimi biraz daha değişmiş, biraz daha yenilenmiş ve büyümüş hissediyorum. Ancak insan hayatı tek seferde travmalarını çözebilmene imkan vermiyor" diye ekliyor.
Çocuklarla olmak
Son kitapları "Medusa’nın Pusulası" ve "Zehirli Hayal"i çocuklar için kaleme alan Gülşah Elikbank'ın bu kitapları Makedonca'ya çevrilmiş. Medusa'nın Pusulası'nın 11. baskısını yaptığını anlatan Elikbank, çocuklar bu kitabı ve içindeki macerayı çok sevdiğini, çocukların fantastik kitaplardaki mesajları çok daha çabuk kavrayabildiğini anlatıyor. Kaleme aldığı eserleri en az 8-9 baskı yapan, romanları İtalyanca, Makedonca, Romence, Arapça'ya çevrilen Gülşah Elikbank "Kitaplarımın İngilizceye çevrilmesini çok istiyorum. Çünkü İngilizce'den başka dillere çevrilmek çok daha kolay. Böylece çok daha fazla okura ulaşabilmeniz mümkün" diyor.
Seyahat etmekten ilham alan, edebiyat dünyasının genç yazarlarından Elikbank, İzmir'in ilham veren huzurlu atmosferinde yakın zamanda okurları için bir şahmeran hikayesini kaleme almayı planladığını müjdeliyor.
•••
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) 23 Ocak 2025 tarihinde düzenlediği "Kitaplarla Konuşalım" etkinliğine eşim, meslektaşım ve editörüm Hüseyin Erciyas ile birlikte konuk olduk. Gazeteci Şirin Yörük'ün kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen, Baysak ailesini, yakınlarını, iş ve siyaset insanlarını, sivil toplum kuruluşu temsilcilerini ve gazetecileri bir araya getiren etkinlikte 2023 yılında yayımlanan "Bir Karşıyaka Beyefendisi Ahmet Kemal Baysak" kitabımı konuştuk.
İGC Uluslararası Basın Merkezi’ndeki toplantıda konuşan İGC Başkanı Dilek Gappi, gazetecilik gibi zor bir mesleğin en iyi yanlarından birinin çok fazla insan tanımak olduğunu söyledi.
Gappi, "Ahmet Kemal Baysak da kente, yaşamlarımıza ölümsüz izler bırakan biriydi. Kentin yetiştirebileceği en iyi insanlardandı. Anısını yaşatan meslektaşım Saadet ve Hüseyin Erciyas’a, Şirin Yörük’e çok teşekkür ederim” dedi. Meslektaşımız Şirin Yörük de, Ahmet Kemal Baysak'In unutulmaması gereken çok özel bir kişi olduğunu vurguladı. Yörük, kitapta görüşleriyle yer alan meslektaşımız Sedat Sözer'i ve İzmir'in unutulmaz isimlerinden Sancar Maruflu'yu da saygıyla andı.
Hüseyin'in de etkinlikte dediği gibi, Ahmet Kemal Baysak samimiyeti ve ciddiyeti ile bize önderlik etti. Yurtsever, Atatürkçü, iş insanı olması ötesinde çok iyi bir aile babası, yardımsever, çevreci bir sanayiciydi. Vefatının dördüncü yılında adeta anma etkinliğine dönüşen bu güzel etkinlikte ben de 2018 yılında kaleme almaya başladığım kitabımı hazırlarken yaşadıklarımı anlattım. Kitap için Türkiye, Bosna Hersek, Kosova, Avustralya ve Amerika'da yaşayan Baysak'ın tanıdığı 180 kişiyle söyleşi yaptığımı, yaşamından kesitlere yer verdiğimi dile getirdim. Boşnakça'dan çevirileri Mirela Crnovrsanin Kurtali'nin yaptığını belirttiğim kitabımın Boşnakça baskısını Sarajevo'daki Vijećnica Ulusal Kütüphanesi'nde imzalama arzumu dile getirdim.