Kadın isterse yapamayacağı iş yok 2024-01-07 11:18:07
Yazar: Saadet Erciyas
Kimi taşlama yapıyor, kimi preste, kimi boyahanede çalışıyor
İzmir'de kuruluşundan buyana 70 yılı geride bırakan Terbay Makina'nın Bornova'daki fabrikasında çalışan 330 işçiden 22'si, yani yüzde altısı kadın. Terbay Makina A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Baysak, "Kadın işçi istihdam etmekte geç bile kalmışız" diyor. İlk kadın işçinin çalışkanlığıyla diğer istihdam edilen işçilere de iş kapısını açtığını dile getiren Baysak, "Çalışanımız bize öyle bir cesaret verdi ki, biz de kendi önyargılarımızı kırdık. Fabrikada kadın işçilerimiz için düzenlemeler yaptık. Kadının yapamayacağı iş yok. Yeni başvurulara açığız" diye ekliyor.
Arı gibi çalışan kadınlar
İzmir'de 1954 yılında kurulan Terbay Makina Endüstri ve Ticaret A.Ş. iş makinaları, maden makinaları, zirai araçlar ve ticari araçlar sektörlerine hizmet veriyor. Bu yıl kuruluşunun 70. yılını kutlamaya hazırlanan Terbay Makina, entegre tesisinde seri siparişler için kaynaklı, işlenmiş ve boyalı sac metal parçalar sağlayan orijinal ekipman üreticisi. Üretiminin yüzde 95'ini ihraç eden Terbay Makina'nın Bornova'daki 20 bin metrekarelik üretim üssünde arı gibi çalışan ve işini severek yapan kadınları görmek açıkçası beni de şaşırtıyor.
Tekstil, ambalaj, gıda sektöründe görmeye alışkın olduğumuz kadın işçileri üzerlerinde iş yeleği, altlarında tulum, ayaklarında kalın burunlu ayakkabılar, gözlerinde gözlük, ellerinde eldivenle, hele sıçrayan alevlere aldırmadan taşlama yaparken görmeye pek de alışkın değiliz. Tanışmak için elimi uzattığım ilk kadın makina sanayi işçisinin, eldivenlerini çıkardığında kırmızı ojeli parmaklarını görünce gülümsüyorum.
Önce kadın işçilerin kulaklardaki küpeler, saçlarındaki tokalar dikkatimi çekiyor. Kimi koruyucu iş gözlüklerini çıkartınca yüzündeki hafif makyajı görüyorum. İş yerlerinde söyleştiğim kadınların her birinin sözleşmişçesine "İşime severek geliyorum", "Bir işim olduğu için, bu yaşta yeni bir şeyler öğrenebildiğim için mutluyum", "Kadının isterse yapamayacağı iş yok. Erkek işi diye bir şey yok. Yeter ki kadın istesin" diyor.
Hemen hepsi makina sanayi iş kolunda ilk kez çalışıyor. Çoğu vasıfsız, ağırlıkla ilk ve orta öğrenim mezunu kadınlar. İşçi kadınların içinde bir üniversite mezunu, birkaç tane lise ve ticaret lisesi mezunu da var. Çoğu evli. Kiminin iki kiminin üç çocuğu var. Kiminin ailesi başlarda yadırgamış, "İşi ne zaman bırakacaksın?" diye sormuş her gün. Ama onlar direnmiş. Bu zorlu ekonomik koşullarda para kazanmanın, erkek işini başarmış olmanın gönencini yaşıyorlar. Kendilerine öylesine güven duyuyorlar ki, heyecanlarına ortak oluyor, anlattıklarına kendimi kaptırıyorum... Görüştüğüm kadın makina sanayi işçilerinden birkaçının sözlerini iletmek istiyorum.
Fatma Demirbaş (39) iki yıl önce fabrikada, pres başında işe başlayan ilk kadın işçi. İşindeki ciddiyeti, verdiği güven duygusu diğer kadın işçilerin istihdam edilmesinin yolunu açmış. Bu izlenimi oluşturduğu için çok mutlu olduğunu söylüyor Fatma Hanım. "Ortaokul mezunuyum. 15 yıl hidrolik pres işinde çalıştım. Burada da presteyim. Bu işi arkadaşım görmüş ilanlarda. Bizim işimiz 'ağır' dense de, 'erkek işi” dense de bir kadının istediğinde yapamayacağı iş yok. Ağır sanayide kadınların çalışamaz görüşü yanlış, şirketler yeter ki yer açsın. Kadınlar her alanda başarıyla çalışabilir. Çalışmak isteyene her yerde iş var. Benim şansım burada diyalog kültürü çok iyi, ustalar, çalışanlar yaptığımız işe teşekkür eden insanlar. Bu çalışan için çok motive edici" diyor.
Abkant pres operatörü olarak altı ay önce işe giren Hafize Sumar (36) Selçuk Üniversitesi Teknoloji Tasarım Öğretmenliği Bölümü mezunu. "Hayat şartlarından dolayı fabrikada çalışmayı seçtim ama iyi ki de başlamışım" diyor. "Teknoloji tasarım bölümü mezunlarının önü 2011 yılından bu yana kapalı, kendi alanlarında çalışamıyorlar. Çoğu mezun hala atama bekliyor" diyen Sumar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bir yakınım önerdi burayı. Her alanda erkeklerle çalıştığımıza göre bu işi de başarmamamız için neden yok. Genelde fabrikalarda bizim gibi üniversite mezunlarını çalıştırmaktan çekinirler ama burada bunu kesinlikle yaşamadım, güvendiler. 'Kadın demek üretmek demek', çalıştığın işte kendini iyi hissedebilmelisin, güven vermelisin. Yaptığım işi burada öğrendim. Önce biraz zorlandım, ilk aylar öğrenme süreciyle geçti. Ama çok destek gördüm. Öğretmenlik çıksa bile dönmek gibi bir planım yok. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, fabrikalarda çalışacak kadınlara destek olunursa, alan açılırsa yapamayacakları iş yok."
Fabrikanın CNC oksijen kesim bölümünde çalışan Nurgüzel Aras (19) ortaokulun ardından açık lisede okumuş. İşe başlayalı henüz bir ay olmuş. "Bu işi bilerek ve isteyerek seçtim. Daha önce tekstilde de çalıştım ama bu işi sevdim, meslek edinmek istiyorum. Her işin zorluğu var. Benim yaşımdaki bir genç için ayağıma kaba bot, elime eldiven, üstümüze mont giymek hiç sıkıntı değil. Bunların bizim güvenliğimiz için olduğunu bilmek ayrıca önemli. Yaptığım işi seviyorum" diyor gözü ekranda, ayak üstü lafladığımızda.
Terbay Çıraklık Okulu'nun şu an eğitim alan tek kız öğrencisi Sıla Şirin'in hedefi ise yetişmiş iyi bir "kaynakçı" olmak. Küçük yaşına karşın sanayide çok ciddi kaynakçı sıkıntısı olduğunun bilincinde. Sıla, "İşe başlayalı beş ay oldu. Önce zor geldi, biraz korktum ama şimdi severek yapıyorum. Benim yaşamdakiler yadırgıyor bu işi ama bir iş ve meslek sahibi olmak çok önemli. Harçlık almak güzel. Geleceğim için çalışıyorum ve bu işi bana öğreten bir ustam olduğu için şanslıyım" diye paylaşıyor duygularını.
Fabrikalarda kadın işçiye yer açmak zorundayız
Terbay Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Baysak, fabrikada kadın işçi istihdamı kararının son dönemde aldıkları en önemli ve doğru kararlardan biri olduğunu vurguluyor. "Fabrika işi ağırdır, atölyede kadın işçi çalışamaz algısının ne kadar yanlış olduğunu biz de gördük. Romanya'da, Almanya ve Fransa'da fabrikalarda çalışan kadın işçileri görmek de bizi motive eden unsurlardan biri oldu" diyen Baysak, şu bilgileri paylaşıyor:
"Kadın çalışan istihdam etmemizin nedeni başlangıçta çalışacak yeterince erkek eleman bulamamaktı. Gazetelere, sosyal medyaya birçok kez ilan verdiğimiz halde geri dönüş alamadık. Kadın işçi istihdamını da denemek istedik. Gazete ve sosyal medya hesaplarımızdan 'Vasıfsız, sanayide çalışacak, yetiştirilmek üzere kadın eleman alınacak' diye yaptığımız duyurular ilgi gördü, pek çok başvuru oldu. Çok da güzel çalışıyor hepsi. Boyahanede, kaynak-çapak temizliğinde, kumlamada, markalama ve ambalajlamada görevli kadın işçiler."
Gelişmeleri görünce, "Kadın işçi çalıştırmakta geç bile kalmışız" dediklerini anlatan Abdullah Baysak, "Bizde kadın işçiler ayrı bir bölümde çalışmıyor. Erkek-kadın aynı ortamda, birlikte çalışıyor. Kadın işçilerin başlamasıyla birlikte fabrikanın çalışma kültüründe de değişiklikler oldu. Ortam daha saygılı ve özenli oldu. Sert, eril söylemler değişmeye başladı. Önümüzdeki dönem kadın işçi sayımızı artıracağız, yeni başvuralara da açığız" diyor. Fabrikadaki çıraklık okuluna son dönemde kız öğrencilerin de başvurduğunu belirten Baysak, "Kimisine zor geliyor ama içlerinde direnen ve meslek sahibi olmak için çabalayan kızlarımız da var. Gayretleri bize umut veriyor açıkçası" diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Kalifiye eleman, kaynakçı bulmak sanayinin genel sorunu. Eleman bulabilmek amacıyla Konak, Çiğli, Buca ve Bornova belediyeleriyle işbirliği sözleşmeleri yaptık. Dışarıdan eleman yetiştirmek için ayrıca kurslar açtık. Geçen hafta Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda benim de dahil olduğum Taşıt Sanayi Meslek Komitesi için hazırladığımız sunumda da dile getirdik. Kaynakçı, tornacı, frezeci gibi talaşlı imalat bölümünde ve boyahanede çalışan eleman bulmak gerçekten büyük sıkıntı. Çalışma koşulları ağır olduğu için tercih edilmiyor. Erkeklerin tercih etmediği bir işe kadınların ilgi göstermesi, başarılı olması ise hem düşündürücü hem sevindirici.”
Sektörde çalışacak meslek lisesi mezunlarının uygulamaya, pratiğe gelince zorlandığını anlatan Abdullah Baysak, bu durumu "Çünkü teorik eğitimle uygulamalar artık uyumlu değil" sözleriyle açıklıyor. Bu sorunu aşabilmek için Türkiye Odalar Borsalar Birliği'nin öngörüsüyle üç yıl önce 81 ilde endüstri meslek liselerini sanayi odalarıyla eşleştiren bir program uygulanmaya başlandığını söyleyen Baysak, "Örneğin İzmir'de Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi EBSO ile eşleşen okullardan biri. Avrupa Birliği Fonu'ndan da yararlanılıyor. İzmir'de eşleştirilen okul sayısının dörde çıkartılması düşünülüyor. Bütün bu gelişmeler biz sanayicileri sevindiriyor ve umutlandırıyor" diyor.
Sanayide çalışan kadına teşvik gerek
Terbay Makina Genel Müdürü Abdullah Baysak da adaşıyla aynı düşünceleri paylaşıyor. Baysak, "Kadının yapamayacağı iş yok. 'Keşke daha önce başlasaymışız' diyoruz. Açığı kadın işçilerle kapatmaya çalışıyoruz. Vasıfsız kadın işçileri yetiştirerek sanayiye kazandırıyoruz. Verim konusunda erkeklerden geri kalmıyor kadın işçilerimiz, son derece titiz ve özenli çalışıyorlar. Vasıfsız oldukları için burada bir süre oryantasyon eğitimi alıyorlar. Hemen hepsi de işini kısa sürede öğrendi. Eğer devlet, sanayideki kadın işçiler için teşvik verirse bizim gibi çok sayıda fabrikanın bu işe sıcak bakacağına ve sanayide kadın istihdamının artacağına inanıyorum" görüşünü dile getiriyor.
TERBAY Makina'da çalışan kadın sanayi işçileri