EGİAD Başkanı Yelkenbiçer: Ev gençliği beka sorunumuz 2023-05-03 11:43:00
Yazar: Güncel Haberler
Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan ve dernek üyesi gazeteciler sohbet toplantısında bir araya geldi. Türkiye’nin seçim gündemine ve toplumsal beklentilere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yelkenbiçer güven, toplumsal cinsiyet eşitliği, depreme dayanıklılık ve kentsel dönüşüm, eğitim, "ev gençliği" kavramı, şeffaflık, sürdürülebilir yönetişim, yeşil dönüşüm konularında şu görüş ve önerileri paylaştı.
Yelkenbiçer, dünyada ortaya çıkan NEET kavramının (istihdamda yer almayan gençler) önemine dikkat çekerek,"Çok üzülerek ülkemizin bu konuda dünyada lider olduğunu ve her üç gencimizden birinin evde oturduğunu, okuldan mezun oldukları halde iş aramadıklarını, herhangi bir eğitimde olmadığını söylemek isterim. Çok övündüğümüz genç nüfuzumuzu evlere mahkum etmenin gerçek 'beka sorunumuz' olduğunu düşünüyoruz" dedi.
EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer "Herkesle beraber Türkiye'nin aydınlık bir geleceğe sahip olmasını arzu ediyoruz" derken; dernek kültürü gereği siyasi tartışmaların içine girmemenin prensipleri olduğunu, her siyasi oluşuma eşit mesafede durduklarını söyledi. "Ama sivil toplum örgütü olarak söz söyleme hakkımız da var" dedi.
EGİAD'ın 750 üyesi 3 bin 500 üye şirketi ve bu şirketlerdeki 150 bin çalışan ile gücünü üyelerinden aldıklarını ve derneğe son iki yılda 120 yeni iş insanının üye olduğuna dikkat çeken Yelkenbiçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oran dernekler arasında önemli bir başarıdır. Gücümüzü üyelerimizden alıyor, yeni üyelerle yepyeni projelere imza atıyoruz. Z Kuşağı temsilcileriyle birlikte hareket ederek bu dönemki çalışmalarımızda “bütünleştirme ve büyütme” temasıyla ilerliyoruz. Derneğimiz çatısı altında yeni ve eski kuşağın birleşmesi ile köklü EGİAD projeleriyle yeni çalışma alanlarının bütünleşmesi ve paydaşlarla olan güven ilişkilerinin derinleşmesini önemsiyoruz.”
İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz
Kurumun çalışmalarına ilişkin çalışmaları aktaran Yelkenbiçer; deprem kampanyası, EGİAD Think Tank, Girişimcilik, İzmir Girişimcilik Araştırma Raporu, paydaşlarla ilişkiler, Uluslararası İlişkiler, Vivatechnology Fuarı – Paris – Avrupa’nın en büyük girişimcilik ve inovasyon fuarına katılım, CES Las Vegas – Dünya’nın en büyük teknoloji fuarına katılım, dijitalleşme, ESİAD ile birlikte bir çalışma grubuyla 2018’de düzenlenen Sanayi 4.0 Zirvesi’nin tekrarı niteliğinde bir zirve, Ticaret Köprüsü, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na bağlı MEXT Ziyareti, Gaziantep GİAD ile yaptıkları ortak komisyon çalışmalarını anlattı. Türkiye'nin öncelikli sorunlarına ilişkin şu görüş ve önerileri paylaştı:
• Siyaset arasındaki çatışmacı yapının artık bitmesi gerektiğini, birbiriyle rekabetin toplumu ve siyaseti aşağı çekmesi değil, hep birlikte kalkınma odaklı bir bakışın hakim olması gerektiğini düşünüyoruz. Birçok alanda güven ihtiyacımız olduğu gibi toplumdaki çatışmaları dindirmek için, toplumsal barışı tahsis etmek için hukukun üstünlüğünü en öncelikli çalışma alanı olarak görüyoruz.
• Toplumsal cinsiyet eşitliği, demokratik gelişmişlik kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz bakımından vazgeçilmez bir unsur. Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsala hayatta erkeklerle eşdeğer düzeyde katılıyor olmaları, yoksulluk ve gelir adaletsizliği sorunlarını çözebileceğine inanıyoruz. 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu”nun siyasete malzeme edilmesine şiddetle karşı çıkıyor ve “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyoruz. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz.
• Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri de depreme dayanıklılık. Şehirlerde kentsel dönüşüm önemli. Fakat bunun rant ve gayrimenkul ekonomisiyle ele alınmasından da oldukça rahatsızız. Evet kentsel dönüşüm, deprem dirençli kentler için en önemli gereksinimlerden biri, fakat bunu planlarken daha yüksek katlar, kata büyük evler yerine, doğaya, çevreye uyumlu yeni kentlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Bununla paralel ülkemizde barınma sorunun da kentsel dönüşüm planlarına göz ardı edildiğini de üzülerek görüyoruz. Kira artışı İstanbul, İzmir ve Ankara'da çok yüksek. Hatta dünyada en büyük kira artışı bu üç şehirde oldu. Bu barınma sorununu da düşünerek kentsel dönüşümün de öyle planlamasını düşünüyoruz.
• Eğitim sistemimizde fırsat eşitliği istiyoruz. Akademi özgür düşüncenin doğduğu yerdir. Üniversitelerimizin siyasetten uzak bir yapı içerisinde, kendi kendini yönetme ilkesine dönmeleri hususunu ısrarla talep ediyoruz. Yine eğitimden devam edersek ilk, orta ve lise eğitimimizin 21.yüzyıl yetkinliklerine göre yapılandırılmasını, analitik düşünce, bilim ve teknolojiye yönelmesini istiyoruz.
Ev gençliği beka sorunumuz
• Çarpıcı bir kavramdan söz etmek istiyorum. "Ev gençleri"nde Türkiye birinci sırada. Ülkemizdeki kalkınmanın temeline insanı alan politikalara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Dünyada ortaya çıkan NEET kavramının (istihdamda yer almayan gençler) önemine dikkat çekmek istiyorum. Bu kavram ne istihdamda ne öğretimde ve ne de eğitimde olan gençleri yani ev gençlerini temsil ediyor. Çok üzülerek ülkemizin bu konuda dünyada lider olduğunu ve her üç gencimizden birinin evde oturduğunu, okuldan mezun oldukları halde iş aramadıklarını, herhangi bir eğitimde olmadığını söylemek isterim. Çok övündüğümüz genç nüfuzumuzu evlere mahkum etmenin gerçek “beka sorunumuz” olduğunu düşünüyoruz.
• Yönetişim alanında sivil toplumun, iş dünyasının, özel sektörün ve kamunun uyumlu bir bütün gibi çalışabileceği, fikir ve etkileşime açık, tabandan tavana doğru giden bir anlayış içerisinde işlemesini zorunlu görüyoruz. Toplumun tüm tabakalarında görevlerin liyakat esasına göre ve şeffaf bir şekilde dağıtılmasını istiyoruz. Sivil toplumun dinamizmden siyasetin faydalanması gerektiğini düşünüyoruz.
• Kurumlarımızın yeniden şeffaflık, liyakat, bağımsızlık ve hesap verilebilirlik ilkeleri esasında organize edilmesini istiyoruz. Cumhuriyet’in tüm kazanımlarının, devlet kademelerinin akılcı ve verimli çalışmasıyla mümkün olduğunu, namuslu ve çıkar gözetmeyen yöneticiler kadar, onlara yol gösteren sağlam kurallarla gerçekleştiğini biliyoruz. Güçlü liderlerden çok, güçlü kurumlara ve çağın gerektirdiği kurallara ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz.
• Ekonomik olarak planlamanın, öngörülebilir ve istikrarlı bir yönetişim şeklinin tahsis edilmesini iş dünyası olarak acilen istiyoruz. Tüm dünyada kabul görmüş ekonomik sistemlerin ve bilimsel yaklaşımın ülkemiz için de geçerli olduğunu biliyoruz. Denemeler yapmaya veya kısa dönemli kararlara kırılgan ekonomimizin dayanmadığını görüyor, iş dünyasının önünü görmesi, yatırım ve istihdamın sürebilmesi için güvenilir ekonomik politikaya ihtiyacı olduğunun altını çiziyoruz.
• Toplumsal kalkınmanın en önemli itici güçlerinden birinin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm olacağını düşünüyoruz. Sanayi devrimini kaçıran ülkemizin yeşil ve dijital devrimde öncü olarak, uluslararası alanda rekabetçi avantaj yaratmasını politikalarla ve teşviklerle desteklememiz gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim politikalarımızı yeşil ve dijital öncelikli yaparak, yaratıcı düşünceyi desteklemeli, genç beyinlerimizi dönüşümde öncü liderler yaparak desteklememiz gerektiğine inanıyoruz.
• Laik ve çoğulcu demokrasinin hiçbir seviyede tartışılamayacağını, kuvvetler ayrılığı ilkesinin günlük hayata yansıması olan bağımsız yargı ve denetim mekanizmalarının korunmasını talep ediyoruz. Yasama, yürütme ve yargının her birinin birbirinden bağımsız olarak kendi sorumluluk alanlarında güçlendirilmesini istiyor ve birbiriyle çatışma yaşamadıkları bir sisteme ihtiyaç duyuyoruz.
• Son olarak da ülkemizdeki her canlının onurlu yaşam ve varlığını sürdürme hakkının garanti edilmesini, güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Kadın-erkek, yabancı-göçmen, çocuk, hayvan, ağaç-orman demeden bu talebimizi ısrarla her fırsatta dile getiriyoruz.
Şehir fonu kurma düşüncesi
Yelkenbiçer konuşmasında yaklaşır bir buçuk yıldır "Şehir Fonu" kurma konusunda çalıştıklarını söyleyerek, "Sermayesini İzmir'de tutan ve yatırımlarını bu kentte sürdürmeye çalışan girişimcileri desteklemek ve şehir dışındaki yatırımcıları kente çekmek amacıyla bir şehir fonu kurmak için çalışıyoruz" dedi. Yelkenbiçer, derneğin İzmir'e ilişkin hazırlanan raporların ise kentin gelişimi için çok önemli sonuçlar içerdiğini kaydetti.
Ülkemizin 100. Yılını EGİAD'a yaraşır şekilde kutlamayı planladıklarını ancak deprem nedeniyle bu konunun ertelendiğini dile getiren Alp Yelkenbiçer, "Olten Flarmoni Orkestrası'yla Ahmed Adnan Saygun'da bir etkinlik planlıyoruz, sürpriz bir solist ya da grup olacak" dedi.
Yelkenbiçer kurumun yayın organı YARIN Dergisi'nin dijitalleşeceğini belirterek, "Yarın 2.0 adını verdiğimiz bir projemiz var. Web'den daha rahat erişilebilir bir bloğa dönüştürmek istiyoruz. Yıl sonuna kadar tamamlamış oluruz" bilgisini paylaştı.
Demircan: dünyaya aynı pencereden bakıyoruz
EMD İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan ise EGİAD ve EMD'nin eş zamanlarda kurulduğunu ve dünyaya aynı pencerelerden baktığına dikkat çekti. "Laik bir Cumhuriyet tarafıyız" dedi. Deprem konusunda EMD olarak deprem bölgesindeki gazetecilere destek için "Yerel Basın Yaşatır" kampanyası düzenlediklerini anlatan Demircan, bu konuda sivil toplum kuruluşlarının verdiği desteğe teşekkür etti. Konuşmasında ülke olarak Z kuşağını kazanmak gerektiğine dikkat çeken Demircan, "Gazetecilik için de diğer meslek grupları için de, Z kuşağı ne kadar işin içinde olursa toplumun kalkınması için o kadar iyi" dedi. Demircan İzmir Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin alan muhabirliği açısından İzmir'de en aktif çalışan dernek olduğunu kaydetti. Dernekte 65 civarında aktif çalışan gazeteci olduğunu, kurumsal iletişim alanında çalışan üyelerin de bulunduğunu anlattı.
Toplantının sonunda EMD Başkanı Murat Demircan derneğin üyesi gazeteci Saadet Erciyas'ın kaleme aldığı "Bir Karşıyaka Beyefendisi Ahmet Kemal Baysak" kitabını Alp Avni Yelkenbiçer'e hediye etti.