Kemeraltı Çarşısı çeşmeleri 2023-03-16 22:00:00
Yazar: Orhan Beşikçi
Kemeraltı Çarşısı’nda gece yarısı parçalanan şadırvan için ilgililerin, yerine yenisini yapacağız dediklerini anımsıyorum. Geçen Haziran ayında yıkılan şadırvan yapılmadığı gibi, yıkıcıların kimler olduğunu öğrenemedik. Kamu malına zarar verenler için mahkeme süreci başlatıldı mı, ceza aldılar mı bilmiyoruz…
Arastanın ve halkın su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen şadırvanın çok eski olmadığını bahane edip, yıkımı onaylayanlar oldu. Pandemi günlerinde 926 Sokak’ta, dükkanların önünü kapatıyor gerekçesiyle kök salmış palmiyeleri ve dallarında meyveleri olan hurma ağaçlarının yok edilmesi hafızalardan silinmeden, şadırvanın bulunduğu alanın parke taşı ile döşenip, yayalara açılması konuyu takip edenleri bir kez daha üzdü.…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’le gerçekleştirdiğimiz Basmane gezisinin arkasından Polis Şehitliği’nde bulunan cumhuriyet dönemi çeşmelerinin eski Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı Mimar Mihriban Yanık tarafından ayağa kaldırılıp bakımının yapılması, Selvili Mescit duvarında bulunan C.H.F Mirali Ocağı tarafından inşa edilen yıllardır bakımsız olan tarihi çeşmenin yeniden akar hale getirilmesi diğer bakımsız çeşmeler adına umut vericiydi…
Aynı günlerde Restoratör Mimar, Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Eser Gültekin’in “İzmir Kemeraltı Çarşısı Çeşmeleri” konferansını izlemek için Bornova’ya gittim. Kültürel mirasın korunmasına gönül vermiş dostlarımı Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde görmekten, onlarla sohbet etmekten mutlu oldum. Üçüncüsü düzenlenen Bornova Sohbetleri’nde böylesine bir etkinliğe Bornova Belediyesi’nin sahip çıkması anlamlıydı.
Prof. Dr. Eser Gültekin, saat kulesi çeşmelerinden başlayarak bölgede bulunan su yapılarını tek tek ele aldı. Kadim İzmir mahallelerinde cami, medrese, sebil ve konut duvarına inşa edilmiş çeşmelerin mimari biçimlerine süsleme sanatına ve öykülerine değinip, rölevesini yaptığı çeşmelerin kitabeleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Anlattıkları arasında benim de yakından takip ettiğim, Büyük Demir Han’ın avlusunda korumasız bir şekilde restore edilmeyi bekleyen, yazın otların bürümesiyle tamamen kaybolup, kışın otların kurumasıyla ortaya çıkan şadırvan, Kestelli yokuşu başlangıcında Küçük Laz Hanı’nın duvarında önüne bavul, çanta konulduğu için gündüz fark edilemeyen Berberzade Çeşmesi, Çakaloğlu Hanı cephesindeki paslı metallerden zarar gören Gaffarzade Çeşmesi, Salepçioğlu Camisi medresesi çeşmeleri, günümüzde Kebapçı, konfeksiyon dükkanı olarak kullanılan sebiller vardı.
Mirkelam Han’da farkına varılamayan duvar çeşmesi hakkında katkı araştırmacı yazar Kaptan Mustafa Uzel’den geldi. Çeşmenin aynasındaki yeniçeri armasına dikkatleri çekti. Aliağa Camisi yakınındaki evin duvarında, Hamalbaşı Hüseyin Ağa’nın kızı merhume Havva Hanım’ın ruhu için inşa edilen çeşmenin aynasında yazılan duygusal sözlerden etkilenip hüzünlendik.
Hayırsever İzmirliler tarafından yaptırılan döneminin özelliklerini taşıyan, bakımsız, çeşme, şadırvan ve sebillerin fiziki durumunu iyileştirecek projelerin bir an önce hayata geçirilmesi temennisiyle konferans sona erdi. Böylesine önemli bir etkinlikte dinleyiciler arasında kültürel mirası korumakla görevli olan kurumlardan, kimseler var mı diye baktım, ancak göremedim. Prof. Dr. Eser Gültekin Hoca’nın “Eski İzmir Çeşmeleri” kitabının deprem yararına satışa çıkması anlamlıydı.
Hocamıza ve değerli eşine uzun ömürler ve sağlıklar diliyorum.