3. İzmir Sefarad Kültür Festivali izlenimleri - 4 2022-01-04 13:17:36
Yazar: Hediye Selda Yılmaz
3. İzmir Sefarad Kültür Festivali'nin son etkinlikleri ve kapanış konseriyle ilgili izlenimlerimi paylaşmayı sürdürüyorum.
Festivalin son akşamı Etz Hayim (Hayat Ağacı) Sinagogu’nda yapılan Hanuka (Işıklar) Bayramı mum yakma töreninde bulunmak benim için çok keyifli ve anlamlıydı. İlk festivalde de bu töreni Sinyora Sinagogu’nda izlemiştim.
Konak Belediye Başkanı, İzmir’deki Rum Ortodoks Cemaati Başkanı, İzmir Yahudi Cemaati Başkanı, Afro-Türk Derneği temsilcisi, Güzelyurt Mahalle Muhtarı, Almanya Başkonsolosluğu temsilcisi, Fransız Kültür Merkezi temsilcisi, hazan Nesim Bey'in güzel ilahileri eşliğinde mumları sırayla yaktılar.
Savaşın, kin ve nefret suçlarının bitmediği dünyamızda, barışın ve kardeşliğin özlemi ile yanıp tutuşan ben, görkemli şamdana ve mumları yakanlara umutla baktım, dalıp gittim. “Keşke mumları yakarken dilenen güzel dilekler gerçekleşse” diye düşledim. Umut dünyası işte.
İbrani Romantizmi konseri
Tören sonrası “İbrani Romantizmi” adıyla gerçekleşen güzel bir konser dinledik. Keman sanatçısı Isabelle Durin ve piyanist Michaël Ertzscheid bize Avrupalı ve Amerikalı Aşkenaz bestecilerin romantik eserlerinden oluşan repertuvar sundular. Sanatçılar, konser broşürü içerisinde yer alan besteci ve eserleri İngilizce olarak açıkladılar. Hem sanatçıları hem de eserleri ilk kez tarihi bir mekânda dinlemek unutamayacağım bir ayrıcalıktı. Ilık bir Aralık akşamında, Etz Hayim Sinagogu’nda piyano ve keman nağmeleri yankılandı. O sırada oradan geçenler şaşırmış olmalılar. Ben de şakındım. Ancak böyle tarihi mekânlarda klasik müzik konserlerinin yapılmasının ayrı bir güzelliği olduğunu da söylemeliyim.
Sefarad kültürü okulu
Festival sayesinde Sefaradlar'ın tarihi, kültürü, gelenekleri, müziği, dini törenleri ile ilgili birçok şey öğrendim. İlk festivalden beri Sefarad kültürü ile ilgili bilgi dağarcığım genişlemeye devam ediyor. Zaten festivalin ana amaçlarından biri İzmir Sefaradlarının kültürlerini tanıtmak, bu kültürün sürekliliği sağlamak ve geliştirmek.
Festival benim için adeta bir “Sefarad kültürü okulu” gibi. Biz izleyenleri eğitiyor, geliştiriyor, sorgulatıyor, bilgilendiriyor, araştırmaya itiyor.
Sefaradlar'ın yüzlerce yıldır İzmir’in kültürel ve sanatsal zenginliklerine katkıları oldu ve bu süreç sürüyor. Biz sanatseverlere düşen de bu zengin birikimi izlemek ve geleceğe aktarmak olmalıdır. Bu yazı dizimi bu amaçla yazdım. Umarım İzmir Sefarad kültürünü yarınlara taşıma konusunda çorbada tuzum olur.
Katılmadığım, ancak söz etmeden geçemeyeceğim iki etkinlik daha oldu. Biri Prof. Dr. Mine Tanaç’ın” İzmir’de Sefarad Mimarisi ve Sinagoglar” adlı söyleşisi, diğeri Sara Pardo’nun “Ortaçağda İspanyalı ve Portekizli Sefaradların bilime katkıları” adlı söyleşidir. Daha sonra bu söyleşinin video kaydını youtube kanalında bulup izledim. Linki aşağıda:
İzmir Sefaradları ilgili ayrıntılı bilgiye bu linkten ulaşabilirsiniz: www.izmirjh.com
Sefarad kültürü ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için basılı kaynak önerileri:
1 - Birinci Juderia - İzimir’in Eski Yahudi Mahallesi - Dr. Siren Bora - Gözlem Yayınları
2 - Anadolu Yahudileri - Ege’de Yahudi İzleri - Dr. Siren Bora - Gözlem Yayınları
3 - İzmirde Sefarad Mimarisi ve Sinagoglar - Mine Tanaç Zeren - Yalın Yayınları
Festival izlenimlerimi bitirirken sizleri Lew Pollack’a ait “Yiddish Mame” adlı bestenin keman sanatçısı Isabelle Durin ve piyanist Mitcahêl Ertzschel’in harika yorumuyla baş başa bırakarak bitiriyorum.