1981 yılı sonbaharında memleketimiz Aksaray'dan Ödemiş ilçesi Bozdağ beldesine babamın öğretmenlik görevi nedeniyle taşındık. Dört yıl Bozdağ'da yaşadık. Bozdağ, ergenliğe geçtiğim, farklı yaşamlara ve olaylara tanıklık ettiğim bir yerleşim yeridir. Doğası ve bitkisel zenginliği beni her zaman büyüler. Bozdağ ile özel bir gönül bağım var.
Belde'den taşındıktan sonra da yolum çeşitli nedenler Bozdağ'a düştü. En son geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda altı gün Bozdağ'da kaldım. Her yerini hem anılarımın izinde hem de "nasıl, ne kadar değişmiş ve gelişmiş?" gözüyle iyice bir gezdim. Elbette hiçbir şey aynı kalamaz, her yer ve her şey değişiyor, gelişiyor. Önemli olan bu süreçlerin yararlı olup olmadığıdır. İnsana, doğaya, yaşama katkılarının ne derece olduğudur. Bu konu da gözlemlerimi ve eleştirilerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle sanal dünyada da bulabileceğiniz kitabi bilgiler vereceğim:
Bozdağ, Birgi'nin 22 kilometre kuzeyinde, 2 bin 157 metre yüksekliğinde, 1150 metre rakımda kurulmuş bir yayladır. Adını Batı Anadolu'nun en yüksek dağlarından biri olan Bozdağlar'dan alır. "Ege'nin Alpleri" olarak adlandırılan Bozdağlar, Küçük Menderes ile Gediz ovaları arasında doğu-batı yönünde 170 kilometre boyunca uzanır ve pek çok endemik bitkiye ev sahipliği yapar. Meşe ve çam ormanları içinde kurulan Bozdağ Mahallesi, yemyeşil doğası, tertemiz havası ve suyu ile bir yeryüzü cennetidir. Bu orman içindeki Mermeroluk mevki ve kaynak suyu çeşmesi önemli bir eğlendinlen alanıdır. Yayla, yıl boyunca dağcıların ve doğa severlerin uğrak noktasıdır. Ayrıca iklim şartlarının uygunluğu, Bozdağ'ı Türkiye'nin önemli yamaç paraşütü merkezlerinden biri hâline getirir.
Kent, ilk çağlarda Lidyalılar tarafından kurulmuş ve "Tmolos" olarak adlandırılmıştır. Coğrafi konumundan dolayı o dönemde karakol olarak kullanıldığı düşünülen Bozdağ, Lidyalılardan sonra Pers egemenliği altına girmiştir. Bozdağ, Çınarlı Park, Mermeroluk, Şelale Park, Kırkoluk gibi mesire ve piknik yerleriyle en büyük ilgiyi yaz mevsiminde görür. Fatih Sultan Mehmet'in, şehzadeliği döneminde Bozdağ'a gelerek, adını asırlık çınar ağaçlarından alan Çınarlı Park'ta, Hoca Molla Gürani'den ders aldığı bilinir. Ayrıca mahallede eski bir medresenin kalıntıları da bulunur. Bazı kaynaklar çınarları Fatih Sultan Mehmet'in diktirdiğini belirtir.
Bozdağ'daki kayak merkezinde hem amatör hem de profesyonel kayakçılara yönelik üç adet kayak pisti ve teleferik bulunmaktadır. Yaylanın kuzey ucunda, kara yolu üzerinde Bozdağ Mahallesi'ne 4 kilometre mesafede bulunan Kırkoluk mevki, zengin kaynak suları ile günübirlik ziyaretçileri ağırlayan bir mesire yeridir. Çevresindeki ovalara göre yaz ve kış sıcaklık değerleri düşüktür. Bozdağ Yaylası Ödemiş'e 28, İzmir'e 140 kilometre uzaklıktadır. Kış aylarında Bozdağ Yaylası'ndaki yerleşimlerden Birgi'ye ve Ödemiş'e göç gerçekleşmektedir. Bu nedenle yaylanın kış ve yaz nüfusu farklıdır.
İzmir'e 140 kilometre mesafede olan Bozdağ Mahallesi'ne hem Ödemiş hem de Salihli yönünden ulaşılabilir Büyükşehir ve Bütünşehir kanunları nedeniyle eskiden belde olan Bozdağ bu gün Ödemiş'e bağlı bir mahalledir.
Gelelim gözlem, eleştiri ve önerilerime:
Çınarlı park tarafından Mermeroluk Piknik Alanı'na yürüdüm. Yol iyice bozulmuş her yanı çöp içindeydi. Mermeroluk Piknik Alanı yazgısına terk edilmiş. Hiç bir hizmet ve bakım göremedim. Değil piknik yapmak, oradan geçmek bile bana rahatsızlık ve utanç verdi. Bir zamanlar karpuz çatlattığımız Mermeroluk Çeşmesi'nin önü çamur deryası olmuş. Çöp, koku ve sinekten geçilmiyor.
Bir sabah Salihli yolu üzerinde bulunan Kırkoluk dinlence alanına yürüyüş yaptım. Gidiş geliş 10 kilometre Çayır adıyla anılan vadi boyunca sebze bahçeleri ve patates tarlaları sabah güneşi ile ışıldıyordu. Son yıllarda brokoli ve fidancılık konusunda oldukça iyi bir gelişme kaydedilmiş. Ancak dağ eteklerinde mantar gibi çoğalan kaynak suyu dolum tesisleri içme ve sulama sularının azalmasına neden oluyormuş. Çocukken gezdiğimiz dereler çoktan kurumuş.
Kırkoluk'a geline?
Dinlence alanı daha geniş ve rahat bir bölgeye taşınmış. Beton bir düzlem üzerinde yöresel ürünler satış yerleri ve yeme içme alanları oluşturulmuş. Park yeri, tuvalet ve trafik sıkışması sorunu ortadan kaldırılmış. Ormanların içerisinde bu kadar beton kullanılması beni çok rahatsız etti. Umarım çevresi ağaçlandırılır.
Meyve ve sebze bahçelerinin yoğun olduğu dağ eteklerine yürüyüş yaptım. O yıllarda 200 metre gidince evler biter ıssız orman patikaları başlardı. Orman Bakanlığı yere düşmüş, kırılmış ağaç dallarını ısınma için toplamamıza izin verirdi. Biz de boş zamanlarda ormana odun ve kozalak toplamaya giderdik. Kasabalı kışlık odun gereksinimini bu yolla karşılardı. Artık odun ve kozalak toplama ya bitmiş ya da çok azalmış. Her yer çam dalları ve kozalak dolu. Ancak piknik alanlar da ağaçların bakıma gereksinimi var.
Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Bozdağ da betona yenik düşmüş. Dallarından ilaçsız ve gübresiz elma, ceviz, kestane, kızılcık, vişne ve kiraz yediğimiz ağaçlar köklenip yerlerine beton saray yavruları yapılmış. "Dağ evinde doğada dinlence" akımı uğruna binlerce para betona gömülmüş, binlerce ağacın canına okunmuş. Geriye kalan meyve ağaçları bakımsızlığına karşın meyve vermeyi sürdürüyor. Meyveleri yerlerde sürünse de ağaçlar yaşama direniyor.
Öğrencilik yaptığım ilkokul ve ortaokul çoktan kapanmış. Ortaokul yakında çöker. Ancak bu okulun yapımında başta okul müdürümüz Yılmaz Bey olmak üzere tüm öğrencilerin ve kasabalıların emeği var. Ben de tuğla taşımıştım. Abla ve abilerimiz çatıya kiremit taşımışlardı. Zorlu koşullarda yapılan ortaokul yazgısına terkedilmiş. İçim acıdı. On yıl eğitim veren okul binası bu şekilde ölmeye bırakılmış. Doğayı öldürdüğümüz gibi kamu binalarını da kullanmayarak öldürmeyi çok güzel beceriyoruz.
Okulun hemen yanındaki ilkokul da yakın zamanda yeterince öğrenci olmadığı için kapatılmış. Her iki okul da biraz bakım ve onarımla kullanılır hale getirilebilir. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı ya da kamu çalışanlarının dinlencesi için işletilebilir. Ya da kamu yararına kullanılmak üzere sivil toplum kuruluşlarına devredilebilir.
Çarşı Meydanı'nda muşamba ve naylon barakalar yapılmış. Yöresel ürün ve yerel yiyecekler satılıyor. Beldenin dokusuna uygun olarak taş ve ahşaptan satış evleri yapılabilir. Hem görünüm hem de temizlik açısından gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bozdağ Kayak Merkezi, Ege Bölgesi'nde önemli bir kış turizmi merkeziydi. Merkez çığ düşme riski nedeniyle kapatılmış. Böylece kayak tesis de atıl bir duruma gelmiş. Çığ düşme tehlikesi önlenebilir mi bilemiyorum. Bu konuda bir fikrim ve bilgim yok. Bu konuya bir çözüm getirilmesini diliyorum.
"Hiç mi olumlu bir gelişme yok" diyeceksiniz, biliyorum. Var. Kayak tesislerine giden dağ sıraları çıplaktı. O bölge tamamen ağaçlandırılmış. Etekleri kestane, yukarılar çam fidanlarıyla donatılmış. Buna çok sevindim.
Nerede o eski Bozdağ? Yok. Anılarda ve birkaç eski fotoğrafta kaldı. Bozdağ için hâlâ ümidim var. Önerilerim, bölge halkı ve yerel yönetimlerin işbirliği ile gerçekleştirilebilecek şeyler.
Bozdağ, Küçük Menderes havzasında yaşayanların nefes alabileceği, serinleyip, dinlenebileceği en güzel dinlence alanıdır. Bitki örtüsünün zenginliği, değerli tarım alanları ile bir hazinedir. Onu korumak ve kollamak hepimizin görevidir.