1948 yılının sonbahar günleri. Okullar açılmış. Bulundukları yerleşim yerlerinde mevcut olmadığı için lise seviyesinde bir okula kaydolamayanlar, Edirne Öğretmen Okulu'na öğrenci alınacağı duyurusu ile büyük bir sevinç içinde mezun oldukları ortaokullara başvuruyorlar. Okul öğretmenler kurulu seçiminin ardından sağlık raporlarını alıp yurdun dört bir köşesinden (ağırlıklı olarak Ege Bölgesi'nden) Edirne'ye hareket ediyorlar. Okul, o sene ilk defa Edirne Erkek Öğretmen Okulu olarak faaliyete geçiyor. Gelen öğrenciler "1" numaradan başlayarak kayıt ediliyorlar. 30'ar kişilik 5 sınıf oluşturuluyor. "1" den başlayarak "150" ye kadar sevilen numaralarla (100 numara verilmeyip atlandığı için) 149 öğrenci büyük bir şevkle öğrenime başlıyor. Büyük çoğunluğu düşük gelirli ailelerden gelen bu öğrenciler, devletin kendilerine verdiği imkanlarla canla başla çalışıp başarılı olmaya uğraşıyorlar.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151157544159.jpg)
Bu satırlarla başlıyor Edirne Erkek Öğretmen Okulu'nun 26 numaralı öğrencisi Hikmet Göral'ın yıllardır düzenlediği toplantılar için hazırladığı Nostalji Albümü'nün ilk sayfası... 1976 yılında mezuniyetlerinin 25. yıldönümü vesilesiyle belli aralıklarla buluşmaya başlayan ve 18 yıldır da yıllık toplantılarını aksatmayan Edirne Erkek Öğretmen Okulu'nun ilk mezunları, bu yıl yine Bodrum Bitez'de bir araya geldi.
Her yıl aralarından ayrılan arkadaşlarıyla sayıları giderek azalsa da, bir araya geldiklerinde aynı heyecanı yaşayarak dinçleşen bu gönlü genç ekibe bu yıl ben de eşlik ettim. Kendilerini bir arada tutmayı başaran kişinin babam Hikmet Göral olması nedeniyye aralarında olma fırsatını yakaladığım bu özel insanların enerjisinden fazlasıyla etkilendim. Anlatılan hatıralardan çok büyük hayat dersleri aldım, tecrübeler edindim.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151158004159.jpg)
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanı Fahri Ildız'dan ÖSYM Başkanı Fethi Toker'e, TÜBİTAK Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Üye ve Sekreteri Süleyman Çetin Özoğlu'ndan İzmir İl Kültür Müdürü Yusuf Ziya Ulusoy'a, İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Faruk Ütün'den Çanakkale İlköğretim Müdürü Hikmet Göral'a, Mudo'nun Genel Müdür Yardımcısı İlhan Baykal'dan Ziraat Mühendisi Cemal Iskır'a, ayrıca hayatlarını eğitim sektöründe idareci / öğretmen olarak görev yapmış Ahmet Refik Bolat, Hasan Sami Mançuhan, Hüseyin Özbayır, Sadık Sayhan, Seyfettin Güz, Yusuf Yılmaz ve Zamir Yaylım'a kadar sohbet şansını yakaladım.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151158064159.jpg)
Ortalama yaşları 87 olan ihtiyar delikanlıların ortak noktaları, Atatürkçü kimliğe sahip, zamanın dört dörtlük eğitimcileri olmaları, ardından başka üniversitelerde kariyer yaparak hayata farklı kulvarlarda atılsalar da 70 yıllık dostluğu hala aynı hazla taşımalarıydı. En büyük şaşkınlığı Ziraat Mühendisi olan Cemal Amca'da yaşadım. Resepsiyonda elinde bastonuyla iki büklüm otele giriş yapan bu 87 yaşındaki küçük dev adam, arkadaşlarını gördükten sonra, beş gün boyunca değil baston kullanmak, hiç kimsenin koluna bile girmeye ihtiyaç duymadı.
O dostane sohbetler, gülen yüzler bu 85-90 yaşındaki 70 yıllık dostlara adeta gençlik aşısı oldu. Faruk Amca'nın tatlı diliyle şiir halinde anlattığı coğrafya derslerini dinleyen öğrencilerin ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Organizasyonun ise İlhan Baykal aracılığıyla, Malatya'nın bir köyünden çıkıp, çalışkanlığı nedeniyle marangozhaneden dekorasyon işine transfer olan, en sonunda da Türkiye'de marka olan bir firmanın ve akabinde Bodrum Bitez'deki otelin sahibi olan Hamit Yıldırım'ın ev sahipliğinde üç yıldır yapılıyor olması ise, bu buluşmaya ayrı bir renk kattı.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151158124159.jpg)
Günlerce anılar paylaşıldı, sohbetler edildi, aralarından ayrılanlar yad edildi. Ve gala Gecesi, otel sahibini/genel müdürünü temsilen, yönetimden Gamze Özbey ve ön büro amiri Gamze Metin ile geceyi düzenleyenlerin birbirlerine teşekkürleriyle devam etti. Gece vals ve tangoların ardından, ayakta söylenen Öğretmen Marşı ile sona erdi.
28 Temmuz'da Çanakkale'de gerçekleştireceğimiz "Çanakkale Lisesi 1988 Mezunları 30. Yıl Buluşması" öncesinde yaşadığım bu olağanüstü tecrübe, dostluk kavramının yok olmaya başladığı günümüzde tekrar eskilere sahip çıkmamız gerektiğini bana hatırlattı.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151158184159.jpg)
Sizler de sahip çıkın; okul, asker ve iş arkadaşlıklarınıza sahip çıkın. Her yıl aranızdan ayrılanlar olsa da, son kişi kalana kadar onlarla anıları yad ederek ruhunuzu genç tutmayı ihmal etmeyin. Şu bir gerçek ki insan anıları olduğu sürece daha mutlu, dinç, enerjik ve hayata bağlı kalıyor.
85 yaşında olmasına rağmen, geceye danslarıyla renk katan babam, bence tüm enerjisini her akşam üstü Çanakkale' de buluşturduğu arkadaşlarından ve yılda bir gerçekleştirdiği bu organizasyonun hazırlık aşamalarındaki meşguliyetlerden alıyor. Evde sabah amaçsız oturan, kahveden eve ve bazen de camiye kadar yürüyen, başka hedefi olmayanlar ise erkenden yaşlanıp çöküyor.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2018/201805151158244159.jpg)
Sonuç; yaşınız 90 da olsa hayatta hep yapacak bir işiniz ve hedefiniz bulunsun. En büyük hedef ise dostlukları ve hatıraları paylaşıp, hem kendinizi hem çevrenizi pozitif enerjiyle dinç tutmak olsun.
Bu vesileyle beni beş gün boyunca sevgiyle kucaklayan tüm amcalarımın ellerinden tekrar öpüyor sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Umarım seneye yine sizlerle olmak nasip olur. Hayata sarılın ve aramızdan ayrılmayın. Sizin enerjinize, tecrübelerinize ve dostluklarınıza bu ülkenin ve bizlerin hala ihtiyacı var.
Sevgi ve saygılarımla...