Düşünce yapısı 16 - II
Yazar: Oğuz Adanır
Bir önceki yazımızda kara mizahın tarihsel ve toplumbilimsel özelliklerinden söz etmiş ancak konunun estetik boyutunu ihmal etmiştik. Burada daha önce aynı konuyla ilgili olarak İtalyan sineması üzerine yaptığımız ve başka bir yerde yayınlanmış uzunca bir makaleden yola çıkarak özet bilgiler sunacağız.
Bir sözlük kara mizahı: ciddi, umarsız, ürkütücü bir durum, belirgin bir olayın kendini mizahi bir şekilde göstermesi olarak tanımlıyor. Doğal olarak ironi ve absürt kavramları kara mizahın ayrılmaz unsurlarına benziyor.
Kara mizahın en yoğun şekliyle ortaya çıkmasını sağlayan temel olgulardan biri çelişkilerdir. Özellikle gündelik yaşamın her alanında ve her konuda yoğun çelişkiler içinde yaşayan bir topluma ait insanlar tükenmek bilmeyen bir kara mizah kaynağıdır. Oysa akılcı düşünceyi benimsemiş, sağduyulu bir insan toplumdaki çelişkileri fark edip bunların yol açtığı kara mizahı algılayabilir. Kara mizaha yol açan çelişkiler genellikle belli bir zihniyetin ürünüdür. Gerek İtalya gerek Türkiye gerekse başka ülkelerde bu zihniyet kendini kırsal kesime mensup insanların modern yaşam ve değerleri temsil eden kentte yaşamaya başlamalarıyla gösterir. Ancak tek öykü kaynağı bu değildir.
Daha sinemanın başlangıç yıllarında Charlie Chaplin, Buster Keaton ve başka güldürü ustaları absürt, ironik, kara mizah türü yüzlerce film üreterek izleyicilerini acı kahkahalara boğmuşlardır.
İtalyan kültürü ve insanı ülkemiz insanına görece yakın bir kültür-zihniyete sahiptir. Daha çok da Roma ve güney İtalya, Sicilya. Diğer ortak paydalarımız arasında Akdeniz, iklim ve diğer coğrafi özellikler vardır. Bu yüzden İtalyan kültürel-zihinsel yapısının ürünü olan filmler ülkemizde de genellikle büyük bir ilgi görmüştür.
Kara mizahla ilgili [1950-1980 dönemi] birkaç filmden yola çıkarak şu türden açıklamalar yapabiliriz. II. Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra çekilen bir filmde 1950'li yıllarda çarpık bir aile ve onur anlayışına sahip Güney İtalyalı bir baba küçük kızının ablasının sevgilisiyle birlikte olması üzerine ailesi ve onurunu kurtarmak adına akıl almaz davranışlar sergiler. Örneğin küçük kızını bir odaya kilitlemek ve tuvalete bile gitmesini denetlemek, kızını lekeleyen erkeği şantaj ve tehditle (oğlunun eline bir silah sıkıştırıp kaçan damat adayının peşine salmak, vs) kızıyla evlenmeye zorlamak hatta düğünün yarım kalmaması adına ölüm yatağında bile aile onurunu her şeyin önünde tutmak gibi. Oysa aile onuruna bu kadar düşkün bir baba kasabaya gelen fahişelerle birlikte olma konusunda onur açısından en ufak bir rahatsızlık duymaz. Doğal olarak tüm diğer erkekler aynı düşünce yapısına sahip olduklarından evdeki eşlerin onuru kolektif bir şekilde görmezden gelinir.
Aynı yılların sözde koyu Katolik, ahlaka düşkün İtalya'sında kırkına yaklaşan bir erkek uzun yıllar boyunca metresi olan ve ev işlerini yapan kadından ayrılıp iyi aileye mensup genç bir kadınla evlenmeye kalkışır. Metresi onu ölüm döşeğinde olduğuna ikna ederek son arzusunun kendisiyle evlenmek olduğunu söyler. Bu oyuna kanan erkek kadının arzusunu gerçekleştirir gerçekleştirmez metresi bir anda sağlığına kavuşur ve çocuklarından birinin ondan olduğunu söyler. Evlilikle ilgili İtalyan sinema tarihine geçen filmlerden biri olan bu öyküde çarpık, çelişkili bir düşünce yapısı üstüne oturan kadın erkek ilişkilerinin yine çarpık, çelişkili bir mantığa başvurularak düzeltilmesinden söz ediliyor!
Evlilik ve kadın erkek ilişkileri üstüne eğilen bir başka filmde sıradan genç bir memur başlangıçta sıkıcı gündelik yaşamına şaşırtıcı hareketleriyle renk katacağını düşündüğü çekici genç ve güzel bir kadınla evlenmeye karar verir. Ne var ki evlendikten ve belli bir süre bu kadınla aynı yatağı paylaştıktan sonra onun psikolojik açıdan dengesiz biri olduğunu anlar. Eşinin ailesinin de pek aklı başına bir aile olmadığını görür. Ancak sorun bu noktadan sonra karmaşık bir hal alır. Katolik İtalya kilisesinin dayattığı modern yaşam anlayış ve yasalarına tamamen ters düşen evlilik ilkesi nedeniyle boşanamayan genç adam eşinden ayrı yaşamaya başlar. Başka kadınlarla birlikte olmaya yeltenince basılır ve işin tutukluluk aşamasına kadar gidebileceğini anlar. Filmin erkek kahramanı bu noktadan sonra İtalya'da modern boşanma yasasının çıkması için mücadele eden örgüte katılır ve sonunda mücadele kazanılır. Böylelikle evli insanlar sorunlar olması durumunda modern dünyanın kurallarına uygun bir şekilde boşanma hakkına sahip olur.
Bir önceki öykünün bir başka versiyonunda önü yine çağdışı evlilik yasası tarafından kesilen erkek daha kapalı bir çevrede yaşadığından mahkemeye başvurup o güne kadar belki de gerçekten hiç sevmediği eşinden ayrılamaz. Çünkü eşinden daha çekici daha genç ve güzel bir kadına aşıktır. Akılcı bir yönteme başvurarak ayrılamadığı karısından akıl dışı sayılabilecek bir çözümle kurtulmaya çalışır. Karısının gençlik yıllarından tanıdığı bir erkeğe kurduğu tuzakla karısıyla yakınlaşması için elinden geleni yapar. Oynanan bu oyun planlandığı gibi sonunda erkeğin eşini yabancı bir erkekle oynaşırken yakalamasıyla noktalanır. Erkek genç aşkına kavuşur ancak son sahnede genç kadının balayına çıktıkları yelkenlinin dümencisiyle başka planlar kurduğu anlaşılır.
Bu filmde de İtalyan toplumundaki iki yüzlülüğün kökeninde bir türlü kurtulamadığı o çelişkili düşünce yapısının bulunduğu görülür. Evli çiftleri iki yüzlü olmaya, birbirlerini aldatmaya hatta öldürmeyi düşünmeye kadar iten bu kafa yapısı 1970'te yapılan yasal değişiklikle değişir ve kısa sürede toplumun büyük bir çoğunluğu bu modern bakış açısını benimser.
Son örneğimizde 1968 Baharı sonrasında solcuların yol açtığı korkuyu fırsat bilen bir milletvekili ordu destekli bir darbe planı yapar. Ancak hiçbir şey planlandığı gibi gitmez ve darbeciler her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırır. Yalnızca iktidar tutkusuyla bir ülkenin zaptı rapt altına alınamayacağını anlayamayan, hangi çağda yaşadıklarından bihaber insanların düştükleri komik hatta absürt durumlar gösterilir.
Aktardığımız bu birkaç örnek sanırım modern dünya ile akılcı ilişkiler kuramayan insanların içine düştükleri komik durumlar konusunda az da olsa bir fikir vermiştir. İtalyan sineması bu konuda yüzlerce örnek üretmiştir. Konuyla ilgilenenler o dönem İtalyan komedi sineması örneklerini izleyerek kara mizahın ulaştığı boyutlar ve etkileme gücü hakkında bir fikir sahibi olabilir.