Ben aşka aşığım...
Yazar: Alev Göral
Aşka aşığım ben...
Fonda çalan müzik eşliğinde kayboluşlarıma, kalabalık içinde melankolik kalışlarıma, sevgililerin göz pırıltılarında gün doğuşunu görmeye aşığım.
Arayacak kimse olmasa da telefon çalışında irkilmeye, fotoğraflarda eski yüzleri görmeye, kahve fallarında kabarmış yürekleri aramaya aşığım.
Aşka aşığım ben...
Bana sevgilisini anlatanların dudak kenarlarında oluşan çizgilere, anlamsız buğulu gülümseyişlerine, sözcükleri karıştırıp saçmalayan aşıkların heyecanına aşığım.
Telefonu açarken titreyen ellerine, "Alo" derken seslerinde oluşan çocuksu cilveye, WhatsApp'ta online görünen ama ilk yazıyı karşıdan bekleyen sevgililerin birbirlerine yaptıkları cilvelere aşığım.
Aşka aşığım ben...
Sosyal medyada birbirini takip edip belli etmeyenlerin anlamsız kaprislerine, bakışlarında kaybolacaklarını bildikleri için gözlerine bakamayan gizli aşıkların vurdumduymaz gibi durmaya çalışan tavırlarına aşığım...
Yan yana olmak isteyip birbirlerine sırt çevirmelerine, iltifat etmek isterken ne söyleyeceğine bilemeyerek pot kıran dillerine aşığım...
Aşka aşığım ben...
Şarkılardan fal tutan zihinlere, birbirini tanımasalar da aynı anda aynı şeyi düşünebilen yüreklere, ten tene değmemiş olsalar da, gece birbirlerinin kokusunu duyan bedenlere aşığım.
Aşka aşığım ben...
Beklemediği anda karşısında gördüğü insanı yıllar önce tanıyormuş gibi hisseden, gözlerine perde inen, zihinlerine durgunluk gelen aşıkların aşkına aşığım...
Aşka aşıkken yıllarca aşksız yaşayan , şarkılarda ve şiirlerde aşkı arayan, geçmişten bir türlü kurtulamayan ve "Acaba bir gün..." umudu ile yaşayan tüm aşkzedelere diyorum ki; Aşk kavuşulmayınca aşk olur!
Yüreğinizden sevgi, hayallerinizden aşk hiç eksilmesin...
"Selvi Boylum, Al Yazmalım" filmindeki saf aşkı çocuklarımızın da yakalayabilmesi umuduyla...
Aşk ile kalın...