Turizm için şimdi!
Yazar: Serdar Çelenk
Turizmde çok zor günler geçiriyoruz. Sektör kendisini kısa zamanda toparlayacak gibi de gözükmüyor maalesef.
Seyahat acenteleri ve oteller iç turizme yönelerek, zararlarını biraz hafifletmeye çalışıyorlar. Ülke döviz girdisi anlamında bunun bir faydası yok. Olsa olsa cazip fiyatlar nedeni ile yurt dışına gitmeyip, tatilini yurtiçinde geçirenler bir kısım dövizin yurtdışına çıkmasını önlemiş olur.
İç turizm demek, bir cebimizden çıkarttığımız parayı diğer cebimize koymak demek. Ortada dışardan gelen döviz olmayınca, döviz gelirinden söz etmek mümkün mü?
Bilen bilmeyen turizm konusunda ahkam kesiyor. Herkesin mutlaka söyleyecek bir sözü var. Neymiş Türkiye dünyada yeterince tanınmıyormuş! Türkiye bal gibi de tanınıyor. Özellikle son zamanlarda manşetlerden inmiyor. Tabii olumlu olarak değil. Güvenliksiz ve sempati duyulmayan bir ülke olarak.
Ayrıca, tanıtma konusunda milyonlar harcanan yurt dışı turizm fuarlarında, işin ehli, lisana hakim gönüllü profesyonel rehberler yerine, ülkeyi tanımayan, lisan bilmeyen personeline devletin kasasından gezi imkanı sağlayan resmi kurumlara da, buradan selamlarımı gönderiyorum.
O halde tanınmama gibi sorunumuz yok. Sorun sunum sorunu. Turizm için bol miktarda malzememiz var. Hem de en değerlisinden. Fakat bunu ürün haline getirmekte zorlanıyoruz.
12 bin 500 yıllık bir kültür mirası, binlerce yıllık yemek, gelenek-görenek birikimimiz var. Doğamız her ülkeye nasip olmayacak güzellikte. Peki ürün? Orada biraz duracaksınız.
Batı turisti, "Koş vatandaş" değince koşup gelmiyor hemen. Ürün konusunda detaylı bilgiye sahip olmak istiyor. İnceledikten sonra, kendine uygun olup olmadığına karar veriyor. Uçağı, oteli, aracı, gezilecek yerler, yenilecek yemekler. tabii bir de huzur.
Turizmin kurtuluşu, ucuz turizm yapmak yerine, turizmi çeşitlendirmekten geçiyor.
Bunları yapabilmek için de ülkemizin bütün değerlerini önce kendimizin tanıması gerekiyor. Elinizdeki malzemenin ne olduğunu bilmeden, onu katma değeri yüksek, satın alınabilir bir ürün haline getirmek mümkün olabilir mi?
Yani elimizdeki malzemenin bir ürün haline gelmesi için çok çalışmak gerekiyor. Ki, katma değeri yüksek turizm yapabilelim.
Bunları yapmazsak turist gelmez mi? Gelir tabii, ama en ucuzundan. Bizim ucuz turiste değil, gelir getirecek turiste ihtiyacımız var. Önce "50-70 milyon turist gelmeli" gibi anlamsız laflar edenler, turizmin ekonomik bir olay olduğunu, şan için, nam için yapılmadığını öğrenmeleri gerekir. Hedef sayıdan bağımsız, yüksek getirili turizm olmalı.
El yordamı ile yapılan, turist sayısı üzerinden planlanan turizm ülkemize yarar sağlamaz. Sadece kaynaklarımızı tüketir.
"Mış gibi" değil, gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsanız, tek bir yol var: Çalışmak, çalışmak, çalışmak...
Nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, çevrenize bakın, mutlaka bir bilene rastlarsınız.