Evet, 19. Yüzyıl sonlarında bu vasıflara sahip olup da sonunun intiharla bitmemesi zaten düşünülemezdi. Oxford'un Tarih Bölümü'nü birincilikle bitiren ilk kadın olmak, iki defa dünya seyahatine çıkmak (1897-1898 ve 1902-1903) ve sayısız kitap yazmak ve yalnız olmak birtakım aşılamayan sıkıntıları da beraberinde getirir mutlaka. Nitekim Gertrude Bell için de bu durum söz konusu olmuştur.
14 Temmuz 1868 - 12 Temmuz 1926 yılları arasında yaşayan ve Ortadoğu, dünya seyahatleri ve dağcılıkla yakından ilgilenen Bell, özellikle 20. Yüzyıl başlarında Ortadoğu üzerinde yoğunlaşmış, tarihçiliğinin de verdiği avantajla buralardaki çeşitli arkeolojik kazılara ziyaretlerde bulunmuştur. Dönemin kritik günleri olan Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında onun bu Ortadoğu ilgisi ülkesinin çıkarları için casusluk faaliyetlerine de katılmasını getirmiştir. Dönemin ünlü İngiliz casusu Lawrence ile birlikte çalışmıştır. Birlikte Arapların Osmanlı'ya karşı kışkırtılmasında ve Osmanlı'nın Arap topraklarını kaybetmesinde önemli rol oynamıştır.
Burada kazandığı nüfuz alanı ve başarıları onun "Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" olarak adlandırılmasını sağlamıştır. Buna bağlı olarak da günümüzde Irak olarak nitelenen devletin ortaya çıkmasında ve sınırlarının belirlenmesinde doğrudan rol oynamıştır. Bugün Ortadoğu'da izlenen Anglo-Amerikan politikalarının 20. Yüzyıl başlarındaki kurucusu olma başarısını göstermiş ve temellerini atmıştır.
Özellikle Kral Faysal ile kurduğu yakınlık ve ona nüfuz etme olanağı bulması onu başarıya götüren etkenlerin başında gelmiştir. Bell'in cenaze alayının geçişi sırasında da Kral Faysal'ın bu töreni özel balkonundan izlediği aktarılır.
A. A. Troyer Jelidi tarafından 2007 yılında hazırlanan, "Portraits von zehn starken Frauen" (10 güçlü kadının portresi) adlı çalışmada Bell'e de yer verilmiş. Kadının geleneksel rolünden sıyrılarak kendi yolunu çizen emansipe kadının tutum ve tavrını arayan çalışmada 10 kadının özelliklerine vurgu yapılmış ve bu özellikleri üzerinden kadınların gücü ortaya konmuş. Bell'in özelliği ise "Die Königsmacherin" ("Kral yapan kadın" yani Faysal'ı kral yapan kadın!) olarak anılmış.
Gertrude Margaret Lowthian Bell'in, asıl burada konu etmek istediğim yanı mektupları ve dönemi için olağanüstü çok sayıda çektiği fotoğraflarıdır. Özellikle 1907 yılında Sir William Mitchell Ramsay (15 Mart 1851, Glasgow - 20 Nisan 1939) ile geldiği Anadolu'da çektiği çok sayıdaki fotoğraf, Anadolu kentlerinin belleği açısından değeri paha biçilmez görsel belgelerdir.
İzmir ve çevresi açısından Gertrude Bell'in önemi ise, İzmir, Kemalpaşa ve Ayasuluğ/Efes'te çektiği fotoğraflardandır. Bu fotoğraflar bize İzmir ve çevresinin görsel belleği açısından paha biçilmez kaynak teşkil etmektedir.
Gerek Gertrude Bell'in arşivlediği yüzlerce fotoğraftan oluşan Türkiye fotoğraflarının önemi gerekse Suriye ve Irak'ta Bell'in çizdiği haritaların revizyona ihtiyaç duyuluyor olması, bize de kendisini anma, anımsatma ve tarihe dönüp bakma fırsatı vermiştir.
Belleğin tazelenme ihtiyaçlarındandır, arada sırada dönüp arkaya bakmak...