Basın meslek kuruluşlarınden yapılan açıklamalarda geçmişte "Çalışan gazeteciler bayramı" olarak kutlanan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nün bayram olmaktan çıktığı dile getirildi.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, Anayasa’da bir madde olarak varlığını koruyan basın özgürlüğünün, halkın özgürlüğünün olmadığı ortamda demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi. Dikmen, "212 Basın Yasası ile bayram estiren 10 Ocak, 55 yıl sonra bugün bambaşka sorunlarla ve içeriğindeki bütün özelliklerini yitirerek bugün kağıt üzerinde duruyor. Sözün bittiği yerdeyiz” dedi.

Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 149. sırada olduğuna dikkat çeken İGC Başkanı Misket Dikmen, kısa bir zaman diliminde 1200 gazetecinin işsiz kaldığını, 137 gazetecinin görevi başında şiddet gördüğünü anlattı. Dikmen, basın sektörü ve basın çalışanlarının durumunu rakamlarla anlatırken şu bilgileri verdi:

"234 gazeteci yargılanıyor. 31 gazeteci cezaevinde. Sekizi uluslararası medyadan olmak üzere 100 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı.15 televizyon kanalı kapatıldı. İki gazeteye el konuldu. 56 farklı olayda gazetecilere akreditasyon engeli getirildi ve giderek genişliyor. 128 yayın engellendi. 877 internet sitesine erişim engeli konuldu.”

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlamayacaklarını belirten Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Halil İbrahim Hüner, 10 Ocak'ı "işsiz gazeteciler günü'' olarak anacaklarını söyledi. Hüner, 2015'ín ilk 11 ayında medya kuruluşlarına 13 fiziki saldırının gerçekleştiğini, bu sürede medya mensuplarına yönelik toplam 161 fiziki ve sözlü şiddet olayı yaşandığını, bunların büyük çoğunluğunun güvenlik kuvvetlerinden gelmesinin endişe kaynağı olduğunu, 30 gazetecinin tehdit edildiğini anlattı.

''2015 yılında gazeteciler yine işsiz kaldı. Basın sektöründeki işsizlik Türkiye’deki işsizlik ortalamasının üç katına çıktı" diyen Halil İbrahim Hüner, her türlü baskıya maruz kalan Türk basınının ve gazetecilerin böylesi bir baskı ortamında, özgürlüklerinin ve yasal haklarının yok edildiği süreçte, geçmişte kazandıkları hakları bile ellerinden alınırken 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı'nı kutlamalarının söz konusu olamayacağını dile getirdi. Hüner, "Geçen yıl '10 Ocak bizim için çalışan gazeteciler günü değil, mücadele günü' demiştik. Bu yıl ise 10 Ocak'ı çalıştırılmayan, çalışamayan, işsiz gazeteciler günü olarak anacağız" diye konuştu.

55 yıl önce 10 Ocak günü gazetecilerin ekonomik, sosyal ve sendikal, haklara kavuştuğunu anımsatan Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şube Başkanı Hicran Özdamar, "Bugün ise bizler, kalemlerimizin teker teker susturulmak istendiği suçlular olarak görülüyoruz" dedi. "10 Ocaklar kutlamaların olduğu değil, her yıl ne kadar sayımızın azaldığını anımsadığımız, bir önce yıla göre kötü gidişatın neredesinde olduğumuzu saydığımız günler oldu" diyen Özdamar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artık arabalarımıza bombaların konulması yerine dört duvarlarda sevdiklerimizden uzak tutuluyoruz. Bir yanda kayyumlar atanarak işsiz bırakılıyor, diğer yandan, ekonomik gerekçelerle bürolarımıza kilit vuruluyor. Hedef tahtasının ana merkezine alınan gazeteci kimliklerimizden korkuluyor ve her geçen gün de üzerimize geliniyor.
Bir kez daha hatırlatmakta yarar olduğunu görüyoruz ki, gazetecilik, taraf olmak değil, kamuoyunu doğru ve net bilgilerle aydınlatma görevidir. Bir gün işten çıkarmalar, hapsetmeler için bahaneler kalmadığında kalemleriyle karanlığa mum tutan bizler de kalmayacağız. Bilinmelidir ki, biz yine de kalemlerimize sahip çıkacağız. 10 Ocak’ları artık çalışan gazeteciler günü olarak kutlamıyoruz. Kutlanacak bir gün olduğunu düşünmüyoruz.