Ağlamak güzeldir!...
Yazar: Alev Göral
Sezen Aksu'nun bu anlamlı parçasını adeta duyarak ve mırıldanarak açtım bu sabah gözlerimi yeni güne. İçimde derin bir hüzün, gözlerimde yaş, kulaklarımda bu şarkı. Ne radyo çalıyor, ne televizyon ne de CD...
Duyduğum bu şarkının benim iç sesim olduğunu anladım birden. Yüreğim sıkıştı! "Geceden aklıma takılan bir konu, duyduğum bir haber, gördüğüm bir rüya; ne tetikledi?" diye düşünmeye fırsat bulamadan açtım Sezen Aksu albümlerini... Bir yandan kahvaltı hazırlarken, bir taraftan gözyaşlarımı hürriyetine kavuşturdum. Onların da hakkıydı hür olmak... Uzun süredir esaret altında kalmışlardı, fütürsuzca birbirlerini kovalarcasına akıp gittiler....
Düşündüm... Ne güzel şeydi ağlamak! Üzülürüz ağlarız, heyecanlanırız ağlarız, seviniriz ağlarız, çok güleriz ağlarız... Ağlamak için iyi ya da kötü hep bir sebebimiz vardır. Kimi insanların, özellikle erkeklerin zayıflık olarak olarak gördüğü bu eylemin aslında ne kadar insani, ne kadar naif ve sempatik bir eylem olduğunu çoğu zaman düşünemeyiz.
Ne kadar kızarsanız kızın, karşınızda gözünden iki damla yaş dökülen herkese sempati duymaz mısınız? Bazen güzel bir söz, bazen bir dokunuşla hayata geçen ya da sona eren bu son derece insani eylem, bakın neler katıyormuş hayatımıza...
New York Times yazarı Benedict Carey'in bir yazısında "duygusal terleme" olarak ifade ettiği ağlama olgusunun getirilerini bazı kaynaklar şöyle açıklıyor;
Ağlamak ruhsal durumunuzu pozitif hale getirir
Manganez değerleri düşük olan insanlar kendilerini daha iyi hisseder.Manganez yüksekse endişeye, sinirliliğe, yorgunluğa ve agresifliğe yol açar. Ağladığımız zaman mangenez değerleri düşer ve kendimizi iyi hissediriz.
Ağlamak stresi azaltır
Gözyaşları terleme gibidir. Çünkü egzersiz gibi ağlamak da stres düzeyimizi düşürür. Gözyaşlarının akmasının engellenmesi durumunda ise stres düzeyi artar. Bu da stres sonucu oluşan tansiyon ve kalp problemlerine ya da ülsere davetiye çıkarır.
Gözyaşı toksinleri temizler
Biyokimya uzmanı Willam Frey duygusal bir tepki olarak ortaya çıkan gözyaşlarının göze bir şey kaçma veya tahriş sonucu ortaya çıkanlardan daha çok toksik yan ürün içerdiğini saptamış. Gözyaşı stresin yarattığı toksinleri vücudumuzdan temizler ve doğal bir terapi olur...
Gözyaşı birliktelik yaratır
Gözyaşı döken insanlara karşı ister istemez içimizde bir sempati oluşur. Onun durumuna ilişkin daha derin bir şekilde empati kurarız. Bu da daha güçlü arkadaşlık ve sevgi bağları anlamına gelir.
Gözyaşları görmemizi sağlar
Gözyaşları sadece gözün ve gözkapağının nemlenmesi görevini görmez, aynı zamanda mukoza zarlarının su kaybını da önler. Nemlenme olmazsa, görme de olmaz.
Gözyaşı bakterileri öldürür
Gözyaşları bizim için çalışan antibakteriyel ve antiviral savaşçılardır. Alışverişte, halka açık yerlerde vücuda ulaşma ve çeşitli enfeksiyonlar yaratma ihtimali olan bu ufak yaratıklarla savaşırlar. Gözyaşı lizozim adında yuva kurmaya çalışan bakterileri 5-10 dakika içinde yüzde 90-95 oranında öldürebilen bir sıvı içerir.
Gözyaşı duyguları ortaya çıkarır
Travmatik bir şey yaşamasa da, ciddi bir şekilde depresyona girmese de sıradan bir insan günlük rutininin içinde çatışmalar ve içerlemeler yaşayabilir. Bunlar zaman ilerleyip biriktikçe beynin limbik sistemi içinde veya kalbin belli köşelerinde problem yaratabilir.Ağlamak ise bu zararlı etkileri daha başta siler atar. John Bradshaw bestseller kitabında şöyle söylüyor: ?Bütün duygular hissedilmelidir. Bazen tepinmeye ve fırtına gibi esmeye ihtiyaç duyarsınız. Bazen hıçkırarak ağlamaya da, terlemeye de titremeye de. O yüzden duygularınızı ortaya dökün ve rahatlayın...
Bol gözyaşı döktüğümüz şu günlerde dilerim ki gözyaşlarımızın biriktiği havuz artık kabına sığmasın... Kendi yolunu bulup denize aksın. Denizler okyanuslara karışsın... Çünkü bu ülke evlatlarının okyanuslardaki canlı zenginliğine, ufuk açıklığına, düşünce derinliğine ve o okyanusun berraklığına ihtiyacı var!
Gözyaşlarınızın sevinç dışında akmadığı günler dilerim...
Kaynak:
www.multiyasam.com