Güç, sadece kas gücü müdür? Yoksa otoritedeki güç müdür? Yok, hiç biri mi? Bir seçenek daha sunayım; bu zorlu dünya şartlarına karşı savaşıp hayatta kalmak ya da düşüncülerinin hayatta kalması
Bunların hepsi birer güç göstergesidir. Eğer şu anda yaşıyorsan, güçlüsün. Çünkü yaşıyor olman güçlü olduğunun en somut ve en gerçek kanıtıdır.
Peki, ölmüş olan insanlar zayıf mı? Hayır! Çünkü ölmüş olup da yaşamını iyiliklere adamış, çevresine faydalı olmuş, bir sürü yenilik yapmış, zafer kazanmış hatta bir ülkeyi kurtararak herkesin kalbinde yer edinmiş ve düşünceleri hala yaşayan insanlar da mevcut. Evet, doğru kişiyi tahmin ettiniz
O, Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk, şu anda yanımızda olamasa da bu onu güçsüz mü yapar? Hala onu hatırlıyoruz. Hala onun düşünceleri yaşıyor. O hala kalbimizde... Eğer ki bir insan arkasında bir yol, bir amaç, bir düşünce bırakabildiyse ve insanlar onun yolunda gidiyorlarsa, düşüncelerini kalplerinde yaşatabiliyorlarsa, o insandan güçlüsü yoktur.
Bir de başka birini ele alalım. Mahatma Gandhi
Mahatma, kutsal ruh anlamına gelir ve bu ad Gandhiye sonradan verilmiştir. Gandhinin hikâyesi memleketi Hindistanda başlamaktadır. O zamanlar Hindistan, İngiltere tacının incisiydi. Yani sömürgesiydi! Hindistan aslında zenginliklerin ülkesiydi. Giysiler için pamuk, yemeklerin güzel tatları için baharatlar bulunmaktaydı. Ama bu ülkedeki sorun zenginliklerin hiç birinin eşit olarak paylaşılmamasıydı
Gandhi, İngilterede hukuk eğitimi aldı, hiç bir davayı kazanamadı ama vatandaşlarını adaletsizliğe karşı savunmaktan asla vazgeçmedi. Gandhi, zengin bir aileden geliyor olmasına rağmen hep en fakirler gibi yaşadı. Ülkesinde zenginlikler eşit paylaşılmıyordu. Sömürüldükleri için özgürlüklerini istiyordu. Bu durumu dile getirmek için silahlara sarılmadı. Onun yerine Gandhi, sarayın önüne oturdu. Sonrasında ise hapse atıldı ve bu adaletsizliği protesto etmek için hapishanede verilen yemekleri yemeyi ret etti.
Gandhi, öyle yapılı, iri, kaslı biri değildi. Ve üstüne üstlük birçok kez hapse atılmıştı. Halk, sonunda Gandhinin mesajını anladı ve oturma eylemine katıldılar. İngiltere, iletilmek istenen mesajı isyan olarak algıladı. Halka karşı orduyu gönderdiler. Birçok insan katledildi. Peki, bu olay nasıl durduruldu? Avrupa, halkın hiç bir şey yapmamasına karşı ordunun bu tepkisinin yanlış olduğunu dile getirip baskı yaptı. Sonunda Hindistan, özgürlüğüne kavuştu.
Peki, sizce Gandhi, güçlü değil miydi? Şu sıralarda bile Gandhinin yolundan gitmiyor muyuz? Hala onun düşüncelerini benimsemiyor muyuz? Bence bu onun güçlü olduğunun kanıtıdır. Yani güç, sadece kas gücüyle kazanılmaz. Düşünerek, akılcı, iyilik ve toplum için duyarlı, özenli hareket etmek de güçlü olmaktır. Düşüncelerin yaşatılıyor olması da
O zaman biz bu gücü nasıl elde edeceğiz? Cevabı basit; gerçek dostlarımızla, ailemizle, sevdiğimiz insanlarla birbirimize inanarak, birbirimizi cesaretlendirip hayallerimize ulaşabilmemiz için birbirimizi güçlendireceğiz. Güçlü insanların savaşıp kurtardığı bu vatanda güçsüz bir insan bırakmamalıyız. Yoksa bu vatan için can veren askerlerimize saygısızlık olur. Onlar bizim bu vatanı geliştirip, modernleştirip, demokratikleştireceğimize inanarak hayatlarını ortaya koydular. Onların inançlarını boşa çıkarmayalım bir bütün olalım!!!