Şarkı söyleyen sanatçılar, kına gecesine gelmiş konuklar, hastanede sıra bekleyen insanlar, oryantal dansçılar, tren yolculuğu yapan genç, yaşlı ve çocuklar, nişanlısı tarafından hediye edilen koyunla poz vermiş bir genç kız, gelin ve damat, nakış işleyen kadınlar
İnsanlar
Gülen, ağlayan, hüzünlü, duran, yürüyen, dans eden, dalmış gitmiş, esneyen, uyuklayan, okuyan, konuşan insanlar
"Basmane'nin saklı kalmış değeri derim ben ressam Bedriye Gülay Beşikçi'ye. 2009 yılından bu yana www.kentyasam.com sitesindeki "Kalem" köşesinde bizlerle paylaştığı desenlere hayran olmamak elde değil. Biz nasıl yanımızdan fotoğraf makinesini eksik etmemeye çalışıyorsak, o da kalemsiz ve kağıtsız sokağa çıkmıyor. Biz fotoğraf çekiyoruz, o anı resim yaparak kayda geçiriyor.
Beşikçi, "Yanımda muhakkak bir bloknotum ve kalemlerim, hemencecik gördüğüm bir figürü, hareketi, bir binanın detaylarını çizmemi kolaylaştıracak yakınlıktadır. Çoğu kez hareketli ve durağan, insan ve bütün canlıları, anıı kâğıda geçirmeyi, o anı dondurup sanki ölümsüzleştirmeyi istiyorum. Benzetmek benim kaygım" diyor.
Örneğin Kasım ayında düzenlenen son Basmane Günlerinde çizdiği Basmane esnafının portreleri konu mankenlerini bile şaşırtmış, inanamamışlar benzerliğe. "Hepsi de resimlerini almak ve dükkanına asmak istedi. Berber, bakkal, tatlıcı, poşetçi, manav ve markette görevli kasiyer bayan çok mutlu oldu resimlerini gördüklerinde" diyen Bedriye Gülay Beşikçi, çizimleriyle giderek yok olan esnafa yönelik önemli bir farkındalık yaratmış.
Gülay Beşikçi, "Kent Gözlemcisi" olarak tanıdığımız eşi Orhan Beşikçi ile birlikte Basmane'de anneannesinden kalan tarihi bir evde sürdürüyor yaşamını. Çocukluğunda çok sık kaldığı ve severek yaşadığı ev, onun için anılarla yüklü bir mekan. Basmane'de tarihi değeri olan, ayakta kalmış geleneksel mimari özelliğini yansıtan evlerden biri olan evleri önceki yıl bir ödüle de değer bulunmuş. Her yeri Gülay Hanım'ın tabloları, çizimleriyle dolu ev, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülü almış. Bedriye Gülay Beşikçi Evi, Tarihi Yapıda Yaşam Ödülü'yle aslında Basmane'de yaşamını inatla sürdüren semt sakinleri için de iyi bir örnek olmuş.
Basmane deyince akla gelen ilk isimler arasında yer alan Orhan Beşikçi ile birlikte Basmane'nin yok olan değerlerinin korunması için çalışmak, Basmane'yi gelecek nesillere tanıtmak, kent yöneticilerinin semte olan ilgisini çekmek, ayakta kalan dokuların korunma altına alınması için çalışmak onlar için büyük önem taşıyor.
Basmane'ye bir sanatçı sokağı gerek
Bedriye Hanım'ın önceki yıllarda düzenlenen Basmane Günleri'nde yaptığı çizimler de 2013 yılında yaptığı esnaf portreleri gibi büyük ilgi görmüş. 2011 yılında Basmane Garı'nda sergilenen Basmane Sokakları, 2012 yılında ise tarihi Aya Vukla Kilisesi'nde sergilenen Melek çizimleri ziyaretçilerin büyük beğenisini toplamış. "O sokakları iyi ki çizmişim, şimdi evlerin bir kısmı ayakta değil, yıkıldı gitti" diyen Beşikçi, Basmane sokaklarının ressamlar ve sanatçılar için çok güzel bir plato olduğuna dikkat çekiyor. "Basmane'de sanatçıların özgürce çalışabileceği, resim yapabileceği, sanat bölümlerinde okuyan öğrencilerin gelip desenler, çizimler yapabileceği bir sanatçılar sokağı olmasını çok isterdim. Semte çok güzel katkı koyardı böyle bir sokak" derken bir çağrı da yapıyor kent yöneticilerine.
Komşum bir ressam
Bedriye Gülay Beşikçi, Basmane'ye ilişkin çizimlerinin ardından, semtte "ressamcı" diye anıldığını söylüyor gülerek. "Bazen de çocuklar gelip ev ödevi için yardımcı olmamı istiyorlar. Onlara ödevlerini yapmak yerine, nasıl yapabileceklerini anlatmayı tercih ediyorum. Çizmeye başladıklarında büyük zevk alacaklar aslında, ders ya da zorunluluk olarak görmezlerse gresim yapmayı sevebilir ve ilgi duyarlar diye düşünüyorum" diyor.
41 yıldır profesyonelce çiziyor
İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisinin Tekstil Bölümü'nde öğrenim gören ressam Bedriye Gülay Beşikçi, 1972 yılında mezun olmuş okuldan. Profesyonel anlamda 41 yıldır kalem kağıtla yol arkadaşlığı yapan ressam Beşikçi, ilk yaptığı yağlı boya resmi gösterirken duygulanıyor.
41 yıllık profesyonel meslek yaşamında ülkemizin önemli tekstil kuruluşlarına desenler çizen Bedriye Gülay Beşikçi, bir süre de ayakkabı sektöründe tasarımcı olarak çalışmış. "Yaptığım ayakkabı desenleri öylesine gerçekci ve detaylı olmuştu ki, iş için başvurduğum firmada hemen tasarımcı olarak işe girmiştim" derken, bu konudaki başarısını ise büyükbabasının sarraf oluşuna, onu çok iyi izlemesine bağlıyor. Ayakkabı sektöründe çalıştığı yıllarda ilgi gören birçok expozisyon (gösteri) hazırladığını anlatıyor.
"Sanatçı yaptığı işe yüreğini koyar"
Bedriye Gülay Beşikçi, bir resme baktığımızda eller ve gözlerin en önemli noktalar olduğuna dikkat çekiyor. Öte yandan resmin bir matematik olay olduğuna değiniyor. Nasıl resim yaptığını ise şu sözlerle anlatıyor:
"Çizmeye başladığımda ona konsantre olurum. Kağıt ve siz varsınız o anda. Sanatçı yüreğini koyar yaptığı işe. Ve işe başladığınızda resmin bütününü görürsünüz. Portre yaparken gözle matematik hesap yapıyorum. Zamanla refleks hale geliyor bu hesaplama. Bazen ilk anda spontane yaptığın çok iyi olur. Ben resme genelde direkt olarak başlarım. Renklerle ana hatları çıkarırım. Başlarken bitmiş halini görür zaten sanatçı. Aslına bakarsanız resim hiç bitmez, ressama kalmıştır. Resim, ressam isterse sürer. Çalıştığınız malzeme önemlidir. Yağlı boya ayrı emek ister, sulu boya ayrı. Ben kara kalem ve kuru boyalarla resim yapmayı da çok seviyorum. En çok gülen yüzleri çizmeyi seviyorum, mutlu yüzler yapmak istiyorum. Bu beni de mutlu ediyor."
Ege Üniversitesi Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi'nde yıllar önce yaptığı bir eklibris (Kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu grafik çalışmalar) çalışmasının sergilendiği tesadüfen gören Bedriye Gülay Beşikçi, bu sürprizden oldukça mutlu olduğunu dile getiriyor.
Bedriye Gülay Beşikçi, çizimleriyle, yağlı boya, sulu boya resimleri, desenleriyle dolu bir sanat atölyesini çağrıştıran evlerinde, herhangi bir "izm" etkisinde kalmadan ve özgürce resim çizebildiği için mutlu. Öylesine güzel ve duygulu, etkili resimleri var ki, "İzmirlilerle ne zaman paylaşacaksınız bu görsel şöleni?" diye soruyorum. "Sergi açmak için yeni şeyler yapmak lazım, bu düşüncem var, ama daha zamanı var" diye kaçamak bir yanıt veriyor.
Basmane'nin ve aslında İzmir'in gizli kalmış hazinesi ressam Bedriye Gülay Beşikçi'nin birbirinden güzel desenleri ve çizimlerini görmek için sanırım şimdilik sadece www.kentyasam.com alan adlı web sitesindeki "Kalem" köşesinde paylaştıklarıyla yetineceğiz...