ABD ve göründüğü gibi olmayanlar! 2013-12-23 00:00:00
ABD ve göründüğü gibi olmayanlar!
Yazar: Hasan Tahsin KocabaÅŸ
Günlerdir çarşıda pazarda, hastanede pastanede, otobüste metroda aynı şey konuşuluyor, “ayakkabı kutusunda paralar!”
Ne espriler ne esprilerÂ…
Hani halimize “acı acı gülmek” deyimi var ya?
Aynı işte…
Çünkü “muktedirlerin” alayı görmezden gelse de ortak sorunumuz aynı:
Para!
Hatta parasızlık!
Kredi kartına, kredili mevduat hesabına odaklı çakma mutlu yaşamlar…
Para olmayınca dağılan yuvalar gündem olmuyor ama ayakkabı kutusundaki paralar iktidardan muhalefete “herkesin” gündeminde maşallah!
Asgari ücret köleliğinin sonuçlarını, ayda 20 bin lira civarında halk parasından maaş alan “muktedirler mi” analiz edip çözecek?
Güldürmeyin yahu!
Biz bugünlerde “ayakkabı kutusundan” çıkan paraları düşünüyoruz.
Milli Piyango’nun yılbaşı ikramiyesi bile “ayakkabı kutusundaki” paralar kadar ilgi çekmedi bu yıl.
Neden?
Çünkü Mevlana Hazretleri’nin gecesine katılsak da, çakma duygusallıklarla o mübarek zatı anladığımız palavrasını savursak da elbiselerimizin içindeki “adamlıklarımız” tartışmalı işte… İnanmayan “ayakkabı kutusuna” baksın!
Ne demiş o mübarek Mevlana Hazretleri?
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Satır satır tekrar okusak da, bu güzel mananın hiçbir hecesiyle örtüşmüyor “gerçeklerimiz”!
Ne “olduğumuz” gibiyiz ne de “göründüğümüz” gibi…
Ne üzerimizdeki elbiseler belli ne de içindeki “adamlıklarımız”…
“Allah” kelamının bunca fazla zikredildiği bir süreçte, “Allah’tan korkmaz” maddeciliğimiz dorukta değil mi?
“Bir” ve “birlikte” değiliz de, yine gittik o “kovboy kucağına”…
Dün ABD’siz sokağa çıkamayanlar, bugün ABD sefirini “kovalamaya” çalışıyor…
Dün “kahrolsun emperyalizm” diye haykıranlar bugün ABD’den mi medet peşinde?
Allah aklımızı korusun…
NATO’ya girdiğimizden beri hangi “iktidar” ABD gölgesinde değildi ki?
Kim ABD’nin “niyetini” kavradıysa başına neler geldi neler?
Asılanlar, vurulanlar, kargaşa, anarşi, terör…
Menderes’in idamından tutun da, Ecevit’in “muktedir iktidar” olmayışına kadar…
12 Eylül’den tutun da 28 Şubat’a…
Lakin yine de anlamam mümkün değil “yeni” CHP’ni?
2011 seçimlerindeki bildirgesinin 126. Sayfasında okuduğumda şaşırmıştım “bu ne iş” diye?
“ABD ile ilişkiler” diye bir başlık açmışlardı.
O başlığın altında da üç paragraf.
• ABD ile ilişkilerde son yıllarda yaşanmış olan sıkıntıların aşılarak, eşitlik, karşılıklı saygı ve birbirinin meşru çıkarlarını gözetme temelinde yeni bir anlayışla hareket edeceğiz.
• ABD ile stratejik ve askeri ilişkilerle sınırlı olmayan, dengelenmiş, ekonomik ve kültürel etkileşime açık yeni ve çağdaş bir ortaklık tesis edeceğiz.
• Türkiye’de artış gösteren Amerikan karşıtlığını dengelemek için Türkiye ile ABD arasında öğrenci, iş adamı, yerel yöneticilerin değişimi, ortak kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmesi gibi toplumsal güven artırıcı önlemleri hayata geçireceğiz.
Sosyal Demokrat, Mustafa Kemal çizgisindeki bağımsızlık hassasiyeti içinde bir CHP, neden “ABD karşıtlığını” sorun görüp çözmeye uğraşır ki?
Bir yanda içinde “Halk Bankası’nın” yarattığı küresel rahatsızlığı ortadan kaldırmaya uğraşan “emperyalizm”, bir yanda da uzun iktidar döneminin ardından ülkeye “babasının çiftliği” muamelesi yapan bir hükümet…
Hırsızlıkla küresel tezgâh iç içe…
Hırsızlığı örtmeye çalışacağına deşifre etseler ya?
Hırsızları halkın gözü önünde cezalandırsalar, emperyalizm de şapa oturur belki…
Lakin “sebeb-i mevcudiyetleri” emperyalizm ise?
Dün “kadim dost ve müttefik” olan ABD, bugün “düşman” olduysa kim inanır?
Benim endiÅŸem CHP!
CHP lideri de Mevlana hazretlerinin gecesine katılmıştı ya?
Ne demişti Hazret asırlar önce?
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Ne espriler ne esprilerÂ…
Hani halimize “acı acı gülmek” deyimi var ya?
Aynı işte…
Çünkü “muktedirlerin” alayı görmezden gelse de ortak sorunumuz aynı:
Para!
Hatta parasızlık!
Kredi kartına, kredili mevduat hesabına odaklı çakma mutlu yaşamlar…
Para olmayınca dağılan yuvalar gündem olmuyor ama ayakkabı kutusundaki paralar iktidardan muhalefete “herkesin” gündeminde maşallah!
Asgari ücret köleliğinin sonuçlarını, ayda 20 bin lira civarında halk parasından maaş alan “muktedirler mi” analiz edip çözecek?
Güldürmeyin yahu!
Biz bugünlerde “ayakkabı kutusundan” çıkan paraları düşünüyoruz.
Milli Piyango’nun yılbaşı ikramiyesi bile “ayakkabı kutusundaki” paralar kadar ilgi çekmedi bu yıl.
Neden?
Çünkü Mevlana Hazretleri’nin gecesine katılsak da, çakma duygusallıklarla o mübarek zatı anladığımız palavrasını savursak da elbiselerimizin içindeki “adamlıklarımız” tartışmalı işte… İnanmayan “ayakkabı kutusuna” baksın!
Ne demiş o mübarek Mevlana Hazretleri?
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Satır satır tekrar okusak da, bu güzel mananın hiçbir hecesiyle örtüşmüyor “gerçeklerimiz”!
Ne “olduğumuz” gibiyiz ne de “göründüğümüz” gibi…
Ne üzerimizdeki elbiseler belli ne de içindeki “adamlıklarımız”…
“Allah” kelamının bunca fazla zikredildiği bir süreçte, “Allah’tan korkmaz” maddeciliğimiz dorukta değil mi?
“Bir” ve “birlikte” değiliz de, yine gittik o “kovboy kucağına”…
Dün ABD’siz sokağa çıkamayanlar, bugün ABD sefirini “kovalamaya” çalışıyor…
Dün “kahrolsun emperyalizm” diye haykıranlar bugün ABD’den mi medet peşinde?
Allah aklımızı korusun…
NATO’ya girdiğimizden beri hangi “iktidar” ABD gölgesinde değildi ki?
Kim ABD’nin “niyetini” kavradıysa başına neler geldi neler?
Asılanlar, vurulanlar, kargaşa, anarşi, terör…
Menderes’in idamından tutun da, Ecevit’in “muktedir iktidar” olmayışına kadar…
12 Eylül’den tutun da 28 Şubat’a…
Lakin yine de anlamam mümkün değil “yeni” CHP’ni?
2011 seçimlerindeki bildirgesinin 126. Sayfasında okuduğumda şaşırmıştım “bu ne iş” diye?
“ABD ile ilişkiler” diye bir başlık açmışlardı.
O başlığın altında da üç paragraf.
• ABD ile ilişkilerde son yıllarda yaşanmış olan sıkıntıların aşılarak, eşitlik, karşılıklı saygı ve birbirinin meşru çıkarlarını gözetme temelinde yeni bir anlayışla hareket edeceğiz.
• ABD ile stratejik ve askeri ilişkilerle sınırlı olmayan, dengelenmiş, ekonomik ve kültürel etkileşime açık yeni ve çağdaş bir ortaklık tesis edeceğiz.
• Türkiye’de artış gösteren Amerikan karşıtlığını dengelemek için Türkiye ile ABD arasında öğrenci, iş adamı, yerel yöneticilerin değişimi, ortak kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmesi gibi toplumsal güven artırıcı önlemleri hayata geçireceğiz.
Sosyal Demokrat, Mustafa Kemal çizgisindeki bağımsızlık hassasiyeti içinde bir CHP, neden “ABD karşıtlığını” sorun görüp çözmeye uğraşır ki?
Bir yanda içinde “Halk Bankası’nın” yarattığı küresel rahatsızlığı ortadan kaldırmaya uğraşan “emperyalizm”, bir yanda da uzun iktidar döneminin ardından ülkeye “babasının çiftliği” muamelesi yapan bir hükümet…
Hırsızlıkla küresel tezgâh iç içe…
Hırsızlığı örtmeye çalışacağına deşifre etseler ya?
Hırsızları halkın gözü önünde cezalandırsalar, emperyalizm de şapa oturur belki…
Lakin “sebeb-i mevcudiyetleri” emperyalizm ise?
Dün “kadim dost ve müttefik” olan ABD, bugün “düşman” olduysa kim inanır?
Benim endiÅŸem CHP!
CHP lideri de Mevlana hazretlerinin gecesine katılmıştı ya?
Ne demişti Hazret asırlar önce?
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
