Atatürkçüyüz dedik...
Cumhuriyetçiyiz dedik...
Halkçıyız dedik...
Laikiz dedik...
Devrimciyiz dedik...
Milliyetçiyiz dedik...
Devletçiyiz dedik...
Kemalistiz dedik...
Ama...
Ama hiç çalışmadık, birbirimiz sevmedik, bir ve birlikte olmadık...
Her yıl Cumhuriyetimiz yeni yaşına girdiğinde bile biz Onuncu yıl marşında takıldık, çünkü Onun bıraktıklarını arttıramadığımız gibi, koruyamadık da...
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11112013htk01.jpg)
Ne okullarımız oldu Ondan sonra ne de iş adamlarımız...
Ne yurtlarımız oldu Ondan sonra ne de hastanelerimiz...
O ne dediyse biz tersiniz yaptık...
O neyi hedef gösterdi biz şimdi neredeyiz...
O daha yaşarken vurguladı ölümlü olduğunu ama biz onu ahmakça anlamadık!
Dilimiz bir acayip...
Ekonomimiz bir acayip...
Devletimiz bir acayip...
Cumhuriyetimiz, demokrasimiz, anayasamız bir acayip...
Okumuyoruz, öğrenmiyoruz ama Onu andığımızı iddia ediyoruz...
O çalışkansınız derken tembelliğimizi biliyordu...
O zekisiniz derken gerzeklere dikkat edin diyordu...
O bugünleri ta o günlerden görüp de Afet İnana Medeni Bilgileri yazdırmıştı ama biz okumadık...
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/11112013htk02.jpg)
Bugün her zamankinden fazla ve her zamankinden çok anıyoruz, arıyoruz belki...
Ama hasret ve minnetle birlikte mahcup olduğumuzu da kabul etmeliyiz manevi hatırası önünde.
Bir 10 Kasım daha yaşadık...
Medyasından siyasetine hepimiz Onun ne kadar büyük olduğunu, hatıralarını, fotoğraflarını yayınladı.
Oysa hep birlikte haykırmamız gereken mahcubiyetimiz ve özeleştirimiz olmalıydı.
Bugün 11 Kasım Pazartesi...
Bugünün yazısı bu...
Ama yarın...
Yarın devam ederiz kaldığımız yerden...
Nasılsa 10 Kasım ile 12 Kasım arasında özde bir fark olmayacak!
Yine kuklalar tepişecek ama kuklacılar sevinecek...