Geçen hafta düşüncelerini önemsediğim bir kardeşim, "Abi, bence CHP nasıl olsa İzmirliler oy veriyor diye, AK Parti de nasıl olsa oy vermez diye halka dönük çalışmıyor" dedi.
Düşünüyorum da "doğru" galiba...
Ama "çalışmamak" bağlamında değil "hani hedefle çalışmak" anlamında doğru.
Ortada tartışılması gelen başka bir doğru var öncelikle.
Bu doğruyu da her türlü ön yargı ve öfkenin üzerinde tutmamız şart.
AK Parti ya da AKP neden İzmir'de ANAP ya da DYP gibi bir karşılık görmüyor?
Bunun farkında mı acaba AKP'liler?
Ya da CHP?
CHP'li belediyeler?
Neden özellikle "halkla ilişkiler" anlamında tutarlı değiller?
Neden halkla ilişkilerin anlamını "reklam, promosyon, konser, festival" ve ne yazık ki "maddeci medya ilişkisi" anlamında algılıyorlar?
2009 seçimleri sonrası İzmir ne yazık ki çok kötü, kırıcı, yıpratıcı bir sürece girdi. 2014 seçim sonuclarından da ne yazık ki çok umutlu değilim.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/16092013htk01.jpg)
Size aslında Ramazan Bayramı öncesi veya sonrasında Alaçatı'da yapılan bir sohbeti yazmak isterdim ama bugün konumuz "Bornova Ağaçlı Yol".
AKP'nin İzmirle doku uyuşmazlığını, CHP'nin ne yazık ki kendini beğenmişliğe dayanan kibirli egoizmini, MHP'nin hala devam eden yavaşlığını yazacağım mutlaka, ama bugün değil.
Cumartesi günü Bornova meydandan Ağaçlı Yol'daki Karayolları Müdürlüğü'ne kadar yürüdük.
Yürüyüş sırasında önde, sevgili meslektaşlarım genç muhabirlerin yanındayım. Kaç yurttaşla sohbet ettim saymadım, ama duyduklarımı keşke elinde "mühür" olanların alayı dinleseydi.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/16092013htk02.jpg)
Başta Kayhan Kantarlı hocamız olmak üzere CHP Milletvekili Erdal Aksünger, Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan, bazı CHP'li aday adayları, İşçi Partililer, ÖDP'liler, ADD'liler, gençler, kadınlar, yaşlılar hatta çocuklarla kalabalık bir topluluktuk.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/16092013htk03.jpg)
Ama eksiktik... Hem de çok eksiktik...
Bornova'daki Bayraklı'ya döndüğümüzde Başkan Hasan Karabağ'ı aradı gözlerim. CHP'li belediye meclis üyelerini aradı gözlerim, diğer milletvekillerini, Aziz Başkanı hatta Deniz Baykal'ı da aradı...
Çünkü bu olay sadece Bornova'nın değil tüm İzmir'in hatta Türkiye'nin meselesi!
CHP'li bir milletvekili ve bir belediye başkanının ardında CHP'liden çok İşçi Partililer vardı. Fakat söylemeliyim ki yürüyüşe katılanlardan daha çok balkonlardan alkış tutan sevgili yurttaşlar vardı yürüyüşte.
Ama eksikti... Yine de eksikti...
Mesela bu konu bir yıldan fazla konuşuluyormuş. AKP Milletvekili Aydın Şengül bir kaç yerde buraya ilgili konuşmuş.
Peki biz neredeydik?
Neden basın yeterince tutmuyor gündemde bu konuyu?
19 Eylül'deki ihaleden sonra ne olacak?
Hangi ÅŸirketler girecek bu ihaleye?
Bazı medyacılar buranın verileceği "şahsı" bildikleri için mi kalem oynatmıyor? Bazı medya da yeni öğrendiğinden mi yer vermedi? Yoksa buranın "yeni" sahibi İzmirli "büyük" gazetecilerin "yakın dostu müteahhitlerden" biri mi? Yoksa şimdiden buraya yapılacak olan beton kazuletlerin reklam bütçeleri mi açıklandı?
Soru çok, ama ne yazık ki yanıt "dokunan yanar" şeklinde. Zira o "yanmanın" ne olduğunu acı bir şekilde öğrendim ben, hala iki yakam bir araya gelmiyor ve hesaplaşmayı mahşere bıraktım!
Öte yandan Zeytincilik Araştırma İstasyonu ile DSİ alanı bu ihale kapsamında değil şu anda. Dünyaca ünlü zeytin ağaç koleksiyonunun bulunduğu yeri betona bulamak Sayın Başbakan'ını vicdanına sığar mı ki? Peki neden ısrarla ihaleye bugun için gitmeyen yerleri de söylüyoruz? Başkan Sındır'ın, vekil Aksünger'in bilip de söylemediği bir şey mi var?
Eksik dedim ya?
Eksiklik samimiyetten kaynaklanıyor!
Yaşar Üniversitesi inşaatı sırasında yaşanan hoş olmayan tutumlara kimse ses çıkarmadı ama bugün hepimiz ayaktayız!
Bornova Ağaçlı Yol ihalesine tepki koymakta çok geciktik. Çünkü dava açan belediyelerimiz bile bu olayı duyurmakta geç kaldılar. Medyadaki müteahhit kankilikleri, gökdelen ve AVM reklam bütçeleri de böylesine bir yanlışın kamuoyu tarafından zamanında duyulmasını önlemiş olabilir mi?
O halde?
İki söz size.
Biri "zulm ile abad olanın âhiri berbat olur!" ki inşallah diyorum!
Ä°kincisi ise "men dakka dukka!"