Heyamola Yayınları tarafından projelendirilen ve yayınlanan 41 yazar, 41 kitap, 41 semt arasında yayınladığım 21 numaralı kitabın adını “Saklı Mazi: Kireçlikaya-Dibekbaşı” verirken, amacım İzmir’in mazisinin burada saklı olduğuna dikkat çekmekti. Hellenistik, Roma, Bizans, Aydınoğulları, Osmanlı, Erken Cumhuriyet izleri yoğun olarak bu ve yakın çevre semtlerdedir. Yani bu semtler katman katman kültür kompartımanlarından oluşmaktadır.
1930 yılında ortaya çıkarılan Agora, varlığı uzun yıllardır bilinen, ancak son yıllarda ortaya çıkarılması için yoğun çaba harcanan Roma Tiyatrosu, Kadifekale, Sütveren Tanrı Annesi adı verilen su kültü/ayazma, Emir Sultan Türbesi, camiler, yatırlar, kiliseler, stadyum hep bu bölgede yer alan kalıntılardır. İzmir’in kültür mirası burada yatmaktadır.
Kadifekale ile stadyum arasında bir zamanlar yer alan ve Aziz Polikarp adına inşa edilen kilise, Aziz Polikarp’ın sonradan Yusuf Dede adını alan yatırı, bir zamanlar Dibekbaşı’nda var olan Santa Maria Kilisesi ve daha neler neler...
24 Ekim 1930 gecesi İzmir’in o meşhur gök gürültülü, şimşekli ve yıldırımlı haliyle gökyüzü sanki patlarcasına yarılır. Belki de yüzyılın sel felaketine maruz kalır İzmir. Namazgâh olarak bilinen ve kullanılan bugünkü Agora kazı alanı içinde bulunan bir çitlembik ağacı devrilir ve ağacın köklerinin boşalttığı yerde açılan boşluğun altında kalıntı olduğu anlaşılır. İzmir’in unutulmaz valisi Kazım Dirik’in talimatıyla başlatılan çalışmalar sonunda toprak altından bir Agora ortaya çıkar. Selahattin Kantar’ın başkanlığında ve İzmir Cezaevi’nde yatan mahkûmların çalıştırılmasıyla kazı işleri başlatılmış olur...
"Bu aks üzerinde hiç kuşku yok ki en değerli kalıntılardan birisi de İzmir’in Roma Tiyatrosu’dur... Bu tiyatro ile ilgili çok şey söylenmiştir ama çok şey yazılmamıştır. Yazılı kaynaklar, birçok konuda olduğu gibi tiyatro konusunda da yazılı kaynak bırakanlar seyyahlardır... Tiyatro ile ilk yazılı bilgi aktaran isim, Fransız Diplomat Balthasar de Monconys olmuştur. 1648 yılında 37 yaşındayken İzmir’e de uğrayan Monconys, bize tiyatroya ilişkin ilk bilgi aktaran ve görece en sağlam haliyle gören ilk kişidir.
Yüzyıllar boyunca İzmir’e uğrayan çeşitli seyyahlar da tiyatro ile ilgili bilgiler aktarmıştır. Ancak ilk ciddi araştırma sonuçlarını görmek için Otto Berg-Otto Walter adlı mimar ve arkeolog olan iki Avusturyalıyı beklemek gerekecekti.
Berg ve Walter ikilisi 1917 yılı boyunca tek tek evlere girerek tiyatro üzerine ayrıntılı bilgi toplamaya çalışırlar. Verili tarihsel bilgileri tersine çevirecek derecede bulgular saptarlar. Yani tiyatronun Büyük Vezir Han’ın yapımında kullanıldığı tezini çürütecek şekilde bilgiler ortaya koyarlar. Ancak bir talihsizlik yaşanır; derledikleri tüm bilgileri ve çizimleri Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Büyükelçiliği aracılığıyla bir kurye ile Viyana’ya gönderilmek üzere kendilerine teslim ederler. Bu belgeler günümüze kadar bir daha ortaya çıkmamıştır. Berg-Walter ikilisi ellerindeki notlardan yeniden bir çalışma yaparlar ve bugün elimizde bulunan tek ve biricik kaynağı ortaya koyarlar.
Otto Berg ve Otto Walter, çalışmalarının sonunu şu cümleyle bitirir:
“Bu çalışmayla amacımız bugüne kadar göz ardı edilmiş olan bir değerli yapı kalıntısına dikkat çekmek, var olanı saptayarak koruma altına almak ve daha sonra rahat bir ortamda yapılacak çalışmalara hazırlanmış bir dosya bırakmak olmuştur. Burada yapılacak bir kazı sonunda antik kalıntı bakımından yoksul olan İzmir, hiç olmazsa büyük bir öneme sahip bir kalıntıya kavuşmuş olacaktır.”
Bugün tiyatro alanının tamamı kamulaştırılmış ve kazı ön çalışmaları başlatılmıştır. Bu değerli yapının ortaya çıkarılmasında Sayın Aziz Kocaoğlu’nun gösterdiği ısrarı ve iradeyi göz önünde bulundurmak gerekir. Ancak son zamanlarda kulağımıza gelen boşaltılan alanda definecilerin işbaşı yaptığı duyumuyla sıklıkla karşılaşıyoruz. Bunun için acil önlem alınması gerekmektedir. Berg ve Walter’in saptadığı gibi, tarih bakımından zengin, kalıntı bakımından yoksul olan İzmir’in göz bebeği gibi bakılması gereken bu yapı kalıntısına gereken önem ve özen gösterilmelidir...