Alaçatı'da Gezi direnişi paneli
Yazar: Güncel Haberler
İzmirin gözde tatil beldesi Alaçatı, 38 derece sıcakta Türkiye gündemini ilgilendiren Gezi Direnişi başlıklı bir panele ev sahipliği yaptı. Alaçatı Belediyesi katkısıyla Birgün Gazetesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen panel Alaçatı Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Gazeteci - yazar Doğan Tılıç, yazar Oğuzhan Müftüoğlu ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu panele konuşmacı olarak katıldı.
AKP Hükümeti'nin ikinci döneminde topluma deli gömleği giydirmeye kalktı.ğını söyleyen Doğan Tılıç, Bu da Gezi hareketinin tetikleyicisi oldu görüşünü dile getirdi. Gezi Parkı eylemleri sırasında ana akım medyada bazı kalemlerin Geziye övgüler düzerken örgütsüzlüğü övdüğünü anımsatan Tılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Geziden yan fayda çıkarmaya çalıştılar, klasik örgütlenmeler olmazsa daha iyi sonuçlar çıkacağını söylediler. Örgütsüzlükle bir yere varılacağına dair çıkarsamada bulunmak doğru değil. Bu türden toplumsal hareketler birdenbire ortaya çıkıp yaygınlaşabilirler, ne zaman nereye kadar gideceği, onun sağlam ve ciddi örgütsel yapıya kavuşmasıyla mümkün olur diye düşünüyorum.
Gezi Parkı eylemlerinin medya boyutunu değerlendiren Doğan Tılıç bu konuda şu görüşleri dile getirdi:
Sosyal medyayı, geleneksel gazeteciliğin pabucunu dama atacak mecra olarak görmek yanlış ifadesini kullandı. Tılıç, şunları söyledi: Gazetecilik diye bir meslek varsa, bu mesleğin yeni teknolojilerle iç içe geçeceğini düşünüyorum. Yeni toplumsal hareketlerden sonra sadece yeni teknolojik araçları kullanmak, bana yanlış geliyor. Hiç bir şeyin insana dokunarak kurulan iletişimden etkili olacağını düşünmüyorum.
CHP Milletvekili Mustafa Moroğlu, Gezi eylemlerine, hareketin İzmirdeki kalbi olarak nitelediği Gündoğduda ve Ankarada katıldığını belirtti. Moroğlu, Gezi eylemlerinde, kimse kimsenin sayısına bakmadı. 'Sen benim güdümüme gireceksin' demedi. İktidarın en çok korktuğu şey de buydu. Farklı kesimler birlikte durdu. Bir araya gelmesi mümkün olmayan kesimler, ortak bir yaşam mümkün, dedi. Ben direnişin bu yönünü çok önemsiyorum dedi.
Mustafa Moroğlu, eylemlerde gençlerin verdiği mesaj ve çıkarılacak derslerin herkes için önemli olduğunu söyledi, Moroğlu, Derslerden biri, önümüzdeki yerel seçimlerde herkesin oy vereceği nitelikte, genç isimlerin yerel yönetim kademeleri için aday çıkarılması. İkinci ders, yeni eylem biçimlerinin, Gezi yaratıcılığıyla ortaya koyularak, baskının yoğunlaşacağı önümüzdeki dönemde uygulanması diye konuştu.
Oğuzhan Müftüoğlu Gezi Direnişini Solun kitlesel, eylemli sokaktaki varlığını, 12 Eylülden sonra ilk kez ortaya koyan olay olarak nitelendirdi. Ben buna 12 Eylülün gerçek sonu diyorum. Kenan Paşa ve şürekası sahte yargılamayla değil, Gezi eylemleriyle alanlarda yargılandılar. Gezi Direnişi, Türkiyenin gelecek tahayyülünü değiştirdi diyen Müftüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Direnişten önce 'Nereye gidiyor bu ülke?' diyenler, yaşadıklarıyla yön buldular. Teslimiyetin yaygınlaştığı toplumda, bu süreç dersine döndü. Karşı duruş ve tepki kültürü yaygınlaştı. Bütün bunlar bir anda olmadı. TEKEL, HES ve 1 Mayıs direnişlerini yaşadık. Ama bunların hiçbiri Gezi Direnişindeki gibi sosyal patlama tarzında ve kitlesel olmadı. Aslında Gezi Direnişini ortaya çıkan halk tepkisi hepimizde vardı. Homurtu ve tepki vardı. Türkiye artık Tayyip Erdoğanın zihniyetine vurgun bir ülke olmayacak. 3-4 ağacın yıkılmasından kopan fırtına aylardır dindirilemiyorsa gerçek budur. Neo-liberalizme karşı evrensel bir tepkidir. İdeolojiler bitti, yalanının sonudur.