Ayşenur Arslan'a “Basın Özgürlüğü Ödülü” verildi
Yazar: Güncel Haberler
Karşıyaka Belediyesi ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin 2013 Basın Özgürlüğü Ödülü yazdıkları ve muhalif duruşları nedeniyle işsiz kalan gazeteciler adına usta gazeteci Ayşenur Arslan’a verildi. Ödülünü Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel’in elinden alan Ayşenur Arslan, “Bu ödülü yazdıkları, konuştukları için cezaevine atılan ya da işsiz bırakılan gazeteciler adına emaneten ve sembolik olarak alıyorum” dedi.
Karşıyaka Belediyesi Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Durak, basın ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın toplumsal boyutta pek çok kısıtlama ve özgürlüğün yok edilmesi demek olduğunu söyledi. Sertel de konuşmasında Ayşenur Arslan’a birçok ödül verilmesi gerektiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi:
“Gazetecilik ve televizyonculukla hiçbir ilgisi olmayan, kendi gemisini yürütmek için medya araçlarını birer silah olarak kullanan patronların bu iktidar karşısında diz çöktüğü bir ortamda bu ödülü sevgili Ayşenur Arslan’a vereceğiz. Arslan düşündüklerini söyleyebilen ve yazabilen ender insanlardan biridir. Abdülhamit’in 1908’de kaldırdığı sansürün bugün katmerlisi uygulanıyor. O dönemde padişahlık vardı, bu dönemde ise nasıl bir yönetim olduğu anlaşılamıyor. Ancak iktidara ters düşen gazeteciler hapislere atılıyor, işlerine son veriliyor.”
Konuşmasında 5 Ağustos’ta Silivri’de görülecek karar duruşmasının önemine de dikkat çeken Atilla Sertel, halkı 5 Ağustos’ta Silivri’de olmaya çağırdı. Sertel, “Silivri’de zindanlarda çürütülen üyemiz Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi pek çok gazeteci arkadaşımızın hepsinin özgürlüğü halkın mücadelenizden geçiyor. Onları demir parmaklıklar arasından kurtarmanın yolu, sandıktan geçiyor. Bu konuda hiçbir medya kuruluşunun ve özellikle belli alanlarda hizmet veren medya kuruluşunun yapamadığını halk yapacaktır” dedi. Ayşenur Arslan da ödülünü aldıktan sonra şunları söyledi:
“Bu ödülü yazdıkları, konuştukları için cezaevine atılan ya da işsiz bırakılan gazeteciler adına emaneten ve sembolik olarak alıyorum. Başbakan Erdoğan cezaevinde olan gazetecilerin bir tekinin ismini dahi bilmiyor. Ona kalırsa hepsi terörist. Bu ülkeyi yönetmeye talip olan iktidardaki insanlar bu isimleri bilmiyor ve bilmek istemiyor. Medya bildiğinizden daha kötü ve utanç verici bir durumda. Çok net otosansür ve sansür var. Çok çirkin. Bunları uygulayanlar, yynada yüzlerine nasıl bakıyorlar anlamıyorum.”
Törende konuşan Haluk Şahin tepki koyacak kişinin bir birey olduğunu belirterek, “İzmir’de olmak güzel, insanın morali düzeliyor. Gazetecilik mesleğinin insanı rezil ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Ayşenur Arslan bireysel tepkisini koyabilen ender insanlardan biridir” dedi. Geçtiğimiz yıl tutuklu gazeteciler adına ödülü alan Nedim Şener de konuşmasında yaşanan baskıları anlatarak, “Cezaevinden çıktığımda her şeyin değişeceğini sanmıştım. Artık tencere tava çalan da terörist ilan ediliyor. Gelecek yıl bu ödülü belki de tencere, tava çaldığı için Ayşe teyze alacak. O kadar otoriter bir iktidar var ki yandaşların dışında ses duymak istemiyor“ diye konuştu.
“Biz halkın gerçekleri öğrenmesi için mücadele ediyoruz” diyen Uğur Dündar da konuşmasında sadece halkın önünde eğilebileceğini belirtti. Dündar, “Günümüzde artık basın hür değildir, sansür edilebilir anlayışı yerleşmeye başladı. İktidar hırsı bu kutsal Ramazan ayında bile insanları muhbir yapmaya yönlendiriyor, kin ve nefret tohumları ekiyor” dedi.