Başlıkla içeriği belki alakasız bulacaksınız.
Olsun!
Ben özellikle "çakma krallar kenti İzmir" dedim, belki de okuyacağınız yazının satır aralarını bağdaştırırız başlıkla
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, şu "bir İlknur Denizli prodüksiyonu" olan İEKKKda basına çatmış
"İzmir basını, belediyeyi bu projelere karşıymış havası yaratmakta. Basın negatiflikten ve çelişkiden besleniyor. Böyle bir bombardıman ile karşı karşıyayız. Ama bu eksik haberler yerine bizim moral vermek göreviyle uğraşmamız gerekiyor" buyurmuş.
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/20012013htk03.jpg)
Buyuramaz mı?
Buyurur elbet, koskoca İzmir Belediye Başkanı
Ancak uzun zamandır anlayamıyorum başkanla alakalı olan biteni
Hatta 2009 seçimlerinden bu yana anlayamıyorum
Yatırımlarla alakalı haber yapan, yorum yapan, yatırımcıları yere göğe sığdıramayan ve belediyeleri de yatırımcıya engel olmakla itham edenlerle başkanın arası maşallah çok iyi
Hepsi yakın dostu
Her ne kadar 2009 öncesi "şimdiki dostları" Başkanı beğenmezler ve sürekli olarak "rahmetliyle" kıyaslarlardı ama günler geçti, köprülerin altından çok sular aktı ve başkan "dün kendisini küçümseyenleri" adeta başının tacı yaptı
Yapamaz mı?
Yapar elbet, bana mı soracak?
Lakin başkan içinde "halk" olan bir siyasi partinin mensubuysa ki öyle, "yatırım", "halk", "öncelik" ve "ihtiyaç" sözcüklerini de "önemine" göre ideolojik sıraya sokmalı. Sokarken de "yakın" olduğu "medya" mensuplarının "halk" ile "ilişkilerinin" boyutuna bakmalı!
Açıkça söyleyim
İzmirde gazetecilik yapmaya uğraşan bir İzmirli olarak Sayın Başkanın "basına azar" kurgusuna fena halde kırıldım, kızdım, öfkelendim ve şaşırdım!
İzmirde "yatırım" denen "şeyin" ne olduğu, ne olması gerektiği, nelerin ihtiyaç ve beklenti ihtiva ettiği tartışılmıyor ama nedense İzmirdeki bazı "çakma baronların" ve yeni yeni İzmire üşüşen "çakma kralların" ihtiyaçları ki mesela yatlarını bağlayacakları yerler gibi, bir anda kentin ana yatırım meselesi olabiliyor.
Üzülüyorum ki "esnaf başkan Aziz abi" bir nevi "baronlar meclisinde" fena halde gaza gelip hedef tahtasına "yakın kanki kalem erbaplarını" koyuvermiş, hayırdır inşallah!
Kendi bilir, keyfi bilir
Ama basından memnun değilse, memnun olmadıkları kimse, hangi manşetler ya da bültenlerse onları da beyan eyleyiverseydi ya!
İzmir körfezinde külüstür ve yetersiz gemilerle yolculuk eden İzmirlilere "nanik" edercesine "yat limanları yapalım, golf sahaları yapalım, daha çok gökdelen ve teras villalar yapalım" edebiyatına ne kadar yakın ya da uzak bizim "halkçı başkan abimiz" anlayamıyorum artık!
Yat limanlarına ve belediyenin itirazlarına aynen katılan ve canlı yayında "servet düşmanı ilan edilen bir gazeteci olarak, Başkan Kocaoğlunun ne yapmak istediğini inanın anlayamıyorum.
İzmirdeki işsizliği önleyecek doğru dürüst bir yatırım projesi duydunuz mu siz? Bir fabrika falan yapılıyor mu? Varsa yoksa "sosyetik, aristokratik ihtiyaçlar" ve ne yazık ki bunları alkışlarla bir halt sayan "halkçı yerel yönetimler"! Bir de aralarında "devrimci ruhtan gelen sendikacı falan" vekiller var!
Kent dönüşümü sadece laf salatasına dönüp, vatandaşların hayallerine limon sıkmaya başlayan bir macera oldu. Lakin İzmirin her yerinde tanesi "milyonlar" değerinde lüks daire, apartman, teras villalar, çelik gökdelenler inşaatları. İzmirin yetersiz alt yapısı, arsız müteahhitleri ve ne yazık ki sadece "bekleyen" ve "hayal eden" güzel halkı
Ve tabii bu beklenti ve hayalleri sömüren iğrenç "çakma krallar"!
Başkan ya ciddi olarak karıştırıyor, bilmiyor, okumuyor, izlemiyor, haberdar edilmiyor ya da ciddi olarak "oynuyor"!
Son zamanlarda İlknur Denizli ile ilgili söyledikleri de ilginç
Bu konuda en azından "bugün" yazmak istemediğim, zamanını beklediğim ciddi anılarım var. Kendisini zamanında uyaranları "düşman sayan" sayın başkan, bugün İlknur Denizlinin halk içinde itibar kazanmasına dayanamıyor. Oysa bir bilse hem İlknur Denizlinin hem de kendinin kayığına binenlerin "aynı" olduğunu
Dedim ya, baskı yok, beklediğim bir zaman var!
Başkan Kocaoğlu rotasını halktan "çakma baronlara" çevirdiğinden beri başına gelmeyen kalmadı, Allah korusun daha beterlerini yaşamasın. Ama kendisini sıfatsız, makamsız seven bir "önemsiz" ve "muteber" olmayan gazeteci olarak uyarmak isterim sadece
Lakin tekrar edeyim, Başkan Kocaoğlu ya gerçekten "bilmiyor" ya da muhteşem oyuncu!
Teşekkür etmek içimden gelmiyor!
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/20012013htk01.jpg)
Geçen yazıda konu etmiştim tekraren Baladur Camiinin içler acısı durumunu. Açık söylemeliyim bir süredir camiyi görmeye gidememiştim. Ancak Vakıflar Müdürlüğünün 2009da yolladığı yazıyı sizinle paylaşmış ve müdürlüğün iddia ettiği tarihlere sadık olmadığını gözler önüne sermiştim. İzmir Vakıflar Müdürlüğünün işlerine aklım ermiyor artık, gitmişler bir ara camiyi onarmışlar. Bunu da caminin içler acısı durumunu 2009dan beri her fırsatta dile getiren bana değil, AK Parti İzmir Milletvekili Nesrin Ulemaya bildirmişler. Sağ olsun Sayın Ulema da bana
Vakıflara teşekkür etmek içimden gelmiyor. Ama caminin kurtulduğuna mutluyum. Şimdi sırada, caminin hemen karşısındaki Topaltı İlkokul var, duyduğuma göre okulu güpegündüz soyuyorlarmış ve polis de bir şey yapamıyormuş. Bu iş Vakıfların işi değil, İl Özel İdaresinin işi ama açık söyleyim onlara da güvenmiyorum. Caminin yeni halini de sizinle paylaşıyorum bu yazıda.
24 Ocaka dair
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/20012013htk02.jpg)
Uğur Mumcunun öldürülüş tarihi 24 Ocak. O gittiğinden beri ne yeri dolduruldu ne de Onun gazeteciliğine örnek gazetecilikler doğdu. Şimdi yine 24 Ocak geldi ve yine anacağız elbet. Ama içim acıyor, çünkü Onu tanımayan kuşakların Onun kitaplarına ilgisini yaratamadık. Kitaplarının satışı ne durumda, öğrenmek de istemiyorum. Bilmem anladınız mı? Perşembe günü ben de Havagazı Fabrikasında 18.00de konuşacağım. 20.00de de İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde önemli bir etkinlik olacak.
Hani gitmek isterseniz, anmak isterseniz diye duyurmak istedim!