İzmir Seferad düğünleri ve kentin belleği
Yazar: İlhan Pınar
İzmir, tarihi ve kültürel zenginliği bakımından sıklıkla sözü edilen bir kent olmuştur. Nedense bu konuda tam bir fikir birliği vardır. Hatta bu saptamaya itiraz etmek neredeyse kimsenin cesaret edemeyeceği bir iştir. Bu saptama doğru olmasına elbette doğrudur. Ancak bu saptamayı yapacak bilgi birikimine sahip miyiz veya bunun doğruluğunu ortaya koyacak kadar bu kentle ilgili bilgi üretebilmiş miyizdir acaba?
Ben bu saptamaların her ikisinin de doğru olduğunu düşünüyorum Yani İzmir, tarihi ve kültürel bakımdan zengin bir birikime sahiptir. Ancak ne bu zenginliğin günümüze uzanan ve yansıyan izdüşümü söz konusudur ne de bu zengin birikimi yeteri kadar yazabilmiş, okuyabilmiş ve de bunu bir İzmirlilik davranış ve farkındalığına dönüştürerek bilinç düzeyine çıkarabilmişizdir.
1990lı yıllarda başlayan yerel tarih üzerine düşünmeler ve cılız girişimler, 2000li yıllarda meyvelerini vermeye başladı. Bu alanda İstanbuldan sonra hemen harekete geçen ve kurumlarını oluşturmaya başlayan kent İzmir olmuştur. 2000li yılların başında özellikle Belediye Başkanı Ahmet Piriştina öncülüğünde yerel yönetimin arşiv ve yayınlarla öncülük ettiği bu alan gittikçe yaygınlık kazanan bir boyut kazanmıştır.
Artık günümüzde arşiv, müze ve bellek gibi kavramların merkezine oturduğu kurumsallaşmalar ilçe düzeyinde hız kazanmıştır ve bu alanda önemli kurumlar ortaya çıkmıştır ve hatta çıkmak için hazırlıklar son aşamadadır.
Aslında ben bütün bunları geçtiğimiz ay içinde Türk-Amerikan Kültür Merkezinde davet edildiğim ve izleme fırsatı bulduğum Dünden Bugüne İzmir Sefarad Düğünleri fotoğraf sergisi ve belgesel gösteriminden ve bu bağlamda kentin belleğinden söz etmek için yazdım...
Elbette İzmir Yahudi Tarihini Roma Dönemine kadar geriye götürmek mümkündür. Hatta yöreye yani Batı Anadoluya ilk tek tanrılı dini getirmeleri bakımından da kentin tarihinde önemli bir yerleri vardır. İ.S. 256da kentte ölüme mahkûm edilen Aziz Pioniosun tirad tadındaki İzmir Yahudilerine hitabı da bu kentin belleğinde önemli bir yer tutar.
İzmir Seferad Yahudileri de Batı Anadoluda 600 yıllık, İzmir kent tarihinde 500 yıllık kesintisiz tarihleriyle kentin tarihinde olmazsa olmaz bir unsurdur. Ancak bir İzmirli için bu topluluğun kültürel tanınırlığı ve bilinirliği herhalde Can Bonomodan öteye gitmez!
İzmir Yahudi Cemaati, yakın zamana kadar çok görünür değildi, kamusal alanda cemaat olarak bilinir değildi. İçine kapalı bir toplumdu. Geçtiğimiz Ekim ayında Basmane Günlerinde Sara Pardo Hanımefendinin konuyla ilgili konferansı ve İzmir Seferad Düğünleri fotoğraf sergisi artık bunun böyle olmadığının önemli göstergeleri olarak algılanmalıdır. Bu bakımdan bu fotoğraf sergisini önemsiyor ve İzmirin kültür tarihinin önemli unsuru olan Seferadların kendilerini kamusal alana çıkarmalarını değerli buluyorum.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Pariste 32.Enternasyonal Yahudi Jeneoloji Kongresi ve 1. Ladino Yaz Üniversitesi Konferansında, ekim ayında ise İstanbulda Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinliklerinde yer alan İzmir Sefarad Sergi Grubunun hazırladığı fotoğraf sergisi ve belgesel gösterimi Aralık ayı ortalarında Türk-Amerikan Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
İzmirde yaşayan ve evlenmiş Yahudi ailelerin düğün törenlerinden oluşan fotoğraf sergisi düğün adetleri bakımından İzmirin zenginliğine katkı koyan bir gelenektir. Muhtemelen kentte yaşayan çok milletli yapı içinde birbirinden etkilenmiş birbirini etkilemiş bir gelenektir bu. Muhtemelen diyorum, çünkü o zenginliğe sahip bu kentte bu tür geleneğe dayalı sosyolojik araştırmalar yapmak için zihinsel olarak birkaç on yıl uzak gibi görünüyoruz henüz. Osmanlı Döneminde Müslüman ve Yahudi mahallerinin komşu ve hatta yer yer iç içe olduğu düşünüldüğünde bu kültürel etkileşim kaçınılmazdır. Bu kültürel ilişkinin kentte 1950li yıllara kadar İkiçeşmelik ve Sakarya Mahallesi civarında devam ettiği göz önüne alınacak olursa...
Sergi açılışından sonra Mendellsohnun ünlü düğün müziği eşliğinde belgesel gösterimi başladı. Film 1930lu yıllardan 2012ye uzanan bir zaman yolculuğunda 25 yaşından 99 yaşına kadar birçok aile ile yapılan röportajlar ve düğün görüntülerinden oluşuyordu. Söyleşilerin birçoğu Ladino dilinde yapılmıştı ve Türkçe altyazılıydı. Bu belgesel, hem İzmir Sefarad düğün gelenekleri için hem de yakın bir gelecekte ne yazık ki unutulacak olan Ladino dili için önemli bir arşiv niteliği taşıyordu.
Bütün bu çalışmaları gerçekleştiren, İzmirde bir Sefarad Sergi Merkezi kurma ideali ile yola çıkan Selim Bonfil ve sekiz hanımdan oluşan bir gönüllüler grubuydu: Beki Şikar, Katya Levi, Keti Asal, Rahel Hayim, Sara H. Enriquez, Sara T. Enriquez, Sarit Bonfil ve Stella Azar.
İzmir kültürel ve tarih bakımdan elbette zengin bir kenttir. Ancak bu kültür ve tarih yazıldığı ve okunduğu müddetçe zenginliktir. Çünkü kenti ve kendi hakkında bilgi üretmek ve bu bilgiyi değere dönüştürmek önemli olandır. Bu öyle kendiliğinden olacak bir durum ve sonuç değildir. Merak, emek, bilgi ve değer bu yoldaki önemli kavramlardır, diye düşünüyorum...
Bu çalışmada emeği geçenlerin ellerine ve akıllarına sağlık diyorum...