Planlanma için fişleme gerekli mi?
Yazar: Dr. Ülkümen Rodoplu
Sayın Başbakanımız, aylar önce yapılan ameliyatınız ile ilgili bilgilerin ayrıntılarının üçüncü şahısların eline geçmesini ister misiniz?
Sayın Sağlık Bakanımız, eşinizin kulak ameliyatı ile ilgili bilgilerin bilgisayar ortamında saklanmasını ve yıllar sonra belki de siyasi rakiplerinizin eline geçmesini ister misiniz?
Siz değerli Bölge Müdürümüz, aylar önce gittiğiniz özel hekimin üç ay süreyle kullanmanızı önerdiği depresyon ilacı ile ilgili bilginin Sağlık Bakanlığında görevli bir bilgi işlemci tarafından bilinmesini ister misiniz?
Siz sevgili işadamı, yıllardır karaciğer rahatsızlığı geçirdiğinizin ve bu nedenle tedavi gördüğünüzün hem size kredi veren bankanın, hem de rakip firmaların eline geçmesini ister misiniz?
Eğer yanıtlarınız hayır ise lütfen yazıyı dikkatlice okuyun. Çünkü sizler de hekimler aracılığı ile fişlenmek üzeresiniz.
Son günlerde Sağlık Bakanlığına bağlı İl Sağlık Müdürlükleri tarafından, bütün yurtta muayehanelere, özel sağlık kuruluşlarına ve odalara Sağlık Net 2 Veri Gönderimi konulu yazılar gönderilmektedir. Bu yazılarda 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren özel sağlık kuruluşları tarafından Sağlık Net 2 sistemine veri gönderiminin zorunlu olacağı, Ulusal Sağlık Veri Seti (USVS) 2.0 kapsamında yer alan verileri sisteme göndermek için entegre yazılım temin etmeleri gerektiği bildirilmektedir. Toplanacak kişisel sağlık verilerinin sağlık hizmetlerinin planlanmasında ve sağlık politikalarının oluşturulmasında kullanılacağı belirtilmektedir.
Hasta bilgileri ya da kişilerin fişlenmesi
Kamu ve özel bütün sağlık kuruluşlarının toplayıp merkezi elektronik ortama göndermekle yükümlü tutulduğu bilgilerin bazıları şunlardır:
1) Bütün kimlik, adres, iletişim bilgileri, medeni hal,
2) Sağlık geçmişi,
3) Özürlülük durumu,
4) Alkol-madde-sigara kullanımı,
5) İş, meslek, öğrenim durumu, gelir durumu,
6) Hastalık şikayetleri, hastanın öyküsü, bütün tetkik sonuçları, tetkik istenen kurumlar,
7) 15-49 yaş arası kadınların, doğum, düşük türü ve sayıları, kadın sağlığı İşlemleri, kullanılan aile planlaması yöntemi, gebelik tespiti sonuçları, son adet tarihi, babanın kan grubu, gebe olduğu tespit edilmiş olsun ya da olmasın, doğum ya da düşükle sonuçlanan tüm gebelikler,
8) Ağız ve diş sağlığı ile ilgili tüm koruyucu hekimlik, teşhis ve tedavi işlemleri
Özel hayatın gizliliğine müdahale
Sağlık Bakanlığı ayrımsız bir biçimde herhangi bir hekime, sağlık kuruluşuna başvuran kişilerin, özel hayatlarına dair pek çok bilginin gönderilmesini isteyerek özel hayata bütünüyle müdahale etmektedir.
Bütün özel ve kamu sağlık kuruluşlarından kişilere ait sağlık verilerinin 2 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe konulan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı Ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisi başlıklı 47. Maddesine dayanılarak istenildiği anlaşılmaktadır. Bu uygulama ile konuya ilişkin özel hükümler içermeyen bir Kanun Hükmünde Kararname maddesine dayanılarak, ülkedeki bütün insanların özel hayatın gizliliğine müdahale edilmesi söz konusudur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesi (bireyi kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı korumak) ve Anayasanın 20. Maddesi ile koruma altına alınan hakların kullanılamaz ve güvencelerinin işlemez hale getirilmesi söz konusu edilmektedir.
Hekimlerin hastalarına ilişkin bilgileri başkaları ile paylaşma yasağını ortadan kaldıran iki neden vardır:
1) Hastalarının buna onay vermiş olması hali,
2) Bildirim konusunda yasada düzenlenmiş bir zorunluluğun bulunmasıdır.
Eğer bu iki koşul yok ise hekimler, Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 4. Maddesinde düzenlenen sır saklama yükümlülüğü kapsamında hastalarına ilişkin sırları açıklayamaz.
Veri hırsızlığı, veri kaybı
Bilgiler merkezileştikçe güvenlik sorunlarının da o oranda arttığı bilinmektedir. Gizliliğe çok önem verilen hallerde dahi diğer ülkelerde de sık rastlanan veri kaybı ve veri hırsızlığı gibi istenmeyen durumların yaşanması da gözardı edilemeyecek bir durumdur. Sağlık verilerinin iletilmesi istenen kişilerin bu bilgilerin Sağlık Bakanlığına gönderilmesine rızalarının olup olmadığının sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması yönünde bir bildirimde bulunulmamıştır.
Öneriler
1. Her ne kadar 663 Sayılı KHK ile zemini oluşturulmaya çalışılsa da, hastalara ait kişisel verilerin elektronik ortamda Sağlık Bakanlığı'na bildirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşmalara ve temel insan haklarına aykırıdır. Kişiler kendi sağlığıyla ilgili bilgiler bakımından, özel yaşamına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.
2. Kadın veya erkek herkesin özel yaşamına saygı gösterilmelidir.
3. Hastanın sağlık durumu, tıbbi durumu, tanısı, prognozu, tedavisi hakkındaki ve kişiye özel diğer tüm bilgiler, ölümden sonra bile gizli olarak korunmalıdır.
4. Hastaya ait bu bilgiler, yalnızca hastanın açık izni veya mahkemenin kesin isteği üzerine açıklanabilir. Hastanın tedavisi ile ilgili diğer sağlık personeline ihtiyaç söz konusu olduğunda, hastanın onayı olduğu varsayılarak davranılır.
5. Hastanın kimliğine dair bilgiler korunmalıdır. Bu bilgilerin korunması usulüne uygun yapılmalıdır. Hastanın tanı, tedavi ve bakımı için gerekli olmadıkça ve ek olarak hasta izin vermedikçe hastanın özel ve aile hayatına ait bilgiler paylaşılamaz.
6. Sağlık Hizmetlerinin planlanması için böylesine çağdışı fişleme yöntemine gerek var mı?
Anayasa değişikliğine ilişkin 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referendum sürecinde Bu anayasa değişikliği kabul edilirse kişilerin fişlenmesi son bulacak... şeklindeki propaganda, bugün yerini başka bir söyleme bırakmış gibi görünümektedir.
Son söz:
İnsanlar kendi sağlık verilerinin efendisidir.