Sertel: Basın özgürlüğü yargılanıyor
Yazar: Güncel Haberler
Yaşar Üniversitesinde Türk Alman Kültür Günleri kapsamında düzenlenen "Medya ve Özgürlük" konulu sempozyumda medya ile ilgili güncel sorunlar gündeme gelirken, Türkiyede medya ve basın özgürlüğü açısından gurur verici bir tablo olmadığını belirten Türkiye Gazeteciler Federasyon Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel Bugün Türkiyede yargılanan basın ve ifade özgürlüğüdür" dedi.
Sempozyumda konuşan Sertel, 77 gazetecinin yaptıkları haberler nedeniyle terör iddialarıyla hapiste bulunduğunu belirtti. Mustafa Balbayın 4 yıl, Tuncay Özkanın 5 yılı bulan tutukluluk sürelerinin bugün aynı hücrede devam ettiğini anlatan Atilla Sertel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiyede gazeteciler terörist olmakla suçlanıyor. Tanınmış gazeteciler Güneydoğuda terör örgütü liderleriyle röportaj yaptığında başarı, yazı yazdıklarında ya da yorum yaptıklarında ise provokasyon iddiasıyla tutuklanıyor. Burada yargılanan gerçekte basın ve ifade özgürlüğüdür. Türkiyedeki gazetecilerin, güvenliği, çalışma güvenliği ve sendikaları yok. Gazetecilik mesleği patrona göre şekilleniyor. Parlamento tarafından yasal düzenlemeler yapılarak ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Türkiye kendine yaraşır düzenlemeleri derhal yapmalıdır,
ÇAĞIN GAZETECİSİ OLMAK
Türkiyede basın ve ifade özgürlüğü başlıklı ilk oturumun başkanlığını Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Narmanlıoğlu üstlenirken ilk konuşmayı Türkiyede Medya Özgürlüğü başlıklı konuşmasıyla İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri ve Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülgün Tosun yaptı. Basın özgürlüğü kavşak özgürlüktür diyen Prof. Dr. Gülgün Tosun şu görüşleri dile getirdu:
Basın özgürlüğünün olduğu yerde diğer hak ve özgürlüklerin de olduğunu söyleyebiliriz. Eğer bir ülkede basın özgürlüğü yoksa o zaman diğer hak ve özgürlüklerin durumu da tartışmalıdır. Basın özgürlüğü içindeki özellikle iki boyutu ayırt edebilmeliyiz. Bunlardan ilki özgürce haber yapabilme hakkıdır. Bu hakkın baskı altına alınmaması taciz edilmemesi haber yapanların sırf haber yaptıkları için ceza alamamaları gerekir. Basın özgürlüğü hakkındaki ikinci boyut ise gazetecilerin ülkedeki olaylar hakkında yorum yapabilme hakkıdır ve bu hak serbest olmalıdır. Eğer bu hak sağlanırsa siyasal iktidarın denetlenmesi de mümkün olacaktır. Medya denetim işlevini gerçekleştirdiğinde yozlaşma, otoriterleşme varsa iktidar, medyayı ya müttefikleri haline getirmeye çalışacak ya da susturmaya çalışacaktır. Türkiyede gerçekten de durum pek iç açıcı değil. Gazetecileri Koruma Komitesi verilerine göre dünyada 941 gazeteci öldürülmüştür. Ülkelere göre dağılımda ilk 20 ülke içinde Türkiye 12inci sıradadır. İfade ve basın özgürlüğü ihlallerinde de olan artışın endişe verici olduğunu söyleyebiliriz.
İletişim Fakültesi öğrencilerine de öğüt veren Prof. Dr. Gülgün Tosun, Bizim gazetecilerden ve gazeteci adaylarından beklediğimiz yaşadıkları çağın tanıkları olmalarıdır ama yalancı tanıkları değil" dedi.